Başında salı olan 19 kelime var. Salı ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde salı olan kelimeler listesine ya da sonu salı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında salı bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
SALINABİLMEK, SALIVERİLMEK
SALINABİLME, SALINCAKSIZ, SALIVERİLME
SALINCAKÇI, SALINCAKLI, SALIPAZARI, SALIVERMEK
SALINTILI, SALIVERME
SALINCAK, SALINMAK
SALINIM, SALINIŞ, SALINMA, SALINTI
SALIK
SALI
A I L S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
ASIL, ASLI, SALI, SILA
3 Harfli Kelimeler
ASI, SAL
2 Harfli Kelimeler
AL, AS, IS, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SALIVERİLMEK
-
-
[nsz]
Salıverme işine konu olmak
-
[nsz]
Salıverme işine konu olmak
- SALINABİLMEK
- ...
- SALIVERİLME
-
-
[isim]
Salıverilmek işi
-
[isim]
Salıverilmek işi
- SALINABİLME
- ...
- SALINCAKSIZ
-
-
[sıfat]
Salıncağı olmayan
- "Bayramım, çocukluk bayramım salıncaksız geçmiş gibi gözüme yaş doldu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Salıncağı olmayan
- SALIVERMEK
-
-
[-i]
Bırakmak, koyuvermek, serbest bırakmak
- "Nadide Hanım, yemekten sonra torunlarını bahçeye salıvermiş, kendisi büyüklerle beraber sofra başında kalmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Bırakmak, koyuvermek, serbest bırakmak
- SALINCAKÇI
-
-
[isim]
Eğlence yerlerinde salıncak çalıştıran kimse
- "Salıncakçının oğlu herkese göz kulak oluyordu." (Tarık Dursun K)
-
[isim]
Eğlence yerlerinde salıncak çalıştıran kimse
- SALINCAKLI
-
-
[sıfat]
Salıncak gibi sallanmaya yarar biçimde olan, salıncağı olan
- "Salıncaklı koltuk."
- "Salıncaklı çocuk bahçesi."
-
[sıfat]
Salıncak gibi sallanmaya yarar biçimde olan, salıncağı olan
- SALIPAZARI
- ...
- SALINTILI
-
-
[sıfat]
Herhangi bir etkiyle sarsılabilen, sallanabilen
- "Salıntılı bir ev."
-
Yürüyüşünde iki yana salınan
-
[sıfat]
Herhangi bir etkiyle sarsılabilen, sallanabilen
- SALIVERME
-
-
[isim]
Salıvermek işi
-
[isim]
Salıvermek işi
- SALINCAK
-
-
[isim]
İki ucundan iki iple veya zincirle yüksek bir yere asılan ve üzerine oturulup sallanılan eğlence aracı
- "Salıncağa annesi binmedi, o bindi yalnız." (Tarık Dursun K)
-
Küçük çocukları uyutmak için beşik yerine kullanılan ve karşılıklı iki yere iple bağlı bulunan asılı yatak
-
[isim]
İki ucundan iki iple veya zincirle yüksek bir yere asılan ve üzerine oturulup sallanılan eğlence aracı
- SALINMAK
-
-
[nsz]
Yürürken uyumlu hareketlerle hafifçe bir yandan bir yana eğilmek
- "Vücudu o kadar narindi ki hafif rüzgârlarla sallanan salkım söğütler gibi oradan oraya salınıyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-e]
Salma işine konu olmak
- "İlaçlar yazıldı. Eczaneye adam salındı. Hekime kahve pişti, getirildi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Yürürken uyumlu hareketlerle hafifçe bir yandan bir yana eğilmek
- SALINIM
-
-
[isim]
Salınma işi
-
Düzenli olarak hep aynı konumlardan aynı hızla geçen bir nesnenin hareketi, raks
-
[isim]
Salınma işi
- SALINTI
-
-
[isim]
Salınma işi
-
[isim]
Salınma işi
- SALINIŞ
-
-
[isim]
Salınma işi veya biçimi
-
[isim]
Salınma işi veya biçimi
- SALINMA
-
-
[isim]
Salınmak işi
-
[isim]
Salınmak işi
- SALIK
-
-
[isim]
Tavsiye
- "Dün akşam, bana bu kahveyi salık verdikleri zaman bütün gece sevincimden gözüme uyku girmedi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Olmuş veya olacak bir olay, bir olgu ile ilgili verilen bilgi, haber
-
[isim]
Tavsiye
- SALI
-
-
[isim]
Haftanın üçüncü günü, pazartesi ile çarşamba arasındaki gün
-
[isim]
Haftanın üçüncü günü, pazartesi ile çarşamba arasındaki gün