Sonunda olan 5 harfli 32 kelime var. AŞ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde aş olan kelimeler listesine ya da başında aş olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SALAŞ

Kelime Kökeni : Macarca

  1. [isim] Sebze, meyve vb. satmak için kurulmuş, eğreti, derme çatma dükkân
    • "Bizim salaş bütün ömrünce kaç defa süpürülmüş, kaç defa yıkanmış?" (Aka Gündüz)
  2. Tahtadan yapılmış (baraka)
    • "Kenar mahalleleri gezerken birtakım salaş barakalar göreceksiniz." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. [sıfat] Uyumsuz, derme çatma, kötü görünen

YARAŞ

  1. [sıfat] Bir kimseye kendini beğendirmek için alımlı davranan (kimse)
    • "Öbürü ne kadar çekingen ve sessiz ise bu o kadar yaraş ve konuşkan, tam manasıyla bir İstanbul kadını." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

KUMAŞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Pamuk, yün, ipek vb.nden makinede dokunmuş her türlü dokuma
    • "Her şey, esvap ve eşya Bursa'da dokunan ipek kumaşlardan yapılmıştır." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Varlığı ve kişiliği oluşturan nitelik veya malzeme

ERBAŞ

  1. [isim] İhtiyaçları devletçe karşılanan onbaşı ve çavuş rütbesindeki asker
    • "Silah altında bulunan er ve erbaşlarla, askerî öğrenciler oy kullanamazlar." (Anayasa)

ABRAŞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Alaca benekli
    • "Abraş at."
  2. Klorofil azlığından dolayı açık renkte lekeleri olan (bitki yaprağı)
  3. Çarpık, eğri, düzgün olmayan
  4. Ters, kaba, görgüsüz (kimse)
  5. Çilli, çopur yüzlü, gözleri açık renk olan, çapar (kimse)
  6. [isim] Atın tüysüz yerlerinde görülen uyuza benzer bir hastalık
  7. [isim] Cildin rengini bozup beyaz benekler ve lekeler yapan hastalık
  8. [isim] Deseni ve atkısı bozuk halı

AYYAŞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] İçkiye düşkün, içkici, içici, bekri
    • "Ayyaşlar, bol bol buzlu, buzsuz rakı içtiler." (Sait Faik Abasıyanık)

BULAŞ
...
DADAŞ

  1. [isim] Erkek kardeş
  2. Delikanlı, yiğit kimse
    • "Su katılmamış bir dadaştı ve politika ile uğraşmamıştı." (Tarık Buğra)
  3. [ünlem] Yakın dostlar için kullanılan bir seslenme sözü

TELAŞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Herhangi bir sebeple acelecilik
    • "Atatürk'ün gelişini göremedik ama koridordaki telaştan meseleyi anladık." (Haldun Taner)
    • "Mabeyni büyük bir telaş alıyor." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Nazım Paşa böyle bir içtimadan ne kadar telaş etse haklı idi." (Ahmet Rasim)
    • "Polisle ben konuşurum, siz telaş göstermeyin." (Halide Edip Adıvar)
  2. Kaygı, tasa, sıkıntı, endişe
    • "Ben geçerken onun telaşı, sizi dürtmesi gözümden kaçmadı." (Halide Edip Adıvar)
  3. Şaşkınlıktan doğan karışıklık, kargaşa
    • "O günü vapurda bulunup da hanımların telaşını görseydiniz." (Reşat Nuri Güntekin)

YAVAŞ

  1. [sıfat] Hızlı olmayan, çabuk karşıtı
    • "Yavaş bir yürüyüş."
  2. Yumuşak huylu, yumuşak başlı
    • "Yavaş adam. Yavaş at."
  3. Alçak, hafif
  4. [zarf] Alçak, hafif bir biçimde
    • "Yavaş tut, içinde kırılacak eşya var..." (Memduh Şevket Esendal)
  5. [zarf] Hızlı olmayarak
    • "Yavaş vurdu."

FARAŞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Toplanan süprüntüleri alıp atmak için kullanılan teneke veya plastikten yapılmış kısa saplı bir tür kürek
    • "Elinde tuttuğu, içi süprüntü dolu faraşı merdivenlerin dibine boşalttı." (Ercüment Ekrem Talu)

ÇAMAŞ
...
TARAŞ

  1. [isim] Tarla, bağ, bahçe vb. yerlerden toplanan üründen artakalanlar

SAVAŞ

  1. [isim] Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek giriştikleri silahlı mücadele, harp, cenk
  2. Uğraşma, kavga, mücadele
    • "Softalığa savaş açan ilk laikler orada toplanmıştır." (Yusuf Ziya Ortaç)
  3. Hayvanların birbirleriyle yaptığı mücadele
    • "Kartallarla leyleklerin savaşı."
  4. Bir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek amacıyla girişilen mücadele
    • "Veremle savaş."

SUTAŞ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bakınız sutaşı

ŞABAŞ
...
GULAŞ

Kelime Kökeni : Macarca

  1. [isim] Etli, salçalı bir Macar yemeği

ÜÇTAŞ

  1. [isim] Üç taşla oynanan bir tür çocuk oyunu

LAVAŞ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Mayalı hamurdan tandırda pişirilerek yapılan ve yapıldığı yere göre büyüklüğü değişen ince ekmek türü
  2. Yufka inceliğinde açılmış uzun sade pide

ALMAŞ

  1. [isim] İki veya daha çok şeyin sıra ile değiştirilerek kullanılması veya kendiliğinden değişerek çalışması, keşikleme, münavebe
  2. Birinin doğru olması ötekinin yanlışlığını gerektiren iki önermenin oluşturduğu sistem

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü