Sonunda ışık olan 29 kelime var. IŞIK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ışık olan kelimeler listesine ya da başında ışık olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

12 Harfli Kelimeler

KARMAKARIŞIK

9 Harfli Kelimeler

DAYANIŞIK

7 Harfli Kelimeler

ARDIŞIK, AYRIŞIK, BAĞIŞIK, BARIŞIK, ÇAKIŞIK, ÇATIŞIK, DANIŞIK, KARIŞIK, KATIŞIK, KIPIŞIK, KIRIŞIK, KIZIŞIK, MAYIŞIK, SIKIŞIK, SIVIŞIK, TANIŞIK, TIKIŞIK, YAKIŞIK, YAPIŞIK, YIĞIŞIK, YILIŞIK, YIVIŞIK

6 Harfli Kelimeler

ALIŞIK, APIŞIK



5 Harfli Kelimeler

DIŞIK, PIŞIK

4 Harfli Kelimeler

IŞIK


Kelime bulma makinesi

I I K Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

4 Harfli Kelimeler

IŞIK, IŞKI

3 Harfli Kelimeler

KIŞ, ŞIK

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KARMAKARIŞIK

  1. Dağınık, düzensiz, çok karışık
    • "Taranmamış, karmakarışık kumral saçları, kocaman bir ağzı, fevkalade muntazam ve güzel dişleri vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Benim köy sükûnuma yuva olmak üzere düşündüğüm bu odacık karmakarışık olmuş." (Halit Ziya Uşaklıgil)
  2. Huzursuz, kararsız, karmaşık
    • "Başımın içinde bir sis ve hep ona bağlı karmakarışık hayaller var." (Peyami Safa)

DAYANIŞIK

  1. [sıfat] Üyeleri arasında dayanışma bulunan (millet, topluluk, sınıf vb.), mütesanit

ÇATIŞIK

  1. [sıfat] Çelişkili
    • "Bu soru üzerine bir sürü çatışık düşünceler ileri sürüldü."

KATIŞIK

  1. İçine başka şeyler karışmış olan, karışık, karma, mahlut

KIPIŞIK

  1. [sıfat] Yarı kapalı (göz)
    • "Gülmesine gülmez ya, küçük, kıpışık, mavi gözlerinden çelik ışıltısı gibi bir şey geçer." (Nezihe Meriç)

YAKIŞIK

  1. [isim] Uygunluk, yaraşma
    • "Onu gece yarısı sokağın ortasına atıvermek yakışık almazdı." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Yakışıklı delikanlı

BARIŞIK

  1. [sıfat] Başkası ile barış durumunda bulunan, dargın veya düşman olmayan, sevecen, hoşgörülü
    • "O özel gün, dinsel bir bayramsa daha bir duygusallaşıyor, herkesle, dünyayla daha bir barışık oluyor." (Haldun Taner)

BAĞIŞIK

  1. [sıfat] Herhangi bir ödevin veya yükümlülüğün dışında kalan, muaf
  2. Bazı mikroplara karşı aşı veya doğal yolla direnç kazanmış olan
    • "Çiçek aşısı, çiçek hastalığına karşı insanı bağışık kılar."

KIZIŞIK

  1. [sıfat] Kızışmış olan, şiddetli

TANIŞIK

  1. [isim] Birbirini tanıyanlardan her biri
    • "Tanışıklar birbirlerine iftira ederlerdi." (Falih Rıfkı Atay)

ARDIŞIK

  1. [sıfat] Birbiri ardından gelen, mütevali

DANIŞIK

  1. [isim] Olmayan bir durumu varmış gibi göstermek veya olduğundan başka anlatmak için önceden yapılan anlaşma, muvazaa

ÇAKIŞIK

  1. [sıfat] Çakışmış olan
    • "Çakışık üçgenler."

MAYIŞIK
...
YILIŞIK

  1. [sıfat] Yapmacık davranışlarla hoş görünmeye çalışan
    • "O hanende denilen yılışık boşboğaza ne diyeyim?" (Sermet Muhtar Alus)

KARIŞIK

  1. Ayrı nitelikteki şeylerden oluşmuş
    • "Karışık salata."
  2. Karışmış olan, düzensiz, dağınık, intizamsız
  3. Saf olmayan
    • "Karışık süt."
  4. Çalkantı, kargaşa, gerginlik içinde olan
    • "Bana ne, bu bir yığın ne olduğunu anlamadığım, karışık dolambaçlı işten!" (Necati Cumalı)
  5. Anlaşılması güç olan, açık seçik olmayan, çapraşık
    • "Tuhaf şey! Hakikaten karışık bir kadın." (Peyami Safa)
  6. Halk inancına göre cin ve perilerle ilişkisi olan

SIVIŞIK

  1. [sıfat] Yapışıp bulaşan
    • "Üç çocuk, üzerlerine sıvışık bir madde sürülmüş birer dilim ekmeği geveleyip duruyorlar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Bir kimsenin yanından ayrılmayarak insanı tedirgin eden (kimse)

YIĞIŞIK

  1. [sıfat] Üst üste birikmiş

YIVIŞIK

  1. [sıfat] Islak, kaygan, yapışkan
  2. Yılışık

YAPIŞIK

  1. [sıfat] Bir yere yapışmış olan
    • "Zarfa yapışık pullar."
  2. Fizyolojik yönden birbirlerine bağlı olarak doğan
  3. Sürekli bir arada bulunan
    • "Yapışık hemşireler gibi dünyaya beraber gelmişlerdi." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  4. Dokunan, değen
    • "Lavabonun duvara yapışık kıyısının üstüne konmuş bir diş fırçası gösteriyordu." (Çetin Altan)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü