Başında tu olan 5 harfli 43 kelime var. Tu ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde tu olan kelimeler listesine ya da sonu tu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında tu bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

T U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

TU, UT

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TUMBA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Altüst etme, altüst olma
  2. Çocuk dilinde, yatağa atlama

TUZLU

  1. [sıfat] Tuzu olan
    • "Dudaklarımda Boğaz havasının tuzlu lezzetiyle uyandım." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Bu eğlenti bize biraz tuzluya mal oldu." (Ercüment Ekrem Talu)
    • "... kendisine tuzluya patlamıştı." (Halikarnas Balıkçısı)
  2. Yapılışında tuz bulunan, tuzu çok olan
    • "Bu yemek tuzlu olmuş."
  3. Çok pahalı

TURFA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Az bulunur, eski, nadir
    • "Turfa oldu artık eski felsefe." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Değersiz, değeri düşük
    • "Şehirli dediği bu turfa kalabalığı küçümsediğini her hâliyle belli ederdi." (Haldun Taner)

TUZAK

  1. [isim] Kuş veya yaban hayvanlarını yakalamaya yarayan araç veya düzen
    • "Sana bir tuzak kursak sen o tuzağa düşmezsin ey oğul!" (Sevinç Çokum)
  2. Birini güç ve tehlikeli bir duruma düşürmek için kurulan düzen, komplo
    • "Onun bana gönderdiği mektuplar filan hep tuzak, hep birer şantajdan ibaretti." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "... bütün işi pişirmiş, tuzağı kurmuş, son darbeyi indirmek üzere idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

TULUM

  1. [isim] Bazı yiyecek ve içecekler için koruyucu kap olarak kullanılan, önü yarılmadan bütün olarak yüzülmüş hayvan derisi
  2. Gövdesi bu deriden yapılmış üflemeli çalgı, gayda
    • "Ben zatınıza tulum şişirmesini öğreteyim, siz de bana kemançeyi öğretin." (Osman Cemal Kaygılı)
  3. Tüp
  4. Göğüs ve pantolon bölümü bitişik giysi
    • "Zayıf vücuduna tulum bol geliyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
  5. [sıfat] Şişman, tombul
    • "Bir şeyim yok doktor, bu yaşta annem gibi tulum olacak değilim ya!" (Halide Edip Adıvar)

TUHAF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Acayip
    • "Nahit'in onda hiç görmediği bir tuhaf hâli vardı." (Tarık Buğra)
    • "Hatta onun başına gelen şeyler de ekseriya böyle tuhaf olurmuş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Ömründe bu kadar tuhafına giden söz işitmemiş olduğunu söylerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Şaşılacak, garip
  3. Güldürücü
    • "Kibirli, alıngan olmayan, tuhaf ve nükteli bir adammış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  4. Gülünç
    • "Bu kıyafetle tuhaf oluyorsun."
  5. Anlaşılmaz
    • "Tuhaf çocuk, günü gününe uymuyor."
  6. [ünlem] Şaşılan bir şey karşısında söylenen söz
    • "Tuhaf! Her yerde olduğunun aksine, burada şehirden uzaklaştıkça binaların güzelliği artıyor." (Ahmet Haşim)

TUNİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Pantolon veya etek üzerine giyilen, dizlere kadar inen üst giysisi

TUŞBA
...
TUVAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Üzerine resim yapılan, gerdirilmiş keten, kenevir veya pamuklu kaba kumaş
  2. Bu kumaşın üzerine yapılmış tablo

TURTA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Üzeri yufka kaplı, meyveli veya kakaolu bir pasta çeşidi

TURBO

  1. [sıfat] Havayı veya havaya katılmış bir karışımı, düzenli ve amaca uygun olarak üfleyen
    • "Turbo fırın. Turbo jet."

TUTUŞ

  1. [isim] Tutma işi veya biçimi

TUTYA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çinko
  2. Sürme

TURNA

  1. [isim] Turnagillerden, Avrupa ve Kuzey Afrika'da toplu olarak yaşayan, göçebe, iri bir kuş (Grus grus)
    • "Ne talih varmış bunakta. Turnayı gözünden vurdu, dedi." (Reşat Nuri Güntekin)

TURŞU

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tuzlu suda, sirkede bırakılarak özel bir kıvama getirilmiş sebze veya meyve
    • "Bütün gün çocukların peşinde koşmaktan turşusu çıkmış ihtiyar lalanın karanlık bir köşede horladığı işitiliyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Bir kısmetin çıkar çıkmaz seni vereceğiz. Turşunu kuracak değiliz ya!" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Pazartesi günleri üst üste iki dersi olduğundan salıları turşuya dönüyordu." (Haldun Taner)
  2. [sıfat] Bitkin, yorgun
    • "Portakalların turşusu çıkmış."

TUTUM

  1. [isim] Tutulan yol, davranış
    • "Anlayışsızlıklarınız ve yanlış tutumlarınız yüzünden beni inatçı sanıyorsunuz." (Tarık Buğra)
  2. Para veya herhangi bir şeyi dikkatli kullanma, idare, idareli tüketme, iktisat, tasarruf, ekonomi

TUTUK

  1. [sıfat] Akıcı, rahat konuşamayan
  2. Eski işlevini göremez duruma gelmiş
    • "Geçen gün beni dövdüler. Boynum, omuzlarım hâlâ tutuk." (Atilla İlhan)
  3. Kısılmış, tutulmuş, kesik
    • "Ağır ağır ve tahtalar arasında boğulan tutuk akislerle yükseliyordu." (Peyami Safa)
  4. Tutuklu
  5. Kapalı, tıkalı
  6. Sıkıntılı
    • "Bu tutuk hava içinde saat ona doğru Meclisin zili uzun uzun çaldı." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  7. Durgun, çekingen, sıkılgan

TULUP

  1. [isim] Atılmış, eğrilmeye hazırlanmış, top biçiminde yün veya pamuk

TUZCU

  1. [isim] Tuz satan kimse

TUĞLU

  1. [sıfat] Tuğu olan

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü