Sonunda şan olan 15 kelime var. ŞAN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde şan olan kelimeler listesine ya da başında şan olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
PERPERİŞAN
SINIRAŞAN
AKTAVŞAN, KEHKEŞAN, SARMAŞAN
ÇALIŞAN, DANIŞAN, HURUŞAN, PERİŞAN
TAVŞAN, YAVŞAN
KAŞAN, KEŞAN, NİŞAN
ŞAN
A N Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ŞAN
2 Harfli Kelimeler
AN, AŞ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PERPERİŞAN
- ...
- SINIRAŞAN
- ...
- SARMAŞAN
-
-
[sıfat]
Sarılgan
-
[sıfat]
Sarılgan
- KEHKEŞAN
- ...
- AKTAVŞAN
-
-
[isim]
Bir cins iri çöl sıçanı (Jaculus)
-
[isim]
Bir cins iri çöl sıçanı (Jaculus)
- ÇALIŞAN
- ...
- HURUŞAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Coşkun
-
[sıfat]
Coşkun
- DANIŞAN
- ...
- PERİŞAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Dağınık, düzensiz, karmakarışık
- "Ne kadar toplasan perişandır / Toplanır saçlarım dağılmak için." (Cenap Şehabettin)
- "Bir sürü laf edildikten sonra facia başlayacak, tabii aile perişan olacak." (Halide Edip Adıvar)
-
Acınacak durumda olan, zavallı
- "Omuzlarındaki çamurlu tüfeklerin altında iki büklüm olmuş, yorgun ve perişan ağır ağır yürüyorlardı." (Ömer Seyfettin)
- "Sonra, fena ruhlu güzel yüzün de insanı perişan eden sihrini de inkâr etmeyeceğim." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Vallahi meydan dayağı yesem bu kadar perişan olmazdım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Dağınık, düzensiz, karmakarışık
- YAVŞAN
- ...
- TAVŞAN
-
-
[isim]
Tavşangillerden, eti yenen, hızlı koşan, postundan yararlanılan bir memeli türü (Lepus europeus)
-
Atletizm yarışlarında rekor kırılabilmesi için tempoyu yüksek tutup belirli bir mesafeyi diğer atletlerin önünde koşan atlet
-
[isim]
Tavşangillerden, eti yenen, hızlı koşan, postundan yararlanılan bir memeli türü (Lepus europeus)
- NİŞAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İşaret, iz, belirti, alamet
- "Tabancasını kılıfından çıkarmış ve nişan almak üzereydi." (Aka Gündüz)
- "Dönüşte yolumuzu şaşırmamak için şu çifte kavakları nişan koymuştuk."
- "Birkaç gün sonra akrabalarımıza bir davet vereceğiz. Nişan takacağız." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Şimdilik nişan yapacaklarmış."
-
Nişanlanma sırasında yapılan tören
- "Bizi nişana çağırdılar."
- "Doktor, Türk ordusunda çalıştığını, üniformamızı taşıdığını, nişan aldığını, övünerek anlattı." (Refik Halit Karay)
-
Evlenmek üzere birbirine söz verme, nişanlanma
- "Nişanı bozmuşlar."
-
Kurşun, taş vb. ile vurulmak istenen hedef
-
Hedefi vurmak için silah, ok vb.ne gerekli doğrultuyu verme
-
Devlet nişanı
-
[isim]
İşaret, iz, belirti, alamet
- KAŞAN
-
-
[isim]
Hizmet veya binek hayvanları durup işeme
-
[isim]
Hizmet veya binek hayvanları durup işeme
- KEŞAN
- ...
- ŞAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ün, san, şöhret
- "Onların karşısında ilk elde çekilmeyi şanına yediremedi." (Ömer Seyfettin)
-
Gösteriş, gösterişlilik
-
[isim]
Ün, san, şöhret