Sonunda uşak olan 4 kelime var. UŞAK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde uşak olan kelimeler listesine ya da başında uşak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
YUMUŞAK
DUŞAK, KUŞAK
UŞAK
A K U Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
UŞAK
3 Harfli Kelimeler
AŞK, KAŞ, KUŞ, ŞAK, ŞUA
2 Harfli Kelimeler
AK, AŞ, ŞU
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YUMUŞAK
-
-
[sıfat]
Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çukurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı
- "Pamuk yumuşaktır."
-
Kolaylıkla bükülen, buruşmayan, sert karşıtı
- "Yaş dallar yumuşak olur. Yumuşak kumaş."
-
Dokunulduğunda hoş bir duygu uyandıran
- "... yumuşak lepiska saçlarına amiyane bir perişanlık gelmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Kolaylıkla işlenebilen
- "Uzun gagasını yumuşak topraklara sokar, otların kökündeki yaşlığı emerek yaşarmış." (Memduh Şevket Esendal)
-
Kolay çiğnenen, kolay kesilen
- "Yumuşak ekmek."
-
Ilıman (iklim), sert karşıtı
- "Yumuşak iklim. Yumuşak hava."
-
Kaba, hırçın, sert olmayan, kolay yola gelen, uysal
-
Okşayıcı, tatlı, hoş
- "Gözleri yan aralık, kirpiklerinin arasından bana her zamanki yumuşak, tatlı, sonsuz şefkatiyle bakıyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Sessiz, hafif
- "Onun içinde mutlaka sönüp yanan gizli yumuşak ışıklarla fosforlu bir parıldayış vardır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Ötümlü
-
[sıfat]
Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çukurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı
- DUŞAK
-
-
[isim]
Hayvanın iki ayağını iple bağlayarak yapılan köstek
-
[isim]
Hayvanın iki ayağını iple bağlayarak yapılan köstek
- KUŞAK
-
-
[isim]
Bele sarılan uzun ve enli kumaş
- "Kuşağının arasından bir iri tütün tabakası çıkarıp bana uzattıktan sonra..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Sağlamlığını artırmak için bir şeyin çevresine geçirilen ağaçtan veya metalden bağ
-
Yeryüzünde veya herhangi bir gök cisminde belli şartları sağlayan bölge
- "İklim kuşakları. Zaman kuşakları."
-
Yeryüzünün kutuplar, kutup daireleri ve dönencelerle belirlenen beş bölümünden her biri, küre kuşağı
- "Isı kuşak."
-
Yaklaşık olarak aynı yıllarda doğmuş, aynı çağın şartlarını, dolayısıyla birbirine benzer sıkıntıları, kaderleri paylaşmış, benzer ödevlerle yükümlü olmuş kişilerin topluluğu
- "Sanat kuşağı."
-
Bir küre yüzeyi, paralel iki düzlemle kesildiğinde iki kesitin arasında kalan bölüm
-
Henüz birleştirilmemiş ses ve görüntü taşıyan filmler
-
Televizyonda programlar için ayrılmış özel zaman dilimi
- "Çizgi film kuşağı."
-
Yaklaşık olarak yirmi beş, otuz yıllık yaş kümelerini oluşturan bireyler öbeği, göbek, nesil, batın, jenerasyon
- "Bugünkü kuşak benim kuşağımın bir hikâyesini dinlemelidir." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Bele sarılan uzun ve enli kumaş
- UŞAK
-
-
[isim]
Çocuk
- "Doksan yaşına kadar yaşamış, yokluk yüzü görmemiş, oğul uşak toplansa koca bir mahalle olacak kadar bereketlenmiş." (Memduh Şevket Esendal)
-
Herhangi bir bölgenin halkından olan erkek
- "Kim bilir, bu Anadolu uşaklarının her birinde ne cevherler vardır." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
Erkek hizmetçi
- "... kapının eşiğinde fraklı, beyaz eldivenli bir uşak duruyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Tayfa
- "Bir haykırma duyuldu. Uşakları koşturdum. Simit attırdım denize ama deniz geri vermedi." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[isim]
Çocuk