İçinde ziya olan 23 kelime var. İçerisinde ZİYA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ziya olan kelimeler listesine ya da Sonu ziya ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ZİYADELEŞTİRMEK
ZİYADELEŞTİRME
İADEİZİYARET, ZİYADELEŞMEK, ZİYARETÇİLİK
ZİYADELEŞME, ZİYADESİYLE, ZİYANKARLIK
ZİYARETGAH, ZİYASIZLIK
RİYAZİYAT, ZİYARETÇİ
ZİYANKAR, ZİYANSIZ
ARZİYAT, ZİYADAR, ZİYAFET, ZİYARET, ZİYASIZ
ZİYADE, ZİYALI
ZİYAN
ZİYA
A Y Z İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
ZAYİ, ZİYA
3 Harfli Kelimeler
YAZ
2 Harfli Kelimeler
AY, AZ, İZ, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ZİYADELEŞTİRMEK
- ...
- ZİYADELEŞTİRME
- ...
- ZİYADELEŞMEK
-
-
[nsz]
Fazlalaşmak
-
[nsz]
Fazlalaşmak
- İADEİZİYARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Daha önce yapılan ziyarete ziyaretle karşılık verme
-
[isim]
Daha önce yapılan ziyarete ziyaretle karşılık verme
- ZİYARETÇİLİK
-
-
[isim]
Ziyaretçi olma durumu
-
[isim]
Ziyaretçi olma durumu
- ZİYANKARLIK
- ...
- ZİYADELEŞME
-
-
[isim]
Ziyadeleşmek durumu, fazlalaşma
-
[isim]
Ziyadeleşmek durumu, fazlalaşma
- ZİYADESİYLE
-
-
[zarf]
Fazlasıyla
-
[zarf]
Fazlasıyla
- ZİYARETGAH
- ...
- ZİYASIZLIK
- ...
- RİYAZİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Matematik bilgisi
-
[isim]
Matematik bilgisi
- ZİYARETÇİ
-
-
[isim]
Ziyaret eden, ziyarete giden kimse
- "Hatırı sayılır ziyaretçilerine İstanbul'a ipekli kumaş götürmek izni verirdi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Ziyaret eden, ziyarete giden kimse
- ZİYANKAR
- ...
- ZİYANSIZ
-
-
[sıfat]
Ziyan vermeyen, dokunmaz
-
Oldukça iyi
-
[sıfat]
Ziyan vermeyen, dokunmaz
- ZİYAFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eğlenmek veya bir olayı kutlamak amacıyla birçok kimsenin bir araya gelerek yedikleri yemek, şölen, toy
- "Resmî ziyafetlerin ve büyük düğünlerin yemeklerini hep ona ısmarlamak âdet olmuştur." (Reşat Nuri Güntekin)
- "O gece telgrafçı, gümrükçü, liman çavuşu, müdür beye bir ziyafet vermek istemişlerdi." (Memduh Şevket Esendal)
- "Orkestra tam bir müzik ziyafeti çekti."
-
[isim]
Eğlenmek veya bir olayı kutlamak amacıyla birçok kimsenin bir araya gelerek yedikleri yemek, şölen, toy
- ARZİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yer bilimi
-
[isim]
Yer bilimi
- ZİYASIZ
-
-
[sıfat]
Işıksız, karanlık
- "Yorgun dağları, ziyasız yalıları, bülbülsüz koruları mor ve serin sis örtüyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Işıksız, karanlık
- ZİYARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birini görmeye, biriyle görüşmeye gitme, görüşme
- "Haftada iki gece ziyaretine giderdik." (Halit Fahri Ozansoy)
- "Eli rehberli Amerikan turistleri gibi, geldikleri şehrin önce tarihî anıtlarını ziyaret ederler." (Haldun Taner)
-
[isim]
Birini görmeye, biriyle görüşmeye gitme, görüşme
- ZİYADAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ziyalı
-
[sıfat]
Ziyalı
- ZİYADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok, daha çok, daha fazla
- "Tevkifhane müdürü de bizden ziyade onlarla ahbaplık etti." (Falih Rıfkı Atay)
-
Çoğalma, artma
-
[sıfat]
Çok, daha çok, daha fazla