Başında ziya olan 20 kelime var. Ziya ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ziya olan kelimeler listesine ya da sonu ziya ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ziya bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ZİYADELEŞTİRMEK
ZİYADELEŞTİRME
ZİYADELEŞMEK, ZİYARETÇİLİK
ZİYADELEŞME, ZİYADESİYLE, ZİYANKARLIK
ZİYARETGAH, ZİYASIZLIK
ZİYARETÇİ
ZİYANKAR, ZİYANSIZ
ZİYADAR, ZİYAFET, ZİYARET, ZİYASIZ
ZİYADE, ZİYALI
ZİYAN
ZİYA
A Y Z İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
ZAYİ, ZİYA
3 Harfli Kelimeler
YAZ
2 Harfli Kelimeler
AY, AZ, İZ, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ZİYADELEŞTİRMEK
- ...
- ZİYADELEŞTİRME
- ...
- ZİYARETÇİLİK
-
-
[isim]
Ziyaretçi olma durumu
-
[isim]
Ziyaretçi olma durumu
- ZİYADELEŞMEK
-
-
[nsz]
Fazlalaşmak
-
[nsz]
Fazlalaşmak
- ZİYADESİYLE
-
-
[zarf]
Fazlasıyla
-
[zarf]
Fazlasıyla
- ZİYADELEŞME
-
-
[isim]
Ziyadeleşmek durumu, fazlalaşma
-
[isim]
Ziyadeleşmek durumu, fazlalaşma
- ZİYANKARLIK
- ...
- ZİYARETGAH
- ...
- ZİYASIZLIK
- ...
- ZİYARETÇİ
-
-
[isim]
Ziyaret eden, ziyarete giden kimse
- "Hatırı sayılır ziyaretçilerine İstanbul'a ipekli kumaş götürmek izni verirdi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Ziyaret eden, ziyarete giden kimse
- ZİYANSIZ
-
-
[sıfat]
Ziyan vermeyen, dokunmaz
-
Oldukça iyi
-
[sıfat]
Ziyan vermeyen, dokunmaz
- ZİYANKAR
- ...
- ZİYADAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ziyalı
-
[sıfat]
Ziyalı
- ZİYARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birini görmeye, biriyle görüşmeye gitme, görüşme
- "Haftada iki gece ziyaretine giderdik." (Halit Fahri Ozansoy)
- "Eli rehberli Amerikan turistleri gibi, geldikleri şehrin önce tarihî anıtlarını ziyaret ederler." (Haldun Taner)
-
[isim]
Birini görmeye, biriyle görüşmeye gitme, görüşme
- ZİYAFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eğlenmek veya bir olayı kutlamak amacıyla birçok kimsenin bir araya gelerek yedikleri yemek, şölen, toy
- "Resmî ziyafetlerin ve büyük düğünlerin yemeklerini hep ona ısmarlamak âdet olmuştur." (Reşat Nuri Güntekin)
- "O gece telgrafçı, gümrükçü, liman çavuşu, müdür beye bir ziyafet vermek istemişlerdi." (Memduh Şevket Esendal)
- "Orkestra tam bir müzik ziyafeti çekti."
-
[isim]
Eğlenmek veya bir olayı kutlamak amacıyla birçok kimsenin bir araya gelerek yedikleri yemek, şölen, toy
- ZİYASIZ
-
-
[sıfat]
Işıksız, karanlık
- "Yorgun dağları, ziyasız yalıları, bülbülsüz koruları mor ve serin sis örtüyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Işıksız, karanlık
- ZİYADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok, daha çok, daha fazla
- "Tevkifhane müdürü de bizden ziyade onlarla ahbaplık etti." (Falih Rıfkı Atay)
-
Çoğalma, artma
-
[sıfat]
Çok, daha çok, daha fazla
- ZİYALI
-
-
[sıfat]
Işıklı, aydın, aydınlık, ziyadar
-
[sıfat]
Işıklı, aydın, aydınlık, ziyadar
- ZİYAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Zarar
- "Ziyanımız, ölçülere sığmayacak kadar büyüktür." (Ruşen Eşref Ünaydın)
- "Ah budala kız, gençliğinin kıymetini bilmiyorsun, güzelliğini ziyan ediyorsun." (Sermet Muhtar Alus)
- "Bence ziyan olmuş, eski deyimiyle heder olmuş bir değerdir." (Haldun Taner)
- "Biraz çabuk işe girişmiş olacağız ama ziyanı yok, diye düşündü." (Samim Kocagöz)
-
[isim]
Zarar
- ZİYA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Işık, aydınlık
- "Dışarıda batmış güneşin bıraktığı ziya artık fersizleşiyor." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Işık, aydınlık