Sonunda ç olan 6 harfli 106 kelime var. Ç harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ç harfi olan kelimeler listesine ya da başında ç harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TÜMLEÇ
-
-
[isim]
Tümleyen şey, mütemmim
-
Genellikle fiilin anlamını çeşitli yönlerden tamamlayan, herhangi bir ad durumunda bulunan, edat alan ad veya tamlama, meful, mütemmim
-
[isim]
Tümleyen şey, mütemmim
- BİİLAÇ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
İlaçsız, çaresiz
-
Umutsuz olarak
- "Kim bilir saat kaçlara kadar aç ve biilaç duracağız." (Sermet Muhtar Alus)
-
[sıfat]
İlaçsız, çaresiz
- DİLMAÇ
-
-
[isim]
Çevirmen
- "Almanyalı ile anlaşabilmek için bu Maltalıyı dilmaç olarak tutmuşlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Çevirmen
- NORVEÇ
- ...
- MALKOÇ
-
-
[isim]
Osmanlılarda akıncılar ocağının komutanı
-
[isim]
Osmanlılarda akıncılar ocağının komutanı
- DALGIÇ
-
-
[isim]
Deniz dibine inilebilecek özel donanımla su altında çalışmayı meslek edinen kimse, balık adam, kurbağa adam
-
Başkasına ait olan bir şeyi habersiz alma huyunda olan kimse
-
[isim]
Deniz dibine inilebilecek özel donanımla su altında çalışmayı meslek edinen kimse, balık adam, kurbağa adam
- KAPKAÇ
-
-
[isim]
Kapıp kaçmak yoluyla yapılan bir çeşit hırsızlık
-
[isim]
Kapıp kaçmak yoluyla yapılan bir çeşit hırsızlık
- DALINÇ
-
-
[isim]
Kendinden geçercesine sessiz bir coşkuya dalma, istiğrak, meditasyon
-
Günlük hayatın sıkıntılarından sıyrılmak amacıyla bağdaş kurarak sessiz ve hareketsiz bir biçimde düşüncelerden uzaklaşma, kendini dinleme, istiğrak, meditasyon
-
[isim]
Kendinden geçercesine sessiz bir coşkuya dalma, istiğrak, meditasyon
- YALINÇ
-
-
[sıfat]
Birleşik olmayan, yalnız bir maddeden oluşan
-
Karışık olmayan, basit
-
[sıfat]
Birleşik olmayan, yalnız bir maddeden oluşan
- AKAĞAÇ
-
-
[isim]
Gürgengillerin kerestesinden yararlanılan beyaz kabuklu bir türü (Zelkova carpinifolia)
-
[isim]
Gürgengillerin kerestesinden yararlanılan beyaz kabuklu bir türü (Zelkova carpinifolia)
- ÜRKÜNÇ
-
-
[sıfat]
Ürkme, çekinme duygusu veren
- "İncecik bir lüks değil, kaba, zevkten yoksun, çok daha ürkünç bir lüks sergilenecek şimdi." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Ürkme, çekinme duygusu veren
- KAÇKAÇ
- ...
- KIRBAÇ
-
-
[isim]
Tek parça deri veya uzun esnek bir değneğin ucuna sırım bağlanarak yapılmış vurma aracı
- "Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
[isim]
Tek parça deri veya uzun esnek bir değneğin ucuna sırım bağlanarak yapılmış vurma aracı
- HALLAÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yünü, pamuğu yay veya tokmak gibi bir araçla kabartma, ditme işini yapan kimse, atımcı
-
[isim]
Yünü, pamuğu yay veya tokmak gibi bir araçla kabartma, ditme işini yapan kimse, atımcı
- YÜZGEÇ
-
-
[isim]
Balıklarda ve yüzen memelilerde karın ve göğüste çift, sırt, kuyruk ve anüste tek olarak bulunan, hareketi ve dengeyi sağlayan organ
-
[sıfat]
Suda iyi yüzen (kimse veya hayvan)
-
[isim]
Balıklarda ve yüzen memelilerde karın ve göğüste çift, sırt, kuyruk ve anüste tek olarak bulunan, hareketi ve dengeyi sağlayan organ
- DAĞLIÇ
-
-
[isim]
Kıvırcık koç ile Karaman koyununun birleşmesinden doğan melez koyun
-
[isim]
Kıvırcık koç ile Karaman koyununun birleşmesinden doğan melez koyun
- BOĞUNÇ
-
-
[isim]
Aşırı sıkıntı, üzüntü, kasvet, bunalım
- "Bize daima yakın tarihimizin kaygılar, boğunçlar uyandıracak siyasalarından birer portre çizmeyi amaçlamış gibidir." (Selim İleri)
-
[isim]
Aşırı sıkıntı, üzüntü, kasvet, bunalım
- TEDRİÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Derece derece ilerleme, kerteleme
-
[isim]
Derece derece ilerleme, kerteleme
- BİRKAÇ
-
-
[sıfat]
Çok olmayan, az sayıda, az
- "Sade birkaç, nöbetçi görünüyordu." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Çok olmayan, az sayıda, az
- KULUNÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şiddetli omuz ve sırt ağrısı
- "Nefesi, kulunca, sıtmaya, havaleye, saraya, çarpıntıya birebirmiş." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Ayağıma fena kulunç girdi, diye topallayarak onları takip etti." (Burhan Felek)
-
[isim]
Şiddetli omuz ve sırt ağrısı