Sonunda as olan 5 harfli 40 kelime var. AS ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde as olan kelimeler listesine ya da başında as olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EŞHAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kişiler, şahıslar
- "Memleket'in Rahmi Bey gibi eşhasa şiddetle ihtiyacı vardır." (Tarık Buğra)
-
Bir olayda veya edebî bir eserde yer alan kişiler
-
[isim]
Kişiler, şahıslar
- MÜMAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Dokunan, temas eden
-
[isim]
Teğet
-
[sıfat]
Dokunan, temas eden
- TAKAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Değişim
-
İki ülke arasında yapılan alışverişin karşılıklı olarak malla ödenmesi, kliring
-
[isim]
Değişim
- PAYAS
- ...
- HAVAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nitelikler, özellikler
-
Kendilerini halktan ayrı ve üstün sayan, kendilerinde bir çeşit ayrıcalık gören kimseler, avam karşıtı
-
[isim]
Nitelikler, özellikler
- KIYAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir tutma, denk sayma
- "Bu adamı başkalarıyla kıyas edemeyiz."
-
Karşılaştırma, oranlama, mukayese
-
Örnekseme
- "Birçok kelime türleri kıyasla yapılmıştır."
-
Tasım
-
[isim]
Bir tutma, denk sayma
- İFLAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Borçlarını ödeyemediği mahkeme kararı ile tespit ve ilan olunan işadamının durumu, batkı, batkınlık
- "Her gün küçük tüccarlardan birisi iflasa sürükleniyordu." (Necati Cumalı)
- "Ayna ithal edermiş, sonra iflas etmiş, az buçuk oynatmış." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yenilgiye uğrama, değerini yitirme
-
İşlevini veya görevini yapamama
-
[isim]
Borçlarını ödeyemediği mahkeme kararı ile tespit ve ilan olunan işadamının durumu, batkı, batkınlık
- POTAS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Potasyum birleşiklerine verilen genel ad
-
[isim]
Potasyum birleşiklerine verilen genel ad
- TALAS
- ...
- ABBAS
- ...
- KUDAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hz. İsa'nın havarileriyle birlikte yediği son yemeği anmak için, Hristiyanların kilisede bir kap içinde ekmek ve şarabı kutsayarak yaptıkları tören, liturya
-
[isim]
Hz. İsa'nın havarileriyle birlikte yediği son yemeği anmak için, Hristiyanların kilisede bir kap içinde ekmek ve şarabı kutsayarak yaptıkları tören, liturya
- MELAS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Şeker üretiminde, billurlaşan şeker alındıktan sonra kalan şekerli posa
-
[isim]
Şeker üretiminde, billurlaşan şeker alındıktan sonra kalan şekerli posa
- KAVAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Elçilik veya konsolosluklarda görev yapan hizmetli
- "Artık şunları toplatsak, dedi, kavasa söyleseniz de bir adam bulunuverse." (Refik Halit Karay)
-
Banka, patrikhane, otel vb. yerlerde hizmetli veya koruma görevlisi
-
Elçilik ve konsolosluklarda koruma görevlisi
-
[isim]
Elçilik veya konsolosluklarda görev yapan hizmetli
- TERAS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir yapının damında çevresi, üstü açık yer, ayazlık, taraça
- "Ayrıca denize bakan bir de büyük terası vardı." (Çetin Altan)
-
Damın, genellikle çamaşır sermeye yarayan ve üstü çinko ile döşeli bulunan düz bölümü, tahtaboş
-
Seki
-
[isim]
Bir yapının damında çevresi, üstü açık yer, ayazlık, taraça
- MOLAS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Karbonatlı kum taşı
-
[isim]
Karbonatlı kum taşı
- HAKAS
- ...
- ESPAS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Basımcılıkta bir kelimenin harflerini ayırmak için kullanılan harflerden daha kısa ve küçük metal çubuk
-
Aralık
-
[isim]
Basımcılıkta bir kelimenin harflerini ayırmak için kullanılan harflerden daha kısa ve küçük metal çubuk
- MAKAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir eksen çevresinde dönebilecek biçimde çapraz eklemlenmiş, birbirine bakan yüzleri keskin iki çelik lamadan oluşmuş, arasına yerleştirilen herhangi bir şeyi kesmeye yarayan araç, sındı
- "Her iki eliyle kullanırdı makasıyla tarağını." (Necati Cumalı)
-
Birbirine komşu iki demir yolu hattını hemen bunların uzantısındaki üçüncü hatta bağlamaya yarayan alet
-
Birbirini kesen demir yolu kavşağı
-
Bazı araçlarda üst üste konulmuş birkaç yassı çelikten yay
-
Çatı ve köprülerde genellikle ağaç veya çelikten yapılan, ağırlığı karşılıklı iki ayağa veya duvara aktaran çatılmış kiriş sistemi
-
Mobilyalarda yukarıdan aşağıya doğru açılan kapakları yatay konumda tutmak amacıyla yapılmış mafsallı, kollu kapak aracı
-
Çalma, kırpma
-
Dirsek
-
Üst uçları birbirine bağlı, alt uçları açık olan iki direkten kurulmuş, ağırlık kaldırma düzeni
-
Bazı eklem bacaklı hayvanların ön ayaklarında bulunan, savunma ve saldırmada kullanılan kıskaç
-
[isim]
Bir eksen çevresinde dönebilecek biçimde çapraz eklemlenmiş, birbirine bakan yüzleri keskin iki çelik lamadan oluşmuş, arasına yerleştirilen herhangi bir şeyi kesmeye yarayan araç, sındı
- SİVAS
- ...
- HALAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yerden, bir şeyden kurtulma, kurtuluş
-
[isim]
Bir yerden, bir şeyden kurtulma, kurtuluş