Başında çe olan 8 harfli 69 kelime var. Çe ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde çe olan kelimeler listesine ya da sonu çe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında çe bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇEVİRİCİ
-
-
[isim]
Çevirmen
- "Bu kitabın çeviricisi Fransızcayı iyi bilir."
-
Anahtar
-
[isim]
Çevirmen
- ÇEMREMEK
-
-
[-i]
Kolunu veya paçalarını sıvamak, eteğini toplamak
-
[-i]
Kolunu veya paçalarını sıvamak, eteğini toplamak
- ÇEMBERSİ
- ...
- ÇEMİŞLİK
-
-
[isim]
Çemiş olma durumu
-
[isim]
Çemiş olma durumu
- ÇELİŞKEN
-
-
[sıfat]
Çelişik
-
[sıfat]
Çelişik
- ÇEYİZLİK
-
-
[isim]
Çeyiz eşyası
- "Obanın kızları geceyi gündüze katmışlar, çeyizlikler hazırlamışlardı." (Yahya Kemal)
-
[sıfat]
Çeyiz olarak hazırlanan, çeyiz için ayrılan
-
[isim]
Çeyiz eşyası
- ÇEKBIRAK
- ...
- ÇEKİŞMEK
-
-
[nsz]
İki yönünden karşılıklı çekmek
- "Halat çekişmek."
- "Burada sekiz kuruşluk bir mal için benimle çekişe çekişe pazarlık edersin." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Bir şeyi birbirine karşı çekmek
- "Bıçak çekişmek."
-
Aralarında ad, niyet, kâğıt veya piyango çekmek
- "Kura çekiştiler."
-
Ağız kavgası etmek
- "Seninle çekişmek lazım, büyük hareketlerin manasını anlamıyorsun." (Peyami Safa)
-
Üstün gelmek için karşılıklı çabalamak
- "Takımımız birincilik için çekişiyor."
-
[nsz]
İki yönünden karşılıklı çekmek
- ÇEVRİLME
-
-
[isim]
Çevrilmek işi
- "Almancadan çevrilme romanlar yayımlıyor."
-
[isim]
Çevrilmek işi
- ÇEKİŞKEN
-
-
[sıfat]
Çekişmeyi seven, kavgacı (kimse)
-
[sıfat]
Çekişmeyi seven, kavgacı (kimse)
- ÇEKMEKÖY
- ...
- ÇEMKİRİŞ
-
-
[isim]
Çemkirme işi veya biçimi
-
[isim]
Çemkirme işi veya biçimi
- ÇEVRİMLİ
-
-
[sıfat]
İşi iyi yöneten, becerikli, idareli
-
[sıfat]
İşi iyi yöneten, becerikli, idareli
- ÇEPELSİZ
-
-
[sıfat]
İçinde sap, taş, toprak vb. yabancı madde bulunmayan
-
[sıfat]
İçinde sap, taş, toprak vb. yabancı madde bulunmayan
- ÇEKİKLİK
-
-
[isim]
Çekik olma durumu
-
[isim]
Çekik olma durumu
- ÇEMENSİZ
-
-
[sıfat]
Çemeni olmayan
-
[sıfat]
Çemeni olmayan
- ÇERİBAŞI
-
-
[isim]
Alay beyi
-
Çingene topluluklarının başı
- "Çok iyi giyinmiş ve süslenmiş bir çeribaşının yanında, yalın ayak, pis gömlekli bir baldırı çıplak gidiyor ve çeribaşı ile senli benli görüşüyordu." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Alay beyi
- ÇEVİRMEK
-
-
[-i]
Bir şeyin yönünü değiştirmek
- "Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Öteki yüzünü görünür duruma getirmek
- "Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Döndürerek hareket ettirmek
- "Resimleri albüme yapıştırırken kocası da radyonun düğmesini çevirdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yönetmek, idare etmek
- "Eteği belinde, bütün evi o çeviriyor." (Haldun Taner)
-
Yolundan alıkoymak, yoldan döndürmek
- "Arkadaşı bizi çevirip evine götürdü."
-
Geri göndermek
- "Kendisine yollanan parayı çevirmiş."
-
Bir giyeceği söküp iç yüzünü dışa getirmek
-
Çevrilemek, tevil etmek
- "Sözü işine geldiği gibi çevirdi."
-
[-den]
Çeviri yapmak
- "Romanlar, hikâyeler yazar; yahut Fransızcadan çevirirmiş." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
Bir yerin çevresini bir şeyle sarmak, kuşatmak
- "Bağı duvarla çevirmek."
-
[-i]
Bir durumdan başka duruma getirmek, dönüştürmek
- "Evlerini otele çevirdiler."
-
[-den]
Bir durumdan başka duruma geçmek
-
[nsz]
Kâğıt oyunu oynamak
-
[nsz]
Hile, dolap, dalavere vb. dürüst olmayan davranışlar ortaya koymak
- "Bendenize şikâyetlerin yapılmaması, iş çevirmek isteyenlerin muvaffak olamayacaklarını bilmeleri neticesidir." (Atatürk)
-
[-i]
Kötü bir duruma getirmek
- "Adamı maskaraya çevirmek."
-
[-i]
Bir şeyin yönünü değiştirmek
- ÇEKİNMEK
-
-
[-den]
Saygı, korku, utanma vb. duygularla bir şeyi yapmak istememek, kaçınmak
- "Karşı karşıya oturup yalnız kaldığımız zaman göz göze gelmekten çekindiğini de hissettim." (Peyami Safa)
-
[nsz]
Bir şey sürünmek
- "Sürmeler çekinmiş bir kadın."
-
[-den]
Saygı, korku, utanma vb. duygularla bir şeyi yapmak istememek, kaçınmak
- ÇEVRİLİŞ
-
-
[isim]
Çevrilme işi veya biçimi
-
[isim]
Çevrilme işi veya biçimi