Sonunda san olan 18 kelime var. SAN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde san olan kelimeler listesine ya da başında san olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
SÜRÇÜLİSAN
ENTERESAN, KARABASAN
DALYASAN, FLORESAN, KRUVASAN
HORASAN
DOKSAN, KORSAN, NOKSAN, YEKSAN
AKSAN, İHSAN, İNSAN, LİSAN, NİSAN
ASAN
SAN
A N S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
NAS, SAN
2 Harfli Kelimeler
AN, AS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SÜRÇÜLİSAN
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Ağızdan yanlışlıkla çıkan söz, dil sürçmesi
-
[isim]
Ağızdan yanlışlıkla çıkan söz, dil sürçmesi
- KARABASAN
-
-
[isim]
Sıkıntılı ve korkulu düş, kâbus
-
Bir kimsenin içinde bulunduğu karmakarışık, sıkıntılı ruh durumu
- "Arada geçirdiğim emeklilik yılları âdeta bir karabasan oldu benim için." (Haldun Taner)
-
[isim]
Sıkıntılı ve korkulu düş, kâbus
- ENTERESAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
İlgi çekici, ilginç
- "Zengin bakkalın bu adamdan kat kat daha enteresan bir hayatı vardır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
İlgi çekici, ilginç
- DALYASAN
-
-
[isim]
Sarıkların omuz üzerine dökülen ucu
-
[isim]
Sarıkların omuz üzerine dökülen ucu
- KRUVASAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ay çöreği
-
[isim]
Ay çöreği
- FLORESAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Florışıl
-
[isim]
Florışıl
- HORASAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kiremit ve tuğla tozlarının kireç ve su ile karıştırılmasından elde edilen bir çeşit harç
-
[isim]
Kiremit ve tuğla tozlarının kireç ve su ile karıştırılmasından elde edilen bir çeşit harç
- YEKSAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Düz
-
Bir, aynı düzeyde, eşit
-
[sıfat]
Düz
- NOKSAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Eksik
- "Eniştem zaten bizim terbiye ve tahsilimizi birçok bakımdan noksan bulurdu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Eksiklik, kusur
- "O, noksanını bilgi ve akıl ile gidermesini bilir." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Eksik
- DOKSAN
-
-
[isim]
Seksen dokuzdan sonra gelen sayının adı
-
Bu sayıyı gösteren 90, XC rakamlarının adı
-
[sıfat]
Dokuz kere on, seksen dokuzdan bir artık
-
[isim]
Seksen dokuzdan sonra gelen sayının adı
- KORSAN
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Düşman veya kendi ulusunun gemilerine saldıran deniz haydudu, deniz hırsızı
- "Bu adayı ilk defa Portekizli korsanlar bulmuşlar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Başkalarının hakkını zor kullanarak alan kimse
-
[sıfat]
İzinsiz olarak çoğaltılan (kitap, kaset vb.)
-
[sıfat]
Bir hakkı izinsiz olarak kullanan
- "Korsan kasetçilik. Korsan yayın."
-
[isim]
Düşman veya kendi ulusunun gemilerine saldıran deniz haydudu, deniz hırsızı
- İHSAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İyilik etme, iyi davranma
- "Allah bir de kız çocuk ihsan etseydi, bu ismi verecektim." (Refik Halit Karay)
-
Bağışlama, bağışta bulunma
-
Bağışlanan şey, kayra, lütuf, inayet, atıfet
- "Bu paşanın parmaklarını yakan ilk ihsan kesesi oldu." (Halide Edip Adıvar)
-
Karşılık beklemeden yapılan yardım, iyilik
-
[isim]
İyilik etme, iyi davranma
- AKSAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir ülkenin insanlarına veya bir çevreye özgü söyleyiş özelliği
- "Sade, akıcı ve temiz aksanı ile değil davranışları ile de Türk'ten ayırt edemezsiniz." (Haldun Taner)
-
Vurgu
-
[isim]
Bir ülkenin insanlarına veya bir çevreye özgü söyleyiş özelliği
- NİSAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yılın otuz gün süren, dördüncü ayı, april
-
[isim]
Yılın otuz gün süren, dördüncü ayı, april
- İNSAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İki eli olan, iki ayak üzerinde dolaşan, sözle anlaşan, akıl ve düşünme yeteneği olan en gelişmiş canlı
- "Yine yeşil yosunlu, insan ayağı değmemiş gibi yokuşlar var ağaçlı..." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kişi, şahıs, âdemoğlu, âdem evladı
- "O yaşta insan hiç düşünmeden sadece yaşamaya bakar." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Huy ve ahlak yönünden üstün nitelikli (kimse)
-
[isim]
İki eli olan, iki ayak üzerinde dolaşan, sözle anlaşan, akıl ve düşünme yeteneği olan en gelişmiş canlı
- LİSAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dil (I)
- "Mektup uzun değildi, biraz da ticari bir lisanla yazılmıştı." (Peyami Safa)
- "Ağaç lisana gelerek..."
-
[isim]
Dil (I)
- ASAN
- ...
- SAN
-
-
[isim]
Ün, şan, şöhret
- "Ne adını sanını ne kalıbını kıyafetini ne oturup kalkmasını ... beğenirdim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Saygı belirtme sözü, unvan
-
Herhangi bir şeyi, neyse o yapan nitelik, kip karşıtı
-
[isim]
Ün, şan, şöhret