Sonunda un olan 5 harfli 47 kelime var. UN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde un olan kelimeler listesine ya da başında un olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AFSUN
 - 
    
Kelime Kökeni : Farsça
- 
                        [isim]
                    
                        Büyü
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Büyü
                    
                    
 - KORUN
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Üst derinin en dış tabakası
                    
                    
- "Korun tabakası deriyi koruyan bir oluşumdur."
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Üst derinin en dış tabakası
                    
                    
 - MADUN
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Alt
                    
                    
 - 
                    
                        Ast
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Alt
                    
                    
 - ONGUN
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Çok verimli, bol, eksiksiz
                    
                    
 - 
                    
                        Yarar duruma gelmiş, bayındır
                    
                    
 - 
                    
                        Mutlu
                    
                    
 - 
                    
                        Kutlu, uğurlu
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Çok verimli, bol, eksiksiz
                    
                    
 - ZORUN
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Mecburiyet
                    
                    
- "Biz artık ilkel insan anlayışımızı değiştirmek zorununu duyuyoruz." (Melih Cevdet Anday)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Mecburiyet
                    
                    
 - CÜNUN
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Delilik
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Delilik
                    
                    
 - UYGUN
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip
                    
                    
- "Rıza Efendi'de yerine, zamanına ve konusuna uygun hikâyeler vardır." (Tarık Buğra)
 - "O zaman da haydutlar rıhtım kapısına daha önce gitmeyi uygun buldular." (Tarık Buğra)
 - "Umduk, bekledik, düşündük. Hangi şey umduğumuza uygun düştü?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
 - "İşte Ahmet Kerim, ilk bakışında Ömer Beyefendi'nin bu eserini yırtıp sepete atmak üzereyken bu ihtimale dayanarak onun gazeteye konulmasını uygun görmüştü." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
 
 - 
                    
                        Elverişli, yarar, müsait, muvafık
                    
                    
 - 
                    
                        Orantılı, oranlı
                    
                    
- "Bu, bizim kızın yaradılışının, ablamın koyduğu yeni töreye uygun gelmeyişidir." (Memduh Şevket Esendal)
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip
                    
                    
 - YEKUN
 - ...
 - SÜTUN
 - 
    
Kelime Kökeni : Farsça
- 
                        [isim]
                    
                        Herhangi bir maddeden yapılan, zaman zaman üstünde çıkıntılı bir bölüm olan, genellikle bir altlığa, bazen doğrudan doğruya yere dayalı silindir biçiminde düşey destek, kolon
                    
                    
- "Terasın mermer sütunlarından birine dayanmış, sessiz sedasız bana baktığını görüyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
 - "Sanat dergilerinden biri bir ara, genç şairlere sütunlarını açmıştı." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
 
 - 
                    
                        Gazete, dergi, kitap vb. yazılı şeylerde, sayfanın yukarıdan aşağıya doğru ayrılmış olduğu dar bölümlerden her biri, kolon
                    
                    
- "Böyle misaller sayıp dökmek gerekse satırlar değil, sütunlar dolar." (Ruşen Eşref Ünaydın)
 
 - 
                    
                        Alt alta sıralanmış şeyler dizisi
                    
                    
- "Rakam sütunu."
 
 - 
                    
                        Oldukça yükseğe çıkan ve silindire benzeyen şey
                    
                    
- "Alev sütunu. Su sütunu."
 
 - 
                    
                        Bir tablo veya grafikte düşey durumdaki yüzey
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Herhangi bir maddeden yapılan, zaman zaman üstünde çıkıntılı bir bölüm olan, genellikle bir altlığa, bazen doğrudan doğruya yere dayalı silindir biçiminde düşey destek, kolon
                    
                    
 - RAKUN
 - 
    
Kelime Kökeni : İngilizce
- 
                        [isim]
                    
                        Kuzey Amerika'da, ağaçlarda yaşayan, kafası tilkiye benzeyen, uzun kuyruğu alaca halkalı, boyu yaklaşık 90, kuyruğu 30 cm olan kürklü hayvan (Procyon lotor)
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kuzey Amerika'da, ağaçlarda yaşayan, kafası tilkiye benzeyen, uzun kuyruğu alaca halkalı, boyu yaklaşık 90, kuyruğu 30 cm olan kürklü hayvan (Procyon lotor)
                    
                    
 - KURUN
 - ...
 - MELUN
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [sıfat]
                    
                        Tanrı tarafından lanetlenmiş olan, lanetli
                    
                    
- "Melun şeytan."
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Lanetlenmiş kimse
                    
                    
- "Kendisini Müslüman adıyla takdim eden bu kır saçlı melunu da tanıdım." (Aka Gündüz)
 
 - 
                    
                        Nefretle karşılanan, kötü
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Tanrı tarafından lanetlenmiş olan, lanetli
                    
                    
 - ÇAVUN
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Hayvan derisinden veya çavdan yapılmış kırbaç
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Hayvan derisinden veya çavdan yapılmış kırbaç
                    
                    
 - KOYUN
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Geviş getirenlerden, eti, sütü, yapağısı ve derisi için yetiştirilen evcil hayvan (Ovis aries)
                    
                    
- "Kafa göz yara yara Hüsn ü Aşk'ı okuyor, hayranları da koyun kaval dinler gibi dinliyorlardı." (Asaf Halet Çelebi)
 
 - 
                    
                        Verilen buyruklara uyan, kendi kişiliğini gösteremeyen kimse
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Geviş getirenlerden, eti, sütü, yapağısı ve derisi için yetiştirilen evcil hayvan (Ovis aries)
                    
                    
 - UĞRUN
 - 
    
- 
                        [zarf]
                    
                        Gizlice
                    
                    
 
 - 
                        [zarf]
                    
                        Gizlice
                    
                    
 - SOMUN
 - 
    
Kelime Kökeni : Rumca
- 
                        [isim]
                    
                        Yuvarlak ve şişkin ekmek
                    
                    
- "Çocuk işe başlamadan Şaban amca bir çanak yoğurtla bir yarım somunu getiriyordu." (Halide Edip Adıvar)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Yuvarlak ve şişkin ekmek
                    
                    
 - BABUN
 - ...
 - KARUN
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Çok zengin kimse
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Çok zengin kimse
                    
                    
 - MACUN
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Hamur kıvamına getirilmiş madde
                    
                    
 - 
                    
                        Boyacılıkta çatlak ve aralıkları kapamak, camcılıkta camları tutturmak için kullanılan hamur kıvamında karışım
                    
                    
- "Cam macunu. Yağlı boya macunu."
 
 - 
                    
                        Baharlı, tarçınlı, yumuşak ve yapışkan şekerleme
                    
                    
- "Sakın anneme söylemeyin! Söylemezseniz size macun alırım." (Orhan Veli Kanık)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Hamur kıvamına getirilmiş madde
                    
                    
 - UŞKUN
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Karabuğdaygillerden, yaprakları yürek biçiminde, kökü dıştan sincabi ve içten sarı renkte olan bir ravent türü (Rheum rhaponticum)
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Karabuğdaygillerden, yaprakları yürek biçiminde, kökü dıştan sincabi ve içten sarı renkte olan bir ravent türü (Rheum rhaponticum)