Başında ay olan 5 harfli 26 kelime var. Ay ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ay olan kelimeler listesine ya da sonu ay ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ay bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AYGIT
-
-
[isim]
Birçok parçadan yapılmış alet, cihaz
- "Telefon bir konuşma aygıtıdır."
-
Vücutta belirli bir görevi yerine getiren organ grubu
- "Sindirim aygıtı. Solunum aygıtı."
-
Birkaç aletin uygun biçimde eklenmesinden oluşturulan ve bazı belli deneylerin yapılmasına yarayan takım
-
[isim]
Birçok parçadan yapılmış alet, cihaz
- AYGIN
- ...
- AYEVİ
-
-
[isim]
Ayla
-
[isim]
Ayla
- AYVAN
-
-
[isim]
Eyvan
-
[isim]
Eyvan
- AYRAÇ
-
-
[isim]
Cümle içinde geçen bir sözü, metin dışı tutmak için o sözün başına ve sonuna getirilen yay veya köşeli biçimde işaret, parantez
-
[isim]
Cümle içinde geçen bir sözü, metin dışı tutmak için o sözün başına ve sonuna getirilen yay veya köşeli biçimde işaret, parantez
- AYMAK
-
-
[nsz]
Kendine gelmek, aklı başına gelmek, ayılmak
- "... bırak gece yarısı hoşbeşi Allah aşkına, aydım artık gidip yatayım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Gerçeği anlamak
-
[nsz]
Kendine gelmek, aklı başına gelmek, ayılmak
- AYRIM
-
-
[isim]
Ayırma işi, tefrik
- "Kuvvetler ayrımı."
-
Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark
-
Alt bölüm
-
Cinsleri ve türleri birbirinden ayıran ana karakter, fark
-
Ayrılma noktası
- "Yol ayrımı."
-
Bir veya daha çok sahne içinde geliştirilip olayın tamamlanmış bir parçasını veren film bölüğü
-
[isim]
Ayırma işi, tefrik
- AYYUK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Göğün en yüksek yeri
-
Göğün kuzey yarım küresinde bulunan bir takımyıldızın en parlak yıldızı
- "İktisadi bunalım ayyuka çıktı maşallah." (Haldun Taner)
-
[isim]
Göğün en yüksek yeri
- AYVAZ
-
-
[isim]
Koca, erkek, eş
-
Savaş gemilerinde çalışan cerrah yardımcısı
-
Büyük konaklarda mutfak ve yemek hizmetlerinde çalıştırılan uşak
-
[isim]
Koca, erkek, eş
- AYICI
-
-
[isim]
Ayı oynatmayı iş edinen kimse
-
Kaba saba kimse
-
[isim]
Ayı oynatmayı iş edinen kimse
- AYYAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Dolandırıcı, hilekâr
-
[sıfat]
Dolandırıcı, hilekâr
- AYYAŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İçkiye düşkün, içkici, içici, bekri
- "Ayyaşlar, bol bol buzlu, buzsuz rakı içtiler." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
İçkiye düşkün, içkici, içici, bekri
- AYMAZ
-
-
[sıfat]
Çevresinde olup bitenlerin farkına varmayan, sezmeyen (kimse), gözü bağlı, gafil
-
[sıfat]
Çevresinde olup bitenlerin farkına varmayan, sezmeyen (kimse), gözü bağlı, gafil
- AYDIN
-
-
[sıfat]
Işık alan, ışıklı, aydınlık
- "Aydın bir oda."
-
Kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli (kimse), münevver
- "Akşam gazetesi, yurt aydınlarıyla konuşarak bizde niçin yazar yetişmediğinin sebeplerini araştırdı." (Orhan Veli Kanık)
-
Kolayca anlaşılacak kadar açık, vazıh (söz veya yazı)
-
[sıfat]
Işık alan, ışıklı, aydınlık
- AYRIÇ
-
-
[isim]
Yol kavşağı, iki yolun ayrıldığı yer
-
[isim]
Yol kavşağı, iki yolun ayrıldığı yer
- AYLIK
-
-
[isim]
Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş
- "Ordu ve hükûmet aylıklarımızın bir kısmıyla altın alırdık." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Bir ay içinde olan
- "Aylık kazanç."
-
[sıfat]
Bir ay süren
- "Aylık iş."
-
[sıfat]
Ayda bir kez yapılan veya çıkan
- "Aylık toplantı. Aylık rapor. Aylık dergi."
-
[sıfat]
Belirli aydan beri var olan
- "Üç aylık çocuk..."
-
[zarf]
Ay olarak, bir ay için
- "Ben uzunca kalacağım için aylık olarak tutmuştum odamı." (Erhan Bener)
-
[isim]
Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş
- AYSAR
-
-
[sıfat]
Ayın etkisiyle huyunun değiştiği sanılan (kimse)
-
Değişken huylu, kararsız (kimse)
-
[sıfat]
Ayın etkisiyle huyunun değiştiği sanılan (kimse)
- AYLAK
-
-
İşsiz, boş gezen, avare (kimse)
-
İşsiz, boş gezen, avare (kimse)
- AYRIK
-
-
[sıfat]
Ayrılmış
- "Yandan ayrık, tek tük gümüş pırıltılı saçları." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Ayrı tutulan, başkalarına benzemeyen, ayrıcalı, müstesna
-
Kural dışı
-
Düzgün ve uygun olmayan, çarpık
- "Apış arasına fazla tülbent ve mermerşahi tıkarak bebeği çarpık ve ayrık bacaklı, tenasüpsüz olmaktan korur." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Ayrık otu
-
[sıfat]
Ayrılmış
- AYRIT
-
-
[isim]
İki düzlemin ara kesiti
- "Bir küpün on iki ayrıtı vardır."
-
[isim]
İki düzlemin ara kesiti