Sonunda ebe olan 18 kelime var. EBE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ebe olan kelimeler listesine ya da başında ebe olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

11 Harfli Kelimeler

BİLMÜNASEBE

8 Harfli Kelimeler

MUDAREBE, MUHAREBE, MUHASEBE, MÜNAVEBE, PORTBEBE

7 Harfli Kelimeler

DEBDEBE, MERTEBE

6 Harfli Kelimeler

ENGEBE, GALEBE, GÖÇEBE, KÖREBE, TALEBE

4 Harfli Kelimeler

BEBE, CEBE, GEBE, KEBE

3 Harfli Kelimeler

EBE


Kelime bulma makinesi

B E E Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

EBE

2 Harfli Kelimeler

BE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BİLMÜNASEBE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Sırası gelince, sırası düşünce

MÜNAVEBE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nöbetleşme, keşikleme

PORTBEBE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bebekleri kucakta, elde ve sırtta taşımak için kullanılan çanta

MUHAREBE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Savaşın bölümlerinden biri
    • "Muharebe zamanında ailemiz büyük felaketler geçirdi." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Güçlü tartışma

MUDAREBE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir yandan sermaye, öte yandan emek konularak kurulan şirket

MUHASEBE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hesaplaşma, karşılıklı hesap görme
  2. Hesap işleriyle uğraşma
  3. Hesapların bütünü
  4. Hesap işlerinin yürütüldüğü yer, saymanlık
    • "Nedir bu benim çilem / Hesap bilmem / Muhasebede memurum." (Oktay Rifat)

DEBDEBE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Görkem
    • "Bir Tanzimat konağının şaşırtıcı debdebesi içinden bu küçük eve düşmüştü." (Ahmet Hamdi Tanpınar)

MERTEBE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aşama, derece, rütbe
    • "Bu sanatkârı bir yarım ilah mertebesine yükselten ne kuvvet ne de hususiyettir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Evre, safha

GÖÇEBE

  1. [sıfat] Değişik şartlara bağlı olarak belli bir yöre içinde çadır, hayvan ve öteki araçlarla yer değiştiren, yerleşik olmayan (kimse veya topluluk), göçer, göçkün
    • "Karakaçanları, sürüleriyle dağ dağ dolaşan göçebe çobanlarıdır." (Ahmet Haşim)
  2. Mevsimlere göre ülke veya yer değiştiren (hayvan)

ENGEBE

  1. [isim] Deprem, rüzgâr, sel vb. iç ve dış güçlerin etkisiyle oluşan, yayla, ova, koyak, çukur, dağ vb. biçimlerin bütünü, yer biçimleri, yüzey şekilleri, engebelik, arıza, avarız

KÖREBE

  1. [isim] Gözleri bağlı olan ebenin, oyuna katılan öteki çocukları yakalamaya çalıştığı çocuk oyunu

TALEBE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Öğrenci

GALEBE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yengi
    • "Böyle giderse tamamıyla galebe ümit ettiğini haber veriyordu." (Peyami Safa)
    • "Kocanın münasebeti her türlü cazibesini kaybettiği gün rakibine galebe çaldığına emin olabilirsin." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  2. Üstünlük, çokluk
    • "Abdülhak Hamit'in Kemal'e galebesi şerrin hayra galebesi demekti." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Kadıncağızın gönlü gence kayıyordu. Fakat neticede akıl ve mantık tarafı galebe çaldı." (Reşat Nuri Güntekin)

GEBE

  1. [sıfat] Karnında yavru bulunan (kadın veya hayvan), yüklü, hamile, aylı
    • "Gebe kadın. Gebe inek."
  2. İçinde oğulcuk veya dölüt bulunan (döl yatağı)
  3. Bir birikim sonucu ortaya çıkması beklenen (durum veya olaylar)
  4. Minnet altında kalan

CEBE

Kelime Kökeni : Moğolca

  1. [isim] Zırh
  2. Silah

KEBE

  1. [isim] Kısa kepenek
    • "Eşek gitti. Üstünde yeni kebe de vardı." (Memduh Şevket Esendal)

BEBE

  1. [isim] Bebek, küçük çocuk
    • "Neredeyse bebe iskemlesine oturtup kaşıkla mama yedireceksiniz." (Refik Halit Karay)

EBE

  1. [isim] Doğum işini yaptıran kadın
    • "Ebe demek yarım doktor demektir." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Birçok oyunların tersine herkes ebe olmak istiyor, sahte yanlışlıklar yapıyordu." (Peyami Safa)
  2. Büyük anne, nine
  3. Genellikle çocuk oyunlarında baş olan, diğer çocuklara veya gruba karşı cezasını çekmek ve bundan kurtulmak için tek başına bütün sorumluluğu üzerine alan çocuk

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü