Sonunda kol olan 12 kelime var. KOL ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kol olan kelimeler listesine ya da başında kol olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
PROTOKOL
AYNAKOL, DİALKOL, GAYAKOL, KAFAKOL, KARAKOL
GLİKOL, KAŞKOL, SAĞKOL
ALKOL
EKOL
KOL
K L O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KOL, LOK
2 Harfli Kelimeler
OK, OL
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PROTOKOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir toplantı, oturum, soruşturma sonunda imzalanan belge
-
Diplomatlar arasında yapılan anlaşma tutanağı
-
Diplomatlıkta, devletler arasındaki ilişkilerde geçen yazışmalarda, resmî törenlerde, devlet başkanları ile onların temsilcileri arasındaki görüşmelerde uygulanan kurallar
-
Resmî ilişkilerde ve işlemlerde ciddiyet
- "Bunun nedenini merak eder ama nezaket ve protokol belası soramazdı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir toplantı, oturum, soruşturma sonunda imzalanan belge
- DİALKOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Glikol
-
[isim]
Glikol
- GAYAKOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Peygamber ağacı reçinesinden çıkarılan ve hekimlikte kullanılan bir sıvı
-
[isim]
Peygamber ağacı reçinesinden çıkarılan ve hekimlikte kullanılan bir sıvı
- KAFAKOL
-
-
[isim]
Güreşte bir oyun türü
-
[isim]
Güreşte bir oyun türü
- AYNAKOL
-
-
[isim]
Bisiklette hareketi arka tekerleğe ulaştıran dişli takımı
-
[isim]
Bisiklette hareketi arka tekerleğe ulaştıran dişli takımı
- KARAKOL
-
-
[isim]
Güvenliği sağlamakla görevli kimselerin bulunduğu yapı
- "O işleri bu saatte karakolda bulunan küçük memurlar bilmez." (Refik Halit Karay)
-
Güvenliği sağlamak amacıyla dolaşan polis, jandarma veya asker topluluğu, kol, kulluk, devriye
-
[isim]
Güvenliği sağlamakla görevli kimselerin bulunduğu yapı
- KAŞKOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boyun atkısı, atkı
- "Bir tanesi çenesine yün bir kaşkol bağlamış." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Boyun atkısı, atkı
- SAĞKOL
-
-
[isim]
Birinin çok güvendiği kimse
- "Kendisine kardeşim gözüyle bakılacağını, isterse her konuda sağkolum olacağını söyledim." (Refik Erduran)
-
[isim]
Birinin çok güvendiği kimse
- GLİKOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çok dayanıklı filmlerin ve bazı sentetik kumaşların yapımında kullanılan, birleşiminde iki alkol grubu bulunan madde, dialkol (CH2 OH-CH2 OH)
-
[isim]
Çok dayanıklı filmlerin ve bazı sentetik kumaşların yapımında kullanılan, birleşiminde iki alkol grubu bulunan madde, dialkol (CH2 OH-CH2 OH)
- ALKOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bira, şarap vb. sıvıların veya pancar, patates nişastasının şekere dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan glikoz çözeltilerin mayalaşmış özlerinin damıtılmasıyla elde edilen, kokulu, uçucu, yanıcı, renksiz sıvı, ispirto, etanol, etil alkol
-
Her türlü alkollü içki
- "Nefesleri alkol kokan bu kimseler pis paçavralar giyinmişlerdi." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bira, şarap vb. sıvıların veya pancar, patates nişastasının şekere dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan glikoz çözeltilerin mayalaşmış özlerinin damıtılmasıyla elde edilen, kokulu, uçucu, yanıcı, renksiz sıvı, ispirto, etanol, etil alkol
- EKOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir bilim ve sanat kolunda ayrı nitelik ve özellikleri bulunan yöntem veya akım, okul
- "Bizim ekolü biraz tetkik etmiş olsaydınız, daha rahat anlaşırdık." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bir bilim ve sanat kolunda ayrı nitelik ve özellikleri bulunan yöntem veya akım, okul
- KOL
-
-
[isim]
İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm
- "Sade çocuğuna değil, eşine de kol kanat gerer, ona da analık eder." (Haldun Taner)
- "Bunlar şehir subaşısının adamları, dizdarlardı. Kol geziyorlardı." (Ömer Seyfettin)
- "Polis düdükleriyle yeniden fırladım. Meğer hırsızlar kola çıkmış." (Ragıp Akyavaş)
- "Selami de kolları paçaları sıvayıp Ali Naci'nin yardımına koşmuştu." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Vücudunun bu bölümünü saran bölümü
- "Kara yağız oğlan yalandan gözlerinin yaşını pembe mintanının kollarına siliyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
- "İnsanı üşütmeyen, ılık gezginci bir yağmur bulutu ağır ağır kol geziyordu." (Tarık Dursun K)
-
Makinelerde tutup çevirmeye, çekmeye yarayan ağaç veya metal parça
- "Bazı ülkelerde sansürün kol gezdiği görülüyor." (Ahmet Kabaklı)
-
Koyun, dana, kuzu vb.nde ön ayağın üst bölümü
-
Ağaçlarda gövdeden ayrılan kalın dal
-
Bazı çalgıların elle tutulan sap bölümü
-
Koltuk, divan vb.nin yan tarafında bulunan dayanmaya yarayan parça
-
Bir şeyin ayrıldığı bölümlerden her biri, dal (I), kısım (II), şube, branş
- "Türk Dil Kurumunun bilim ve uygulama kolları."
-
Karakol
- "Lakin böyle kardan yolların örtüldüğü bu gecede, koldan korku yoktu. Rahatça eğlenebilirlerdi." (Refik Halit Karay)
-
İş takımı, ekip, grup
- "Öteki koldaki iki hamlacıdan birisi acınacak bir zayıflıktaydı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kanat
- "Sağ kol. Sol kol."
-
Dizi, düzen
- "Yürüyüş kolu."
-
Bir halat oluşturan bükülmüş lif demetlerinden her biri
-
[isim]
İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm