Başında sa olan 8 harfli 238 kelime var. Sa ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sa olan kelimeler listesine ya da sonu sa ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında sa bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SAĞALTMA
-
-
[isim]
Sağaltmak işi, tedavi
-
[isim]
Sağaltmak işi, tedavi
- SAHİHLİK
-
-
[isim]
Gerçeklik
-
[isim]
Gerçeklik
- SAFRASIZ
- ...
- SAHİPSİZ
-
-
[sıfat]
Kimsenin malı olmayan, iyesiz
- "Bu evin saadetinden, diğer mesut aile ocaklarına sahipsiz, manevi bir selam götürüyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Koruyucusu, gözeteni bulunmayan
-
[sıfat]
Kimsenin malı olmayan, iyesiz
- SAKLAMAK
-
-
[-i]
Elinde bulundurmak, tutmak
- "Okul kitaplarımı saklıyorum."
-
[-i]
Kaybolmaması, görünmemesi için gizli bir yere koymak
- "Paralarını kasada saklıyor."
-
Görünmesine engel olmak, ortalıkta bulundurmamak
-
[-i]
Bozulmadan doğal durumları ile durmasını sağlamak, korumak, muhafaza etmek
- "Eti buzdolabında saklamak. Peyniri tuzlu suda saklamak."
-
[-i]
Gizli tutmak, duyurmamak
- "Bu haberi ondan saklamışlar."
-
[-i]
Birine vermek için ayırmak
- "Bu kitabı size sakladım."
-
[nsz]
Korumak, esirgemek
- "Allah saklasın."
-
[-i]
Elinde bulundurmak, tutmak
- SAKSILIK
-
-
[isim]
Saksı koymaya yarar raf
-
İçine saksı oturtulan süslü kap
-
Kışın saksı çiçeklerinin saklandığı yer
-
[isim]
Saksı koymaya yarar raf
- SANILMAK
-
-
[nsz]
Düşünülmek, olabileceğine inanılmak, zannedilmek
- "Sanki yakasından tutup yerine oturtacak ve -tek dursana- diyecek sanılıyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Düşünülmek, olabileceğine inanılmak, zannedilmek
- SAHANLIK
-
-
[isim]
Yapılarda ve bazı taşıtlarda kapı önünde, merdiven başlarında veya ortasında bulunan geniş yer
- "Üç hademe, ebe, hasta bakıcı merdivenin orta sahanlığında sıkışmışlar, sedyeyi çevirmeye çalışıyorlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Sahanın aldığı miktarda olan
- "İki sahanlık yemek."
-
[isim]
Yapılarda ve bazı taşıtlarda kapı önünde, merdiven başlarında veya ortasında bulunan geniş yer
- SARNIÇLI
-
-
[sıfat]
Sarnıcı olan
-
[sıfat]
Sarnıcı olan
- SAĞANLAR
-
-
[isim]
Omurgalı hayvanlardan kuşlar sınıfının, gökkuzgunumsular takımının bir alt takımı
-
[isim]
Omurgalı hayvanlardan kuşlar sınıfının, gökkuzgunumsular takımının bir alt takımı
- SAKINGAN
-
-
[sıfat]
Sakınarak davranan, ihtiyatlı, ihtiyatkâr
-
[sıfat]
Sakınarak davranan, ihtiyatlı, ihtiyatkâr
- SAKKAROZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Şeker kamışı veya şeker pancarından elde edilen bir tür şeker (C12H22O11)
-
[isim]
Şeker kamışı veya şeker pancarından elde edilen bir tür şeker (C12H22O11)
- SAKLANMA
-
-
[isim]
Saklanmak işi
-
[isim]
Saklanmak işi
- SABUNSUZ
-
-
[sıfat]
İçinde sabun bulunmayan
-
[zarf]
Sabun sürülmeden
-
[sıfat]
İçinde sabun bulunmayan
- SANATEVİ
-
-
[isim]
Sanat eserlerinin üretildiği veya sergilendiği yer
-
[isim]
Sanat eserlerinin üretildiği veya sergilendiği yer
- SARINMAK
-
-
[-e]
Kendi üstüne sarmak
- "Davut ile Ali paltolarına, kaşkollarına sarınıp caddeye çıktılar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-e]
Kendi üstüne sarmak
- SALATALI
- ...
- SAKINMAK
-
-
[-i]
Herhangi bir korku veya düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak durmak, içtinap etmek
- "Gençliğinde gerçekten delifişek, gözünü daldan budaktan sakınmaz bir askermiş." (Haldun Taner)
-
Olabileceği düşünülen kötülüklere karşı önlemler almak
- "Bir insanı, yanında uşak gibi kullandıracak her işten sakın." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Korumak, esirgemek, gözetmek
- "Kendini tramvay ve otomobil tehlikelerinden sakınarak yürüdü." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[-i]
Herhangi bir korku veya düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak durmak, içtinap etmek
- SANGILIK
-
-
[isim]
Sersemlik, şaşkınlık
- "Nen var, niçin böyle küskün duruyorsun, dediler.-Hiç, dedi, başımda bir sangılık var." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Sersemlik, şaşkınlık
- SATLICAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zatülcenp
- "Kayıkla gelip kurtarmasalardı satlıcandan geberecektim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Zatülcenp