Sonunda bin olan 15 kelime var. BİN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde bin olan kelimeler listesine ya da başında bin olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
SİRKENGEBİN
HEMOGLOBİN
NUSAYBİN
BEDBİN, HODBİN, KOMBİN, NİKBİN, TÜRBİN
BOBİN, CEBİN, CİBİN, ERBİN, GABİN, KABİN
BİN
B N İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
BİN
2 Harfli Kelimeler
İN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SİRKENGEBİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Sirkeli bal şerbeti
-
[isim]
Sirkeli bal şerbeti
- HEMOGLOBİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Soluk alma aracıyla organizmanın hücreleri arasında oksijen ve karbon gazını iletmeyi sağlayan, birleşiminde demir, azot, oksijen, hidrojen, kömür ve kükürt bulunan alyuvarların en önemli maddesi
-
[isim]
Soluk alma aracıyla organizmanın hücreleri arasında oksijen ve karbon gazını iletmeyi sağlayan, birleşiminde demir, azot, oksijen, hidrojen, kömür ve kükürt bulunan alyuvarların en önemli maddesi
- NUSAYBİN
- ...
- KOMBİN
- ...
- NİKBİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
İyimser
- "Zaten yaradılışı icabı çok nikbin bir gençti." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
İyimser
- TÜRBİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Su, buhar, gaz gibi herhangi bir akışkanın hareket enerjisiyle ve birtakım özel düzenler yardımıyla dönerek çalışan araç
-
[isim]
Su, buhar, gaz gibi herhangi bir akışkanın hareket enerjisiyle ve birtakım özel düzenler yardımıyla dönerek çalışan araç
- HODBİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Bencil, egoist
-
[sıfat]
Bencil, egoist
- BEDBİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kötümser
- "Onu tanımasaydım insanlık hakkında bedbin bir fikir taşıyarak hayattan geçecektim." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Annemin İstanbul'a indiği günler bedbin oluyordum." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Kötümser
- CEBİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alın, yüz
-
[sıfat]
Korkak
- "Sonra dört yüz bu kadar milyon adam, hepsi cebin." (Mehmet Akif Ersoy)
-
[isim]
Alın, yüz
- BOBİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Makara
-
Fotoğraf filmi rulosu
- "Ama bobin bittiği için kamera kendisini bile görüntüleyememiştir." (Salâh Birsel)
-
Tampon silindiri veya mihver boru etrafına sarılmış kâğıt veya kartonun sürekli uzunluğu
-
İçinden elektrik akımı geçebilen yalıtılmış tel ile bu telin sarılı bulunduğu silindirden oluşan aygıt
-
[isim]
Makara
- ERBİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Erbiyum oksit (Er2O3) veya erbiyum hidroksit, Er(OH)2
-
[isim]
Erbiyum oksit (Er2O3) veya erbiyum hidroksit, Er(OH)2
- KABİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Küçük, özel bölme
- "Telefon kabini."
-
Gemilerde, uçaklarda, uzay gemilerinde küçük bölme
-
Uçakta yolcuların oturduğu bölüm
-
Plajda soyunma yeri
- "Sonra kabinini gösterdi Özer'e. Hadi giyin, kabinimin kapısından gel al beni." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Küçük, özel bölme
- CİBİN
-
-
[isim]
Sinek
-
[isim]
Sinek
- GABİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alışverişte satın alınan mala ödenen karşılığın, malın değerinden çok fazla olması, alışverişte hile yapma
-
Edimler arasında açık oransızlık
-
[isim]
Alışverişte satın alınan mala ödenen karşılığın, malın değerinden çok fazla olması, alışverişte hile yapma
- BİN
-
-
[isim]
Dokuz yüz doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı
- "Rıfat Paşa gibi terbiyeli bir zat bile bin dereden su getirir, harp siyasetimizi methederdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Gündüzki o tatlı eğlentiler şimdi fitil fitil burnumdan gelmeye başladığı için bugün buralara geldiğime bin pişman oluyordum." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Nihayet bin zahmetle iki ayağımın üstüne kalkabildim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bu sayıyı gösteren 1000, M rakamlarının adı
- "Ali Çavuş'un hiddeti daha ziyadeleşti. Küfrün bini bir paraya." (Nabizade Nazım)
-
[sıfat]
On kere yüz, dokuz yüz doksan dokuzdan bir artık
-
[sıfat]
Pek çok, çok sayıda
- "Taşlar, topraklar kaydırarak bin zorlukla iniyorlardı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Dokuz yüz doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı