Başında lok olan 21 kelime var. Lok ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde lok olan kelimeler listesine ya da sonu lok ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında lok bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
LOKALİZASYON, LOKANTACILIK, LOKOMOTİFSİZ
LOKOMOTİFLİ
LOKMACILIK
LOKANTACI, LOKANTALI, LOKOMOBİL, LOKOMOTİF
LOKALİZE, LOKASYON, LOKMACIK
LOKANTA, LOKATİF, LOKMACI, LOKOSİT
LOKAVT
LOKAL, LOKMA, LOKUM
LOK
K L O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KOL, LOK
2 Harfli Kelimeler
OK, OL
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LOKALİZASYON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kuruluş yeri seçimi
-
[isim]
Kuruluş yeri seçimi
- LOKANTACILIK
-
-
[isim]
Lokanta işletme işi
-
[isim]
Lokanta işletme işi
- LOKOMOTİFSİZ
-
-
[sıfat]
Lokomotifi olmayan
- "Her nedense dört beş tramvay birikmiş, lokomotifsiz bir tren gibi duruyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Lokomotifi olmayan
- LOKOMOTİFLİ
-
-
[sıfat]
Lokomotifi olan
-
[sıfat]
Lokomotifi olan
- LOKMACILIK
-
-
[isim]
Lokmacı olma durumu veya lokmacının işi
-
[isim]
Lokmacı olma durumu veya lokmacının işi
- LOKOMOTİF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tren vagonları çeken, tekerlekli, buharlı, elektrikli, termik motorlu veya sıkıştırılmış havalı makine
- "Aynı sene içinde lokomotif fabrikası işletmeye açılmıştır." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Tren vagonları çeken, tekerlekli, buharlı, elektrikli, termik motorlu veya sıkıştırılmış havalı makine
- LOKOMOBİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sanayi ve tarımda kullanılan, tekerlekler üzerine kurulmuş, istenilen yere çekilebilen patlamalı motor veya buhar makinesi
-
[isim]
Sanayi ve tarımda kullanılan, tekerlekler üzerine kurulmuş, istenilen yere çekilebilen patlamalı motor veya buhar makinesi
- LOKANTACI
-
-
[isim]
Lokanta işleten kimse
- "Lokantacı parmağını ağzına götürdü." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Lokanta işleten kimse
- LOKANTALI
-
-
[sıfat]
Lokantası olan
- "Yemekten sonra lokantalı vagondan birer de kahve getirttiler." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Lokantası olan
- LOKALİZE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
"Yerini ve niteliğini belirlemek, sınırlamak" anlamında lokalize etmek birleşik fiilinde geçen bir söz
-
[isim]
"Yerini ve niteliğini belirlemek, sınırlamak" anlamında lokalize etmek birleşik fiilinde geçen bir söz
- LOKASYON
- ...
- LOKMACIK
-
-
[isim]
Küçük bir lokma
- "Doktor her gün tahlil bahanesiyle bir lokmacık olsun pilav yiyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Küçük bir lokma
- LOKOSİT
- ...
- LOKMACI
-
-
[isim]
Lokma yapan veya satan kimse
-
[isim]
Lokma yapan veya satan kimse
- LOKATİF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bulunma durumu
-
[isim]
Bulunma durumu
- LOKANTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Kazanç amacıyla açılmış, para karşılığında yemek yenilen yer, aşevi, restoran
- "Galata lokantalarının yemekleri üzerine tetkikler yapmaya başlamış." (Ahmet Rasim)
-
Aşçı
-
[isim]
Kazanç amacıyla açılmış, para karşılığında yemek yenilen yer, aşevi, restoran
- LOKAVT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İş bıraktırımı
-
[isim]
İş bıraktırımı
- LOKAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Yöresel
-
Yerel
- "Lokal anestezi."
-
[isim]
Dernekevi
- "Siyasal kuruluşların lokallerini yakıp yıkmaya kalkacaklardır." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Müzikli eğlencelerin yapıldığı yer, gece kulübü
- "Onlarla beraber Beyoğlu lokanta ve gece lokallerine büsbütün başka bir üslup geldi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Yöresel
- LOKMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ağza bir defada alınıp götürülen yiyecek parçası, sokum
- "Öbür yemeklerden bile ağzına bir lokma koyamadı." (Ömer Seyfettin)
- "Sonra arkasından lokma filan dökmek değil a, bir Yasin, bir Fatihacık bile okuyan bulunmaz." (Ömer Seyfettin)
- "Ağzımızda lokmalar büyürdü, muşambanın buz gibi teması âdeta ellerimizi yakardı." (Refik Halit Karay)
-
Lokma tatlısı
- "Ben de uskumru aldım. Kendim kızartacağım. Ne olur kalın, beraber lokma edelim." (Halide Edip Adıvar)
-
Türlü kalınlıktaki cıvataları, boşluğuna geçirip sökmeye veya sıkıştırmaya yarayan metalden alet
-
Yemek
- "Bu akşam lokmayı beraber yeriz, tanışmış olursunuz." (Tarık Buğra)
-
Genellikle haksız olarak ele geçirilen mal veya para
- "Bu lokma sizin için çok büyüktür; boğazınızdan geçmez, yutamayacaksınız ve boğulacaksınız." (Peyami Safa)
-
[isim]
Ağza bir defada alınıp götürülen yiyecek parçası, sokum
- LOKUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şekerli nişasta eriyiğini pişirip hafif ağdalaştırarak yapılan, küçük küp veya dikdörtgen biçiminde kesilen şekerleme, kesme, latilokum
- "Üsküdar'a gider iken bir mendil buldum / Mendilimin içine lokum doldurdum." (Halk türküsü)
-
Dinamit lokumu
-
[isim]
Şekerli nişasta eriyiğini pişirip hafif ağdalaştırarak yapılan, küçük küp veya dikdörtgen biçiminde kesilen şekerleme, kesme, latilokum