Başında çe olan 7 harfli 62 kelime var. Çe ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde çe olan kelimeler listesine ya da sonu çe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında çe bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇEKYALI
- ...
- ÇEKEREK
- ...
- ÇERGİCİ
-
-
[isim]
Pazarlarda sergi açan gezginci esnaf
-
[isim]
Pazarlarda sergi açan gezginci esnaf
- ÇENESİZ
-
-
[sıfat]
Çenesi olmayan
-
Çok konuşan
-
Yerinde ve düzgün konuşmasını bilmeyen
-
[sıfat]
Çenesi olmayan
- ÇEKİMCİ
-
-
[isim]
Yapımcı
-
Alıcı yönetmeni
-
[isim]
Yapımcı
- ÇELMECE
-
-
[zarf]
Aklını karıştıracak biçimde
- "Her ne söylerse çelmece söyler / Dertli derunumu delmece söyler." (Halk türküsü)
-
[zarf]
Aklını karıştıracak biçimde
- ÇEVİRİM
-
-
[isim]
Çevirme işi
-
Sinema filmi elde etmek üzere alıcının çalıştırılması, duyar katın üzerinde gizli görüntülerin belirmesi
-
[isim]
Çevirme işi
- ÇEPELLİ
-
-
[sıfat]
İçinde sap, taş, toprak vb. yabancı madde bulunan
- "Çepelli buğday."
-
[sıfat]
İçinde sap, taş, toprak vb. yabancı madde bulunan
- ÇEPERLİ
-
-
[sıfat]
Çeperi olan, çeperle çevrili bulunan
-
[sıfat]
Çeperi olan, çeperle çevrili bulunan
- ÇERGECİ
-
-
[isim]
Padişah çadırını beklemekle görevli yeniçeri
-
[isim]
Padişah çadırını beklemekle görevli yeniçeri
- ÇEMENLİ
-
-
[sıfat]
Çemeni olan veya çemen sürülmüş olan
-
[sıfat]
Çemeni olan veya çemen sürülmüş olan
- ÇELİMLİ
-
-
[sıfat]
Güçlü
-
[sıfat]
Güçlü
- ÇEKMECE
-
-
[isim]
Masa, dolap vb. şeylerin dışarıya çekilen bölümü, göz, çekme
- "Çekmecesinden utana utana bir şişe gazoz çıkardı." (Tarık Buğra)
-
İçinde mücevher vb. değerli şeyler saklanan küçük, süslü sandık
- "Minderin köşesine annemden kalan ceviz boyalı çekmeceyi yerleştirdim." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Gemilerin barınabilecekleri koy
-
[isim]
Masa, dolap vb. şeylerin dışarıya çekilen bölümü, göz, çekme
- ÇEKİLME
-
-
[isim]
Çekilmek işi
- "Daha düğün olmadan Hayri benim okuldan çekilmemi istedi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir görevden, bir işten kendi isteği ile ayrılma, istifa
- "Hesaplarını altüst etmiş, onu elli beş yaşında devlet memuriyetinden çekilmeye mecbur bırakmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Savaşta, bir ordunun veya bir birliğin düşmandan ayrılmak için yaptığı davranış, ricat
- "Neticede işgal kuvvetleri, buralardan çekilmeye mecbur edildiler." (Atatürk)
-
Yerin yükselmesiyle bu yeri örten deniz sularının gerilemesi, basma karşıtı
-
Bir boksörün veya güreşçinin herhangi bir sebeple karşılaşmayı bırakması
-
[isim]
Çekilmek işi
- ÇEKİNİŞ
-
-
[isim]
Çekinme işi veya biçimi
-
[isim]
Çekinme işi veya biçimi
- ÇEŞİTLİ
-
-
[sıfat]
Çeşidi çok olan, türlü, mütenevvi
- "Boğaziçi'nin çeşitli yerlerine dair fikirlerini söyledi." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Çeşidi çok olan, türlü, mütenevvi
- ÇENETLİ
-
-
[sıfat]
İki veya daha çok çeneti bulunan
-
[sıfat]
İki veya daha çok çeneti bulunan
- ÇEKİŞME
-
-
[isim]
Çekişmek işi
- "Bütün çekişmelerin dışında kalmayı da becermiştir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Çekişmek işi
- ÇEKİNİK
-
-
[sıfat]
Birkaç kuşak sonra ortaya çıkan ve o zamana kadar aradaki döllerde gizli kalan (soya çekim nitelikleri), resesif
- "Çekinik karakterler."
-
[sıfat]
Birkaç kuşak sonra ortaya çıkan ve o zamana kadar aradaki döllerde gizli kalan (soya çekim nitelikleri), resesif
- ÇEKİKÇE
-
-
[sıfat]
Çekiğe yakın, biraz çekik
-
[sıfat]
Çekiğe yakın, biraz çekik