Başında eme olan 17 kelime var. Eme ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde eme olan kelimeler listesine ya da sonu eme ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında eme bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler

10 Harfli Kelimeler

EMEKSİZLİK, EMEKTARLIK

9 Harfli Kelimeler

EMEBİLMEK, EMEKÇİLİK, EMEKLEMEK, EMEKLİLİK

8 Harfli Kelimeler

EMEBİLME, EMEKLEME

7 Harfli Kelimeler

EMEKSİZ, EMEKTAR

6 Harfli Kelimeler

EMEKÇİ, EMEKLİ

4 Harfli Kelimeler

EMEÇ, EMEK, EMEL, EMEN, EMET


Kelime bulma makinesi

E E M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EM, ME

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

EMEKTARLIK

  1. [isim] Emektar olma durumu

EMEKSİZLİK
...
EMEKLEMEK

  1. [nsz] Dizler ve eller üzerinde yürümek
  2. Bir işe yeni başlarken deneyimsizlikten ötürü acemilik geçirmek

EMEKLİLİK

  1. [isim] Emekli olma durumu, tekaütlük
    • "Büyükelçi emekliliğe ilkin kolay adapte olamamıştır." (Haldun Taner)

EMEKÇİLİK

  1. [isim] Emekçi olma durumu

EMEBİLMEK
...
EMEBİLME
...
EMEKLEME

  1. [isim] Emeklemek işi

EMEKSİZ

  1. [sıfat] Emek harcanmadan elde edilen, kolay, zahmetsiz

EMEKTAR

Kelime Kökeni : Türkçe

  1. [sıfat] Bir görevde uzun süre kalıp o işe emeği geçmiş olan (kimse)
    • "Raşit çocuk, emektar hizmetçimiz ve sütannemin oğluydu." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Çok kullanılmış, eski
    • "Emektar makinenin tozlarını silip masaya yerleşmeye karar verdim." (Çetin Altan)

EMEKÇİ

  1. [isim] Geçimini yaptığı işlerle sağlayan kimse, amele
    • "Çocukluğundan başlayarak emekçilerle, sokaktakilerle düşüp kalkmıştı." (Haldun Taner)
  2. Geçimini, emeğini sermayeciye satarak sağlayan kimse, proleter
    • "Bildiği veya öğrendiği, asıl çalışmalarını emekçilerin arasında değil, orduda yapmayı sevdikleri idi." (Tarık Buğra)

EMEKLİ

  1. [sıfat] Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli
    • "Emekli olduğuna hayıflandığı kadar babasının ölüşüne de o kadar hayıflanıyor." (Haldun Taner)
    • "Size bir fenalık edebilir, sizi işinizden attırır, vekâlet emrine alır, vakitsiz emekliye çıkartabilir." (Haldun Taner)
    • "Kafaları dazlaklaşmış, emekliye çıktıktan sonra adam kıtlığında gene işe alınmış." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan (kimse)
    • "Buraya gelenler hep asker emeklileridir." (Haldun Taner)

EMEK

  1. [isim] Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü
    • "Ücret emeğin karşılığıdır." (Anayasa)
    • "Dirsek çürütüp emek verdiği kitapları, can vermeden can bulunamayacağını ona hiç söylememişti." (Samiha Ayverdi)
  2. Uzun ve yorucu, özenli çalışma
    • "Bir darbe benim bütün o uzun emeklerimi sıfıra indirir." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  3. İnsanın bilinçli olarak belli bir amaca ulaşmak için giriştiği hem doğal ve toplumsal çerçevesini hem de kendisini değiştiren çalışma süreci

EMEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek
    • "Büyük emeller benim bir aile ocağı kurmama da mâni olmuştu." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Size karşı güzel bir emel besleyenler için kazanmak lazım, değil mi?" (Peyami Safa)
    • "İttihat ve Terakki, ordunun genç subaylarını emellerine alet etmeyi başarmıştı." (Samiha Ayverdi)

EMEÇ

  1. [isim] Su ve kara yosunlarının, kökü andıran tutunma organı

EMET
...
EMEN

  1. [isim] Bağ çubuğu, ağaç veya sebze dikmek için açılan çukur

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü