Sonunda eme olan 6 harfli 52 kelime var. EME ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde eme olan kelimeler listesine ya da başında eme olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E E M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EM, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DÖŞEME
-
-
[isim]
Döşemek işi
-
Yapılarda taban üzerine döşenen tahta vb. kaplama
- "Odanın döşemesine bakıyor, bir türlü bu yabancı yere bir ad koyamıyordu." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Bir yapının döşenmesine yarayan her türlü eşya, mefruşat
-
Koltuk, kanepe, divan vb.nin kumaş, yay, pamuk vb. bölümleri
- "Bu patiska döşemeleri beraber ütüleyecektik." (Aka Gündüz)
-
Taşıtların koltuk, taban, tavan vb. yerleri
-
Halk edebiyatında ve türkülerden önce söylenen, bazen tekerleme biçiminde olan uyaklı giriş bölümü
- "Hamama gitmek, yıkanmak, masallara, masal döşemelerine bile girdiği gibi halkımızın yaşama biçimlerine de karışmıştır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Döşemek işi
- İZLEME
-
-
[isim]
İzlemek işi, takip
-
[isim]
İzlemek işi, takip
- KELEME
-
-
[sıfat]
Sürülmeden bırakılmış (tarla)
-
Bakımsız bırakılmış (bağ veya bahçe)
- "Bahçesi yeniden keleme olmuş, duvarları da yıkılmış yahut komşular yıkmışlar ki hayvanlar otlasın." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Sürülmeden bırakılmış (tarla)
- PEPEME
-
-
[sıfat]
Pepe
-
[sıfat]
Pepe
- DENEME
-
-
[isim]
Denemek işi, sınama, deneyim, tecrübe
- "Bunun deneme olduğunu müdürden başka kimseye söylemediği için ilk deneme fabrikayı birbirine kattı." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Son biçimini bulmamış, taslak durumunda olan
-
Herhangi bir konuda yeni ve kişisel görüşlerle bezenmiş bir anlatım içinde sunulan düz yazı türü
- "Öykülerimde, denemelerimde beni yazmaya iten yüreğimin taşmasıdır." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Denemek işi, sınama, deneyim, tecrübe
- ELLEME
-
-
[isim]
Ellemek işi
- "Kuş yuvasındaki yumurtayı ellemeye gelmez." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Elle seçilmiş, iyi
- "Elleme kömür."
-
[isim]
Ellemek işi
- EKLEME
-
-
[isim]
Eklemek işi
-
[sıfat]
Eklenmiş
-
[isim]
Eklemek işi
- BELEME
-
-
[isim]
Belemek işi
-
[isim]
Belemek işi
- BİLEME
-
-
[isim]
Bilemek işi
- "Gönül, daha birçoklarının bu enstitüde kabiliyetlerini bilemesini istiyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bilemek işi
- TELEME
-
-
[isim]
Teleme peyniri
-
[isim]
Teleme peyniri
- GÖZEME
-
-
[isim]
Gözemek işi
-
[isim]
Gözemek işi
- MELEME
-
-
[isim]
Melemek işi
-
Koyun veya keçi sesi
- "Uzaktan ağıla giren koyunlarla kuzuların telaşlı uzun melemeleri sessizliği parçalıyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Ağırkanlı, rahatına düşkün
-
[isim]
Melemek işi
- ESNEME
-
-
[isim]
Esnemek işi
- "Mahmur, esnemelerle dolu bir sesle, tanıdık adları sıraladı." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Esnemek işi
- PELEME
-
-
[isim]
Irmaklarda işleyen, bir çeşit altı düz kayık
-
[isim]
Irmaklarda işleyen, bir çeşit altı düz kayık
- DÜZEME
-
-
[isim]
Düzemek işi
-
[isim]
Düzemek işi
- PEREME
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Gondola benzeyen bir kayık
-
[isim]
Gondola benzeyen bir kayık
- BEZEME
-
-
[isim]
Süsleme, tezyin
-
Süs, süsleyen şey
-
[isim]
Süsleme, tezyin
- EVSEME
-
-
[isim]
Evsemek işi veya durumu
-
[isim]
Evsemek işi veya durumu
- ÜFLEME
-
-
[isim]
Üflemek işi
-
[isim]
Üflemek işi
- GELEME
-
-
[isim]
İki yıl sürülmeyen, boş tarla
-
[isim]
İki yıl sürülmeyen, boş tarla