Başında salı olan 19 kelime var. Salı ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde salı olan kelimeler listesine ya da sonu salı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında salı bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler

12 Harfli Kelimeler

SALINABİLMEK, SALIVERİLMEK

11 Harfli Kelimeler

SALINABİLME, SALINCAKSIZ, SALIVERİLME

10 Harfli Kelimeler

SALINCAKÇI, SALINCAKLI, SALIPAZARI, SALIVERMEK

9 Harfli Kelimeler

SALINTILI, SALIVERME

8 Harfli Kelimeler

SALINCAK, SALINMAK

7 Harfli Kelimeler

SALINIM, SALINIŞ, SALINMA, SALINTI

5 Harfli Kelimeler

SALIK

4 Harfli Kelimeler

SALI


Kelime bulma makinesi

A I L S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

4 Harfli Kelimeler

ASIL, ASLI, SALI, SILA

3 Harfli Kelimeler

ASI, SAL

2 Harfli Kelimeler

AL, AS, IS, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SALIVERİLMEK

  1. [nsz] Salıverme işine konu olmak

SALINABİLMEK
...
SALIVERİLME

  1. [isim] Salıverilmek işi

SALINABİLME
...
SALINCAKSIZ

  1. [sıfat] Salıncağı olmayan
    • "Bayramım, çocukluk bayramım salıncaksız geçmiş gibi gözüme yaş doldu." (Sait Faik Abasıyanık)

SALIVERMEK

  1. [-i] Bırakmak, koyuvermek, serbest bırakmak
    • "Nadide Hanım, yemekten sonra torunlarını bahçeye salıvermiş, kendisi büyüklerle beraber sofra başında kalmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)

SALINCAKÇI

  1. [isim] Eğlence yerlerinde salıncak çalıştıran kimse
    • "Salıncakçının oğlu herkese göz kulak oluyordu." (Tarık Dursun K)

SALINCAKLI

  1. [sıfat] Salıncak gibi sallanmaya yarar biçimde olan, salıncağı olan
    • "Salıncaklı koltuk."
    • "Salıncaklı çocuk bahçesi."

SALIPAZARI
...
SALINTILI

  1. [sıfat] Herhangi bir etkiyle sarsılabilen, sallanabilen
    • "Salıntılı bir ev."
  2. Yürüyüşünde iki yana salınan

SALIVERME

  1. [isim] Salıvermek işi

SALINCAK

  1. [isim] İki ucundan iki iple veya zincirle yüksek bir yere asılan ve üzerine oturulup sallanılan eğlence aracı
    • "Salıncağa annesi binmedi, o bindi yalnız." (Tarık Dursun K)
  2. Küçük çocukları uyutmak için beşik yerine kullanılan ve karşılıklı iki yere iple bağlı bulunan asılı yatak

SALINMAK

  1. [nsz] Yürürken uyumlu hareketlerle hafifçe bir yandan bir yana eğilmek
    • "Vücudu o kadar narindi ki hafif rüzgârlarla sallanan salkım söğütler gibi oradan oraya salınıyor." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [-e] Salma işine konu olmak
    • "İlaçlar yazıldı. Eczaneye adam salındı. Hekime kahve pişti, getirildi." (Memduh Şevket Esendal)

SALINIM

  1. [isim] Salınma işi
  2. Düzenli olarak hep aynı konumlardan aynı hızla geçen bir nesnenin hareketi, raks

SALINTI

  1. [isim] Salınma işi

SALINIŞ

  1. [isim] Salınma işi veya biçimi

SALINMA

  1. [isim] Salınmak işi

SALIK

  1. [isim] Tavsiye
    • "Dün akşam, bana bu kahveyi salık verdikleri zaman bütün gece sevincimden gözüme uyku girmedi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Olmuş veya olacak bir olay, bir olgu ile ilgili verilen bilgi, haber

SALI

  1. [isim] Haftanın üçüncü günü, pazartesi ile çarşamba arasındaki gün

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü