Sonunda vet olan 30 kelime var. VET ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde vet olan kelimeler listesine ya da başında vet olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KİLOGRAMKUVVET
GRAMKUVVET
FÜTÜVVET, MÜRÜVVET, NÜBÜVVET
GABAVET, HALAVET, KASAVET, KEREVET, REHAVET, SAHAVET, ŞEKAVET, TARAVET, TİLAVET, UHUVVET, ZEKAVET
ADAVET, FORVET, HALVET, KASVET, KORVET, KUVVET, RÜŞVET, SATVET, ŞEHVET, SERVET
BÜVET, DAVET, KÜVET
EVET
E T V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ET, EV, TE, VE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KİLOGRAMKUVVET
-
-
[isim]
Kilogramağırlık
-
[isim]
Kilogramağırlık
- GRAMKUVVET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir gram kütleye 45° enlemindeki deniz yüzeyinde yerin uyguladığı kuvvet, gramağırlık
-
[isim]
Bir gram kütleye 45° enlemindeki deniz yüzeyinde yerin uyguladığı kuvvet, gramağırlık
- FÜTÜVVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dinî ve mesleki birlik, esnaf teşkilatı
-
[isim]
Dinî ve mesleki birlik, esnaf teşkilatı
- NÜBÜVVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Peygamberlik
-
[isim]
Peygamberlik
- MÜRÜVVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir ailede çocukların doğumu, sünneti, evliliği, iyi bir göreve geçmeleri vb. olaylardan duyulan mutluluk, sevinç
- "Ne kaldı şurada alnımızın akıyla ilk torunumun mürüvvetini görmeye?" (Adalet Ağaoğlu)
-
Cömertlik
-
Yiğitlik, mertlik
-
[isim]
Bir ailede çocukların doğumu, sünneti, evliliği, iyi bir göreve geçmeleri vb. olaylardan duyulan mutluluk, sevinç
- REHAVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vücutta görülen gevşeklik, ağırlık, tembellik
- "Bayıltıcı bir rehavet hissediyordu, uykuya çok ihtiyacı vardı ve uyudu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Vücutta görülen gevşeklik, ağırlık, tembellik
- GABAVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlayışsızlık, kalın kafalılık, bönlük
- "... doktorasının bitmesi uzun sürdüğü için düşmanları tarafından gabavetle itham edilirdi." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Anlayışsızlık, kalın kafalılık, bönlük
- UHUVVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kardeşlik
- "Bu hırsızlık yüzünden konakta sanki bir nevi hürriyet, müsavat, uhuvvet ilan edilmişti." (Mithat Cemal Kuntay)
-
[isim]
Kardeşlik
- SAHAVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
El açıklığı, akılık, seleklik, cömertlik
-
[isim]
El açıklığı, akılık, seleklik, cömertlik
- ZEKAVET
- ...
- KASAVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üzüntü, tasa, kaygı, sıkıntı
- "Dövüşen yiğitler de boyanır kana / Kasavet mi çeker seni doğuran ana." (H. Türküsü)
-
[isim]
Üzüntü, tasa, kaygı, sıkıntı
- HALAVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sevimlilik, şirinlik, tatlılık
-
[isim]
Sevimlilik, şirinlik, tatlılık
- TİLAVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kur'an'ı güzel ve yüksek sesle, usulünce okuma
- "Hafız Hanım'ın Kur'an tilaveti de tövbe tövbe Ya Rabbi, dikkatimi dağıtmıyor değil ha!" (Atilla İlhan)
-
[isim]
Kur'an'ı güzel ve yüksek sesle, usulünce okuma
- TARAVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tazelik
- "Daima yüzünüzün taravetiyle beraber, gönlünüzün tazeliğini de kaybetmeye başlayacaksınız." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Tazelik
- KEREVET
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Üzerine şilte serilerek yatmaya veya oturmaya yarayan, tahtadan seki, sedir, peyke
- "Bir kenarda tahta kerevet biçimli bir şey duvara dayanmış duruyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Üzerine şilte serilerek yatmaya veya oturmaya yarayan, tahtadan seki, sedir, peyke
- ŞEKAVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Haydutluk, soygunculuk
- "Herkesin ortasında yapılan bu şekavete neden kimse karışmıyor?" (Haldun Taner)
-
[isim]
Haydutluk, soygunculuk
- KUVVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Fiziksel güç, takat
- "Bu kadar cesur bir hamleye yetecek kuvvetim yok." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Matematiğe kuvvet verince öbür derslerini yetiştiremedi."
- "Paraya kuvvet."
-
Şiddet, zor, cebir
- "Kuvvet kullanmak."
-
Yetke, erk, nüfuz
-
Dayanıklı olma durumu
-
Güç
- "Hâlbuki devlet kuvvetlerinin yerini hangi şahsi kuvvet tutabilirdi?" (Falih Rıfkı Atay)
-
Bir ülkenin savaşçı silahlı kuruluşları veya gücü
- "Nasıl ki düşmanın da her gün ümidi ve kuvveti eksilecektir." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Durgunluğu harekete veya hareketi durgun bir duruma çeviren etken, direnci kıran veya direnç doğuran özellik
-
Bir niceliğin kendisi ile çarpılarak yükseltildiği derecelerden her biri: 2x2x2=23 denkleminde, 3 sayısı 2'nin kuvvetini gösterir
-
[isim]
Fiziksel güç, takat
- KASVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sıkıntı, iç sıkıntısı
- "Gündüzün bu saatinde, tiyatroya ağır bir kasvet çökmüş." (Peyami Safa)
-
[isim]
Sıkıntı, iç sıkıntısı
- SERVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Varlık, zenginlik, mal mülk
- "Servet denen şey çok defa paradan ibarettir." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Varlık, zenginlik, mal mülk
- RÜŞVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yaptırılmak istenen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için bir kimseye mal veya para olarak sağlanan çıkar
- "Bu zat rüşvetin, hediyenin korkunç bir düşmanıymış!" (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Yaptırılmak istenen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için bir kimseye mal veya para olarak sağlanan çıkar