Başında uğ olan 47 kelime var. Uğ ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde uğ olan kelimeler listesine ya da sonu uğ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında uğ bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
UĞRAŞTIRMAK
UĞRAŞILMAK, UĞRAŞTIRMA, UĞURLANMAK, UĞURLAYICI, UĞURSUZLUK
UĞRALAMAK, UĞRAŞILMA, UĞRULAMAK, UĞULDAMAK, UĞULTUSUZ, UĞURLAMAK, UĞURLANIŞ, UĞURLANMA, UĞURLAYIŞ, UĞURLUDAĞ, UĞURSAMAK
UĞRALAMA, UĞRANMAK, UĞRAŞMAK, UĞRATMAK, UĞRULAMA, UĞULDAMA, UĞULTULU, UĞURLAMA, UĞURSAMA
UĞRAMAK, UĞRANMA, UĞRAŞMA, UĞRATMA, UĞRULUK, UĞRUNDA, UĞUNMAK, UĞURLUK, UĞURSUZ
UĞRAMA, UĞRAŞI, UĞULTU, UĞUNMA, UĞURLU
UĞRAK, UĞRAŞ, UĞRUN
UĞRA, UĞRU, UĞUR, UĞUT
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- UĞRAŞTIRMAK
-
-
[-i]
Uğraşmasına yol açmak
- "Bu iş beni çok uğraştırdı."
-
[-i]
Uğraşmasına yol açmak
- UĞRAŞTIRMA
-
-
[isim]
Uğraştırmak işi
-
[isim]
Uğraştırmak işi
- UĞRAŞILMAK
-
-
[-le]
Uğraşma işi yapılmak
-
[-le]
Uğraşma işi yapılmak
- UĞURSUZLUK
-
-
[isim]
Bazı olaylarda görülen ve insana kötülük getirdiğine inanılan belirti veya bazı nesnelerde var olduğuna inanılan güç, kademsizlik, meymenetsizlik, nuhuset, şeamet
- "Uğura, uğursuzluğa; berekete ve bereketsizliğe inanırdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Bazı olaylarda görülen ve insana kötülük getirdiğine inanılan belirti veya bazı nesnelerde var olduğuna inanılan güç, kademsizlik, meymenetsizlik, nuhuset, şeamet
- UĞURLANMAK
-
-
[nsz]
Uğurlama işi yapılmak
- "Andelip, İstanbul'daki belli başlı hemşirelere yazılmış tavsiye mektuplarıyla kasabadan uğurlanır." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[nsz]
Uğurlama işi yapılmak
- UĞURLAYICI
-
-
[isim]
Uğurlayan kimse
-
[isim]
Uğurlayan kimse
- UĞRAŞILMA
-
-
[isim]
Uğraşılmak işi
-
[isim]
Uğraşılmak işi
- UĞURSAMAK
-
-
[-i]
Herhangi bir olguyu veya nesneyi uğur saymak
-
[-i]
Herhangi bir olguyu veya nesneyi uğur saymak
- UĞURLANIŞ
-
-
[isim]
Uğurlanma işi veya biçimi
-
[isim]
Uğurlanma işi veya biçimi
- UĞULTUSUZ
-
-
[sıfat]
Uğultusu olmayan
-
[sıfat]
Uğultusu olmayan
- UĞURLAYIŞ
-
-
[isim]
Uğurlama işi veya biçimi
-
[isim]
Uğurlama işi veya biçimi
- UĞURLANMA
-
-
[isim]
Uğurlanmak işi
-
[isim]
Uğurlanmak işi
- UĞURLAMAK
-
-
[-i]
Gideni esenlik ve sevgi dilekleriyle geçirmek, selametle göndermek, teşyi etmek
- "Ev sahibi onları uğurladıktan sonra döndü." (Tarık Buğra)
-
[-i]
Gideni esenlik ve sevgi dilekleriyle geçirmek, selametle göndermek, teşyi etmek
- UĞRULAMAK
-
-
[-i]
Hırsızlıkla ele geçirmek, çalmak, sirkat etmek
-
[-i]
Hırsızlıkla ele geçirmek, çalmak, sirkat etmek
- UĞULDAMAK
-
-
[nsz]
Sürekli gürültülü, boğuk ve anlaşılmaz ses çıkarmak
- "Soğuk rüzgâr beni boğacak bir haydut gibi kulaklarımda uğuldayarak geçiyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Beyinde, kulakta uğultu olmak
- "Gözlerim kararıyor, kulaklarım uğulduyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Sürekli gürültülü, boğuk ve anlaşılmaz ses çıkarmak
- UĞRALAMAK
-
-
[-i]
Uğra serpmek
-
[-i]
Uğra serpmek
- UĞURLUDAĞ
- ...
- UĞRANMAK
-
-
[nsz]
Uğrama işi yapılmak
-
[nsz]
Uğrama işi yapılmak
- UĞURLAMA
-
-
[isim]
Uğurlamak işi
- "Bu suçlar arasında en büyüklerinden biri de uğurlama, karşılama törenlerinin kaldırılması oldu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Uğurlamak işi
- UĞRAŞMAK
-
-
[-le]
Bir iş üzerinde sürekli çalışmak
- "Muhacir kümeleri arasında, ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi." (Peyami Safa)
-
[-e]
Bir işi başarmaya çalışmak, iş edinmek
- "İkisi barbut oynuyor, üçüncüsü, en küçükleri, bir çekirgeye sigara içirmeye uğraşıyordu." (Haldun Taner)
-
Zamanını bir işe verme durumunda kalmak
- "Ee, hadi yürü yahu. Senlen mi uğraşacağız?" (Haldun Taner)
-
Savaşmak
- "Düşmanlarla uğraşmak için sonuna kadar çalışmaya azmettik." (Atatürk)
-
Birine kötü davranmak
- "Aman, siz de hep beybabamla uğraşırsınız!" (Ömer Seyfettin)
-
[-le]
Bir iş üzerinde sürekli çalışmak