Başında taka olan 16 kelime var. Taka ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde taka olan kelimeler listesine ya da sonu taka ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında taka bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
TAKATSİZLİK
TAKACILIK
TAKADDÜM, TAKALLÜS, TAKARRÜP, TAKARRÜR, TAKATSİZ, TAKATUKA, TAKAYYÜT
TAKANAK, TAKATLİ
TAKACI, TAKAZA
TAKAS, TAKAT
TAKA
A A K T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
ATAK, TAKA
3 Harfli Kelimeler
AKA, ATA, KAT, TAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TAKATSİZLİK
-
-
[isim]
Takatsiz olma durumu
- "Takatsizlik ve üzüntünün sebep olduğu bir buhrandı bu." (Refik Halit Karay)
- "Yere uzanmak isteyecek kadar vücudunda takatsizlik duyuyordu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Takatsiz olma durumu
- TAKACILIK
-
-
[isim]
Takacının işi
-
[isim]
Takacının işi
- TAKARRÜR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yerde karar kılma, yerleşme
-
Karar verilme
-
[isim]
Bir yerde karar kılma, yerleşme
- TAKATSİZ
-
-
[sıfat]
Takati kalmamış, yorgun, argın, dermansız, kudretsiz, mecalsiz
- "Bir ağacın altında hasta, takatsiz, ölü gibi yatıyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Takati kalmamış, yorgun, argın, dermansız, kudretsiz, mecalsiz
- TAKADDÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Öncelik
- "İşgale takaddüm eden günlerde çevirdikleri fırıldakları..." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Öncelik
- TAKALLÜS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kasılma
- "Beynim uğulduyor, gözlerimin havası kıvılcımlanıyor, parmaklarım takallüs ediyor." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Kasılma
- TAKAYYÜT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bağlı olma, bağlanma
-
Üstüne düşme, özen gösterme
-
[isim]
Bağlı olma, bağlanma
- TAKATUKA
-
-
[isim]
Gürültü patırtı
-
Basımevlerinde dizilmiş harfleri iyice yerleştirmek için üzerlerine vurmaya yarar takoz
-
Odanın ortasına yerleştirilen, uzun tütün çubuklarının külünün döküldüğü çanak
-
[isim]
Gürültü patırtı
- TAKARRÜP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yakınlaşma, yaklaşma, yanaşma
-
[isim]
Yakınlaşma, yaklaşma, yanaşma
- TAKATLİ
-
-
[sıfat]
Güçlü, dayanıklı
-
[sıfat]
Güçlü, dayanıklı
- TAKANAK
-
-
[isim]
Alacak, borç
-
İlişki
-
[isim]
Alacak, borç
- TAKACI
-
-
[isim]
Taka işleten kimse
-
[isim]
Taka işleten kimse
- TAKAZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Azarlama, başa kakma
- "Siz şimdi, bu yavan takazaları bir kere daha, ya sabır çekerek dinlemek zorunda kalırsınız." (Haldun Taner)
-
[isim]
Azarlama, başa kakma
- TAKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyi yapabilme, başarabilme gücü, güç, hâl, derman, kuvvet
- "Hareket edebilecek ne vasıtamız ne takatimiz vardı." (Aka Gündüz)
- "Sonra, artık takati kesilmiş gibi kendini bıraktı." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Günahlarımızın icmaline gelince ben tutamam, takatim yetmez." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Bir şeyi yapabilme, başarabilme gücü, güç, hâl, derman, kuvvet
- TAKAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Değişim
-
İki ülke arasında yapılan alışverişin karşılıklı olarak malla ödenmesi, kliring
-
[isim]
Değişim
- TAKA
-
-
[isim]
Doğu Karadeniz bölgesine özgü yelkenli bir tür kıyı teknesi
- "Taka ile deniz yolculuğunun nasıl geçtiğini anlatmayacağım." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Bozuk, zor çalışan veya eski kara taşıtları için kulanılan bir söz
-
[isim]
Doğu Karadeniz bölgesine özgü yelkenli bir tür kıyı teknesi