Başında tef olan 6 harfli 13 kelime var. Tef ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde tef olan kelimeler listesine ya da sonu tef ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında tef bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E F T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
TEF
2 Harfli Kelimeler
ET, FE, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TEFRİŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Döşeme işi
- "İçerisini gene kendi paramla tefriş ettim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bir yeri gerekli eşya ile döşeme
-
[isim]
Döşeme işi
- TEFELİ
-
-
[sıfat]
Sık dokunmuş (bez)
-
[sıfat]
Sık dokunmuş (bez)
- TEFSİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yorumlama
- "Hiçbirini tefsire ve hiçbirinden mana çıkarmaya kimsenin dili varmaz olmuştu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Ben evvela bu duayı ve bu sözleri pek kalpsizce tefsir ettim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yorum
-
Kur'an'ın surelerini açıklayarak görüşler ileri sürme ve bunları yazma, yorumlama
-
Kur'an'ın surelerini açıklayarak görüşler ileri sürme ve bunları yazma, yorumlama bilimi
-
Kur'an'ın surelerini açıklayan eser
-
[isim]
Yorumlama
- TEFHİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlatma, bildirme
- "Hâkim, kararını tefhim etti."
-
[isim]
Anlatma, bildirme
- TEFRİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Herhangi bir konuda geride kalma, yeterli ölçüde olmama durumu, ifrat karşıtı
-
[isim]
Herhangi bir konuda geride kalma, yeterli ölçüde olmama durumu, ifrat karşıtı
- TEFECİ
-
-
[isim]
El altından yüksek faizle ödünç para veren kimse, faizci, murabahacı
- "Silah zoruyla elde edemediğini bir tefeci taktiğiyle pişmiş armut gibi gövdeye indirmeyi umuyordu." (Tarık Buğra)
-
[isim]
El altından yüksek faizle ödünç para veren kimse, faizci, murabahacı
- TEFRİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayırma, ayırt etme
- "Yarım yamalak tahsilimle iyiyi kötüyü tefrik ediyorum, bu bana yeter." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Ayırma, ayırt etme
- TEFTİŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Denetim
- "Bizde on beş yıldır teftiş görmemiş daireler var." (Memduh Şevket Esendal)
- "Hayatının bütün yazlarını Makedonya'da geçirir, teşkilatı teftiş ederdi." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Denetim
- TEFVİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işi bir kimsenin üzerinde bırakma, ihale
-
Dağıtma
-
Bir taşınmaz malı bilinen değeri karşılığı bir kimseye verme
-
[isim]
Bir işi bir kimsenin üzerinde bırakma, ihale
- TEFEÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Fal açma, fala bakma
- "Kış geceleri divanlardan tefeül ederdik." (Ömer Seyfettin)
-
Uğur sayma, hayra yorma
-
[isim]
Fal açma, fala bakma
- TEFLON
- ...
- TEFCİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Akaçlama, drenaj
-
[isim]
Akaçlama, drenaj
- TEFTİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Açma
-
Geğirme
-
[isim]
Açma