Başında sa olan 8 harfli 238 kelime var. Sa ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sa olan kelimeler listesine ya da sonu sa ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında sa bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SAPLANIŞ
-
-
[isim]
Saplanma işi veya durumu
-
[isim]
Saplanma işi veya durumu
- SARIKAYA
- ...
- SADIKLIK
- ...
- SAHİHLİK
-
-
[isim]
Gerçeklik
-
[isim]
Gerçeklik
- SAHTEKAR
- ...
- SARKAÇLI
-
-
[sıfat]
Sarkacı olan
-
[sıfat]
Sarkacı olan
- SAĞLAMAK
-
-
[-i]
Bir işin olması için gerekli durumu, şartları hazırlamak, temin etmek
- "Biz bu ihtiyara son günlerinde hiç aklından geçirmediği bir saadet sağladık." (Haldun Taner)
-
Elde etmek, sahip olmak
- "... o sevimli yavru hâliyle sağladığı sempatinin büyük bir kısmını yitirmişti." (Yaşar Nabi Nayır)
-
Bir işlemin doğruluğunu ortaya koymak
-
[-i]
Bir işin olması için gerekli durumu, şartları hazırlamak, temin etmek
- SAPITMAK
-
-
[nsz]
Ruhsal bir düzensizlik içine düşmek
-
[-i]
Şaşırmak
- "Feride, senin kaşların lakırtılarına benziyor, güzel güzel, ince ince başlıyor fakat sonra yolunu sapıtıyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Saçmalamaya başlamak
-
Aklını bozmak
-
[nsz]
Ruhsal bir düzensizlik içine düşmek
- SANCIMAK
-
-
[nsz]
Sancı vermek, ağrımak
- "Gözlerimin kökü kazılıyor gibi sancıyor." (Sermet Muhtar Alus)
-
[nsz]
Sancı vermek, ağrımak
- SANSÜRCÜ
-
-
[isim]
Sanat eserlerini denetlemekle görevlendirilmiş kimse
-
Sansür yanlısı
- "Sansürcü bir anlayış."
-
[isim]
Sanat eserlerini denetlemekle görevlendirilmiş kimse
- SAPTANMA
-
-
[isim]
Saptanmak işi
-
[isim]
Saptanmak işi
- SARAKACI
-
-
[sıfat]
Alaycı, müstehzi
-
[sıfat]
Alaycı, müstehzi
- SARSINTI
-
-
[isim]
Sarsılma işi, birden sallanma
- "Bu sarsıntı ile başından fırlayıp yerde tekerlenen kasketini kovaladı, tekrar başına geçirdi." (Haldun Taner)
-
Titreme, titreyiş
- "Başını sırasının üstüne saklamış, omuzları hafif sarsıntılarla titriyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Deprem
-
Deprem sırasındaki yer hareketlerinin her biri
- "İkinci sarsıntıda evlerin tümü yıkıldı."
-
Bir kişi, toplum, kurum veya kuruluşun dengesini etkileyen, beklenmedik olumsuz değişiklik
- "Bu olgunluğa erişen toplumlar ise her türlü sarsıntıları en az zararla atlatırlar." (Necati Cumalı)
-
Kaza, ilaç ve uyuşturucuların yarattığı, birdenbire gelişen karmaşık belirtilerin tümü, sadme
-
[isim]
Sarsılma işi, birden sallanma
- SAĞLIKÇI
- ...
- SAKALSIZ
-
-
[sıfat]
Sakalı olmayan
-
[sıfat]
Sakalı olmayan
- SAÇMALIK
-
-
[isim]
Saçma konulan yer
-
Yeri ve değeri olmayan söz, davranış içinde olma, abukluk, abuk sabukluk, abuk subukluk
-
Yeri ve değeri olmayan söz, davranış
- "Bazen çekip gitmeyi kuruyordu fakat bunun saçmalığını kendi de idrak ediyordu." (Haldun Taner)
-
[isim]
Saçma konulan yer
- SARMAŞAN
-
-
[sıfat]
Sarılgan
-
[sıfat]
Sarılgan
- SAĞALTMA
-
-
[isim]
Sağaltmak işi, tedavi
-
[isim]
Sağaltmak işi, tedavi
- SARMAŞMA
-
-
[isim]
Sarmaşmak işi
-
[isim]
Sarmaşmak işi
- SABAHTAN
-
-
[zarf]
Sabahleyin, sabah sabah
- "Sabahtan keçiyi o tarafa, yeni biçilmiş buğday tarlasına bağlamıştı." (Necati Cumalı)
-
[zarf]
Sabahleyin, sabah sabah