Sonunda nti olan 59 kelime var. NTİ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde nti olan kelimeler listesine ya da başında nti olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

9 Harfli Kelimeler

BİRİKİNTİ, ORTODONTİ, PEDODONTİ, TEREMENTİ

8 Harfli Kelimeler

BEKLENTİ, ÇEVRİNTİ, SERPİNTİ, SİLKİNTİ, SÖYLENTİ, TİKSİNTİ, YÜKLENTİ

7 Harfli Kelimeler

APRANTİ, BEZENTİ, ÇEKİNTİ, ÇİLENTİ, ÇİSENTİ, ÇİZİNTİ, DEĞİNTİ, DERİNTİ, DİDİNTİ, DÜZENTİ, EĞLENTİ, EKLENTİ, GARANTİ, GEZENTİ, GEZİNTİ, GİRİNTİ, İĞRENTİ, İMRENTİ, İRKİNTİ, İŞLENTİ, KESİNTİ, LEVANTİ, ÖZLENTİ, RÖLANTİ, SELİNTİ, SEZİNTİ, SİLİNTİ, TÜRENTİ, VERİNTİ, YİYİNTİ

6 Harfli Kelimeler

EDİNTİ, EĞİNTİ, EKİNTİ, ELENTİ, ESİNTİ, EZİNTİ, İLİNTİ, İRİNTİ, İVİNTİ, ÖDENTİ, ÖZENTİ, ÜZENTİ



5 Harfli Kelimeler

FANTİ, JANTİ, MANTİ, PİNTİ

4 Harfli Kelimeler

ANTİ, İNTİ


Kelime bulma makinesi

N T İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

TİN

2 Harfli Kelimeler

İN, İT, Tİ

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BİRİKİNTİ

  1. [isim] Bir yerde kendi kendine birikmiş olan şey
    • "Komşunun kazları birikintilerde kanat çırpıp bağırıyordu." (Reşat Enis)

ORTODONTİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Diş hekimliğinin, dişleri çenelerin üzerine estetik ve görev bakımlarından düzenli bir biçimde yerleştirmekle uğraşan kolu

PEDODONTİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Diş hekimliğinde çocuk dişlerinin tedavisine ağırlık veren uzmanlık alanı

TEREMENTİ

  1. [isim] Terebentin

SİLKİNTİ

  1. [isim] Ürkerek sıçramak
  2. Bitkilerde çiçek düşürme durumu

SERPİNTİ

  1. [isim] Dökülen veya akan bir şeyden sıçrayıp serpilen bölüm
    • "Ali Rıza'nın ayaklarına kadar denizin serpintileri geliyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Damlacıklar, tanecikler durumunda, azar azar yağan yağmur veya kar, çilenti
  3. Bir şeyin etkisi azalarak kalan veya gelen kısmı
    • "Radyasyon serpintisi."

YÜKLENTİ

  1. [isim] Angarya

TİKSİNTİ

  1. [isim] Tiksinme işi, tiksinme, nefret
    • "Halktan insanlara duyduğu tiksintiyi bu hastalığına bağlamak gerekir." (Abdülhak Şinasi Hisar)

SÖYLENTİ

  1. [isim] Ağızdan ağıza dolaşan, kesinlik kazanmayan haber, rivayet, şayia
    • "Önce kulaktan kulağa fısıldanan bu söylentilerin meclis kürsülerinde açıkça ifade edildiği oluyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

BEKLENTİ

  1. [isim] Gerçekleşmesi beklenen şey
  2. Bireyin belli şart ve durumların alacağı biçimler veya kendisinden beklenenler konusundaki öngörüsü

ÇEVRİNTİ

  1. [isim] Bir şeyin kendi ekseni çevresinde sürekli dönmesi
  2. Çeşitli tahıl karışığı

SİLİNTİ

  1. [isim] Bir yazının silinmiş olduğunu gösteren iz
    • "Bu sayfada silintiler var."

LEVANTİ

  1. [isim] Bir rüzgâr türü
    • "Kışın sırtındaki paltoyu artık ne dıramudana ne de levanti rüzgârı uçurabiliyordu." (Sait Faik Abasıyanık)

GEZİNTİ

  1. [isim] Uzak olmayan bir yere yapılan gezi, tenezzüh
    • "O civarın bütün ahalisi oralara yayılarak akşamları gezinti yapmaktadırlar." (Ahmet Rasim)
  2. Kale duvarlarının iç tarafında kuleleri birbirine bağlayan dar yol
  3. Bir çalgıyla belli bir parça çalmaksızın ezgiler çıkarma işi
  4. Evlerde oda kapılarının açıldığı aralık, koridor
  5. Sofa, balkon

SEZİNTİ
...
ÇİZİNTİ

  1. [isim] Ufak sıyrık
  2. Bir yazıda üzeri çizilen yer
    • "Bunlar iyi cins beyaz kâğıt üstüne yazılmamış, basılmıştı sanki. Silintisiz, çıkıntısız, çizintisiz." (Yusuf Ziya Ortaç)

GİRİNTİ

  1. [isim] Düz bir yüzeyde bulunan içeri girmiş bölüm

KESİNTİ

  1. [isim] Kesilen parça, kırpıntı
  2. Bir işin bir süre için durması, inkıta, fasıla
    • "İşimiz hiçbir kesintiye uğramadan yürüyor."
  3. Ödenen bir paradan herhangi bir sebeple kesilen bölüm
    • "Bu ücretin hiçbir kesintisi yoktur."

DİDİNTİ

  1. [isim] Güçlük içinde ve sürekli olarak çalışıp çabalama, didişme
    • "Rusya, Fransa, İngiltere ve Avusturya ile o didintiler olmasaydı eserini daha az bir zamanda tarsin ederek halk karşısında da muvaffak olacaktı." (Yahya Kemal Beyatlı)

GARANTİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Güvence, inanca, teminat
    • "Hatice'nin garantisi altında işini yürütmekten başka bir şeye bakmıyordu." (Tarık Buğra)
    • "Bu konuda size bütün ciddiyetimle garanti verebilirim." (Mahmut Yesari)
  2. [zarf] Kesinlikle, kesin olarak, ne olursa olsun

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü