Başında TIN olan 25 kelime var. TIN ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde TIN olan kelimeler listesine ya da sonu TIN ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
TINGILDATMAK, TINGIRDATMAK
TINGILDAMAK, TINGILDATMA, TINGIRDAMAK, TINGIRDATMA
TINGILDAMA, TINGIRDAMA
TINLAMALI, TINLATICI, TINLATMAK
TINGADAK, TINGIRTI, TINLAMAK, TINLATMA, TINMAMAK
TINLAMA
TINGIR, TINMAK, TINNET, TINTIN
TINAZ, TINMA
TINI
TIN

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TINGILDATMAK
-
-
[-i]
Tıngırdatmak
-
[-i]
Tıngırdatmak
- TINGIRDATMAK
-
-
[-i]
Tıngırtı çıkarmak
-
Çalgıyı biraz çalabilmek
-
[-i]
Tıngırtı çıkarmak
- TINGIRDATMA
-
-
[isim]
Tıngırdatmak işi
-
[isim]
Tıngırdatmak işi
- TINGILDAMAK
-
-
[nsz]
Tıngırdamak
-
[nsz]
Tıngırdamak
- TINGILDATMA
-
-
[isim]
Tıngıldatmak işi
-
[isim]
Tıngıldatmak işi
- TINGIRDAMAK
-
-
[nsz]
Metal nesneler kuru bir ses çıkarmak
-
[nsz]
Metal nesneler kuru bir ses çıkarmak
- TINGILDAMA
-
-
[isim]
Tıngıldamak durumu veya biçimi
-
[isim]
Tıngıldamak durumu veya biçimi
- TINGIRDAMA
-
-
[isim]
Tıngırdamak işi
-
[isim]
Tıngırdamak işi
- TINLAMALI
-
-
[sıfat]
"Tın" sesi çıkaran
- "... eczacı İhsan Bey'in tamburundan ağır tınlamalı birtakım sesler geliyordu." (Atilla İlhan)
-
Ahenkli, ritmik
-
[sıfat]
"Tın" sesi çıkaran
- TINLATICI
-
-
[isim]
Tınlatma özelliği olan nesne
-
[isim]
Tınlatma özelliği olan nesne
- TINLATMAK
-
-
[-i]
Tınlamasına yol açmak
-
[-i]
Tınlamasına yol açmak
- TINGIRTI
-
-
[isim]
Tıngırdayan şeyin çıkardığı ses
-
[isim]
Tıngırdayan şeyin çıkardığı ses
- TINGADAK
-
-
[zarf]
Birdenbire, aniden ses çıkararak
- "Sahan tıngadak düştü."
-
[zarf]
Birdenbire, aniden ses çıkararak
- TINMAMAK
-
-
önem vermemek, ilgilenmemek, aldırış etmemek
- "Adam hiç tınmadı, cıgarasından derin bir soluk aldı." (Atilla İlhan)
-
ses çıkarmamak
- "Onun tınmadığını görünce elini boru yapıp bağırdı." (Haldun Taner)
-
önem vermemek, ilgilenmemek, aldırış etmemek
- TINLAMAK
-
-
[nsz]
"Tın" sesi biraz sürüp gitmek, çınlamak
-
[nsz]
"Tın" sesi biraz sürüp gitmek, çınlamak
- TINLATMA
-
-
[isim]
Tınlatmak işi
-
[isim]
Tınlatmak işi
- TINLAMA
-
-
[isim]
Tınlamak işi
- "Seslerindeki o küçümseyen tınlama, bakışlarının sürekli oynaklığı, başlarını şöyle geriye atışları hatta gülümseyişleri." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Tınlamak işi
- TINMAK
-
-
[nsz]
Önemsemek, önem vermek, takmak
- "Adam hiç tınmadı, cıgarasından derin bir soluk aldı." (Atilla İlhan)
-
Ses çıkarmak
- "Onun tınmadığını görünce elini boru yapıp bağırdı." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Önemsemek, önem vermek, takmak
- TINTIN
-
-
[sıfat]
Boş, bomboş
-
Bilgisiz, cahil
-
[sıfat]
Boş, bomboş
- TINGIR
-
-
[isim]
Metal bir nesne sert bir yüzeye düştüğü zaman çıkan ses
-
[sıfat]
Parasız, züğürt
-
[sıfat]
Boş
-
Para
- "Tıngırın varsa uçlan dedi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Metal bir nesne sert bir yüzeye düştüğü zaman çıkan ses