Başında bela olan 10 kelime var. Bela ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde bela olan kelimeler listesine ya da sonu bela ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında bela bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
BELAGATSİZ, BELASIZLIK
BELAGATLİ
BELAGAT, BELAHET, BELARUS, BELASIZ
BELALI, BELASI
BELA
A B E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
BALE, BELA
3 Harfli Kelimeler
ABE, BAL, BEL, ELA, LEB
2 Harfli Kelimeler
AB, AL, BE, EL, LA, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BELASIZLIK
- ...
- BELAGATSİZ
-
-
[sıfat]
Belagati olmayan
- "Yeni kelimeler sanatı, daha saf, hiç belagatsiz ve hiçbir zaman, hiçbir şey ispat etmeye çalışmıyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Belagati olmayan
- BELAGATLİ
-
-
[sıfat]
Belagati olan
-
[sıfat]
Belagati olan
- BELAHET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alıklık
- "Faziletle belahat aynı şey sayılıyor." (Peyami Safa)
-
[isim]
Alıklık
- BELARUS
- ...
- BELASIZ
-
-
[sıfat]
Bela içermeyen
-
[sıfat]
Bela içermeyen
- BELAGAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İyi konuşma, sözle inandırma yeteneği
- "Gülünç olduğu kadar hazin bir belagati varmış." (Halit Fahri Ozansoy)
-
Söz sanatlarını inceleyen bilgi dalı, retorik
-
Konuyu bütün yönleriyle kavrayarak hiçbir yanlış ve eksik anlayışa yer bırakmayan, yorum gerektirmeyen, yapmacıktan uzak, düzgün anlatma sanatı
-
Bir şeyde gizli olan derin anlam
- "Sükûtun belagati."
-
[isim]
İyi konuşma, sözle inandırma yeteneği
- BELASI
- ...
- BELALI
-
-
[sıfat]
Yorucu, üzücü, can sıkıcı
- "Bu belalı işin iyi gitmeye başlamasının daha ucundayız." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Kavgacı, şirret
-
[isim]
Yolsuz kadının zorba dostu
- "Belalıları başından taşkın kadınlarla uğraşacak yaşta değiliz." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Yorucu, üzücü, can sıkıcı
- BELA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İçinden çıkılması güç, sakıncalı durum
- "Kumar, toplum için büyük bir beladır."
- "Geceleyin belanı arama, haydi nerden geldinse bas git oraya." (Etem İzzet Benice)
- "Yurtlarına bela getiren bu kadını, ayıplamıyor kentin uluları." (Azra Erhat)
- "Solda sıfırlar önemsiz sanılır ama sağda sıfırlar da öyle zaman gelir ki bela olur." (Aydın Boysan)
-
Büyük zarar ve sıkıntıya yol açan olay veya kimse
- "Hayatta dipdiri yanmak belasından da kurtulmuştum." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Hak edilen ceza
- "Allah belasını verdi."
-
[isim]
İçinden çıkılması güç, sakıncalı durum