İçinde bela olan 18 kelime var. İçerisinde BELA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında bela olan kelimeler listesine ya da Sonu bela ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
TABELACILIK
ABELARDİZE, BELAGATSİZ, BELASIZLIK
BELAGATLİ, TABELASIZ
DEFİBELA, KALUBELA, TABELACI, TABELALI
BELAGAT, BELAHET, BELARUS, BELASIZ
BELALI, BELASI, TABELA
BELA
A B E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
BALE, BELA
3 Harfli Kelimeler
ABE, BAL, BEL, ELA, LEB
2 Harfli Kelimeler
AB, AL, BE, EL, LA, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TABELACILIK
-
-
[isim]
Tabelacının işi
-
[isim]
Tabelacının işi
- BELAGATSİZ
-
-
[sıfat]
Belagati olmayan
- "Yeni kelimeler sanatı, daha saf, hiç belagatsiz ve hiçbir zaman, hiçbir şey ispat etmeye çalışmıyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Belagati olmayan
- BELASIZLIK
- ...
- ABELARDİZE
- ...
- TABELASIZ
- ...
- BELAGATLİ
-
-
[sıfat]
Belagati olan
-
[sıfat]
Belagati olan
- KALUBELA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İslam inancına göre, ruhlar yaratıldığında Allah'ın "Ben sizin Tanrı'nız değil miyim?" sorusuna ruhların verdikleri "evet" cevabı
-
Çok eski zaman
-
[isim]
İslam inancına göre, ruhlar yaratıldığında Allah'ın "Ben sizin Tanrı'nız değil miyim?" sorusuna ruhların verdikleri "evet" cevabı
- DEFİBELA
- ...
- TABELALI
- ...
- TABELACI
-
-
[isim]
Tabela yazan kimse
-
[isim]
Tabela yazan kimse
- BELASIZ
-
-
[sıfat]
Bela içermeyen
-
[sıfat]
Bela içermeyen
- BELAHET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alıklık
- "Faziletle belahat aynı şey sayılıyor." (Peyami Safa)
-
[isim]
Alıklık
- BELARUS
- ...
- BELAGAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İyi konuşma, sözle inandırma yeteneği
- "Gülünç olduğu kadar hazin bir belagati varmış." (Halit Fahri Ozansoy)
-
Söz sanatlarını inceleyen bilgi dalı, retorik
-
Konuyu bütün yönleriyle kavrayarak hiçbir yanlış ve eksik anlayışa yer bırakmayan, yorum gerektirmeyen, yapmacıktan uzak, düzgün anlatma sanatı
-
Bir şeyde gizli olan derin anlam
- "Sükûtun belagati."
-
[isim]
İyi konuşma, sözle inandırma yeteneği
- BELALI
-
-
[sıfat]
Yorucu, üzücü, can sıkıcı
- "Bu belalı işin iyi gitmeye başlamasının daha ucundayız." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Kavgacı, şirret
-
[isim]
Yolsuz kadının zorba dostu
- "Belalıları başından taşkın kadınlarla uğraşacak yaşta değiliz." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Yorucu, üzücü, can sıkıcı
- TABELA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Üzerinde tanıtıcı, belirtici bir yazı, açıklama, işaret veya resim bulunan, tahta veya sac parçası, levha
- "Birinci kata çıkıyorum, tabelalara bakıyorum, aradığımı bulamıyorum." (Refik Halit Karay)
-
Hastane, yatılı okul, askerî birlik gibi toplu yemek verilen yerlerde, günlük yemek için çıkarılan erzakın türünü, miktarını gösteren çizelge
-
Hastanelerde her hastanın gündelik yemek ve ilacının yazıldığı kâğıt
-
[isim]
Üzerinde tanıtıcı, belirtici bir yazı, açıklama, işaret veya resim bulunan, tahta veya sac parçası, levha
- BELASI
- ...
- BELA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İçinden çıkılması güç, sakıncalı durum
- "Kumar, toplum için büyük bir beladır."
- "Geceleyin belanı arama, haydi nerden geldinse bas git oraya." (Etem İzzet Benice)
- "Yurtlarına bela getiren bu kadını, ayıplamıyor kentin uluları." (Azra Erhat)
- "Solda sıfırlar önemsiz sanılır ama sağda sıfırlar da öyle zaman gelir ki bela olur." (Aydın Boysan)
-
Büyük zarar ve sıkıntıya yol açan olay veya kimse
- "Hayatta dipdiri yanmak belasından da kurtulmuştum." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Hak edilen ceza
- "Allah belasını verdi."
-
[isim]
İçinden çıkılması güç, sakıncalı durum