Sonunda rt olan 4 harfli 29 kelime var. RT ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde rt olan kelimeler listesine ya da başında rt olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LORT
 - 
    
Kelime Kökeni : İngilizce
- 
                        [isim]
                    
                        İngiltere'de babadan oğla veya ailenin ilk erkek kişisine geçen veya kral tarafından bağışlanan soyluluk unvanı
                    
                    
- "O sırada yaşlı bir lort beni pek sevdi." (Refik Halit Karay)
 - "Onların öyle lort gibi kurulup durduklarına bakmayın." (Reşat Nuri Güntekin)
 
 - 
                    
                        Lortlar Kamarası üyesi
                    
                    
 - 
                    
                        Çok zengin kimse
                    
                    
 - 
                    
                        Sükseli, kalantor, gösterişli kimse
                    
                    
- "O bildiğimiz doktor gitmiş, yerine bir lort gelmiş." (Sermet Muhtar Alus)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        İngiltere'de babadan oğla veya ailenin ilk erkek kişisine geçen veya kral tarafından bağışlanan soyluluk unvanı
                    
                    
 - GIRT
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Sert veya kalın bir şey kesilirken çıkan ses
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Sert veya kalın bir şey kesilirken çıkan ses
                    
                    
 - MART
 - 
    
Kelime Kökeni : Latince
- 
                        [isim]
                    
                        Yılın otuz bir gün süren, üçüncü ayı
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Yılın otuz bir gün süren, üçüncü ayı
                    
                    
 - CART
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Sert bir şey yırtılırken çıkan ses
                    
                    
- "Öldürecek adam öldüreceğim diye cart cart ötmez, sıkı ise gelir öldürür." (Haldun Taner)
 
 - 
                    
                        Hoşa gitmeyen, dikkat çeken renk
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Sert bir şey yırtılırken çıkan ses
                    
                    
 - TIRT
 - ...
 - HIRT
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Sersem, budala, ahmak
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Sersem, budala, ahmak
                    
                    
 - YURT
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Bir halkın üzerinde yaşadığı, kültürünü oluşturduğu toprak parçası, vatan
                    
                    
- "Türk yurduna Türkiye denir."
 
 - 
                    
                        Memleket
                    
                    
- "Gerideki yurdunu on beş günden fazla boş bırakmak istemez." (Falih Rıfkı Atay)
 
 - 
                    
                        Bakıma ve barınmaya muhtaç bir grup insanın oturduğu, yetiştirildiği veya bakıldığı kurum
                    
                    
- "Güçsüzler yurdu."
 
 - 
                    
                        Göçebe Türklerin oturduğu çadır
                    
                    
 - 
                    
                        Öğrencilerin kaldığı, barındığı yer
                    
                    
 - 
                    
                        Diyar
                    
                    
- "Bu köy pehlivanlar yurdudur."
 
 - 
                    
                        Bir şeyin ilk veya çok yetiştirildiği yer, vatan
                    
                    
 - 
                    
                        Yörüklerin yazın veya kışın oturdukları yer
                    
                    
 - 
                    
                        Sahip olunan arazi, emlak
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bir halkın üzerinde yaşadığı, kültürünü oluşturduğu toprak parçası, vatan
                    
                    
 - FIRT
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Bir solukta veya bir yudumda içilebilecek miktarda sigara veya içki
                    
                    
- "Çek bir fırt."
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bir solukta veya bir yudumda içilebilecek miktarda sigara veya içki
                    
                    
 - PERT
 - 
    
Kelime Kökeni : Fransızca
- 
                        [isim]
                    
                        Değer yitimi, zarar
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Değer yitimi, zarar
                    
                    
 - DERT
 - 
    
Kelime Kökeni : Farsça
- 
                        [isim]
                    
                        Üzüntü
                    
                    
- "Gündüz ya bir yere sokulup uyur ya sessiz sedasız sokaklarda dolaşır. Fakat akşam oldu mu derdi teper." (Halide Edip Adıvar)
 - "Elimden çeker alır, kime dert anlatırım o zaman?" (Aka Gündüz)
 - "Artık açıkça mahallenin başına dert olmaya başlamış." (Yaşar Nabi Nayır)
 - "Nereden buraya gelmiş, âlemin başına dert kesilmişti." (Refik Halit Karay)
 
 - 
                    
                        Hastalık
                    
                    
- "Hastayım derdime verem diyorlar." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
 - "Benim derdim başımdan aşkın, bir de onunla uğraşamam şimdi." (Ahmet Ümit)
 
 - 
                    
                        Ağrı
                    
                    
 - 
                    
                        Sorun, kaygı
                    
                    
- "Ne var ki dert evin satılması ile bitmeyecekti." (Tarık Buğra)
 
 - 
                    
                        Ur
                    
                    
- "Boynunda dert çıkmış."
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Üzüntü
                    
                    
 - KORT
 - 
    
Kelime Kökeni : İngilizce
- 
                        [isim]
                    
                        Tenis oynanan alan, tenis kortu
                    
                    
- "Otelin tenis kortunu geçtik." (Hüseyin Cahit Yalçın)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Tenis oynanan alan, tenis kortu
                    
                    
 - VİRT
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Dinî bir sözü sürekli tekrarlama
                    
                    
 - 
                    
                        Çok tekrarlama, diline dolama
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Dinî bir sözü sürekli tekrarlama
                    
                    
 - KART
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Gençliği ve körpeliği kalmamış, körpe karşıtı
                    
                    
- "Bu kart hatunun, bu içi dışı pörsük kadının hâlâ piyasa yeri araması beni çıldırtıyor." (Halide Edip Adıvar)
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Gençliği ve körpeliği kalmamış, körpe karşıtı
                    
                    
 - HART
 - 
    
- 
                        [zarf]
                    
                        Birden ve sert bir biçimde (ısırmak, yemek)
                    
                    
 
 - 
                        [zarf]
                    
                        Birden ve sert bir biçimde (ısırmak, yemek)
                    
                    
 - TART
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Kovma, çıkarma
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kovma, çıkarma
                    
                    
 - CIRT
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kâğıt, kumaş vb. yırtılırken çıkan ses
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kâğıt, kumaş vb. yırtılırken çıkan ses
                    
                    
 - MÜRT
 - 
    
Kelime Kökeni : Farsça
- 
                        [sıfat]
                    
                        Ölmüş, gebermiş (hayvan)
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Ölmüş, gebermiş (hayvan)
                    
                    
 - DART
 - 
    
Kelime Kökeni : İngilizce
- 
                        [isim]
                    
                        Bakınız oklama (2)
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bakınız oklama (2)
                    
                    
 - DÖRT
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Dört sayısının adı
                    
                    
- "Ülkemizde, elbette yüz binlerce mutlu, sıhhatli, şen, dört başı mamur çocuk var." (Talât Halman)
 - "Oğulları babasını iyileştirmek için dört bir yana koşuşurdu." (Atilla İlhan)
 - "Cemil, Cemil! diye haykırarak yağmurun altında dört dönüyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
 - "Ömrünü dört duvar arasında geçirmiş, çocuklarından başka insan yüzü görmemiş temiz bir ev kadını birdenbire değişemezdi." (Reşat Nuri Güntekin)
 
 - 
                    
                        Bu sayıyı gösteren 4, IV rakamlarının adı
                    
                    
- "Bizi memnun etmek için etrafımızda dört dönüyordu." (Çetin Altan)
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Üçten bir artık
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Dört sayısının adı
                    
                    
 - MERT
 - 
    
Kelime Kökeni : Farsça
- 
                        [sıfat]
                    
                        Yiğit
                    
                    
- "Merttir, yiğittir, yüreği de bileği de pektir." (Tarık Buğra)
 
 - 
                    
                        Sözünün eri, güvenilir (kimse)
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Yiğit