Sonunda kil olan 23 kelime var. KİL ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kil olan kelimeler listesine ya da başında kil olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
HERZEVEKİL, MÜTEŞEKKİL, MÜTEVEKKİL
ANAERKİL, ATAERKİL, BAŞVEKİL, MÜSTAKİL, MÜVEKKİL
BASKİL, TENKİL, TEŞKİL, TEVKİL
ALKİL, ESKİL, İŞKİL, NAKİL, SAKİL, SEKİL, ŞEKİL, TEKİL, VEKİL
AKİL
KİL
K L İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
İLK, KİL
2 Harfli Kelimeler
İL, Kİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MÜTEVEKKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Her işini Tanrı'ya veya oluruna bırakmış, kadere boyun eğmiş
- "Komşularının bu mütevekkil hâline pek şaştı." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Her işini Tanrı'ya veya oluruna bırakmış, kadere boyun eğmiş
- HERZEVEKİL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kendisini ilgilendirmeyen işlere karışan (kimse)
-
Saçma sapan, gereksiz konuşan (kimse)
-
[sıfat]
Kendisini ilgilendirmeyen işlere karışan (kimse)
- MÜTEŞEKKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Oluşmuş, meydana gelmiş
-
[sıfat]
Oluşmuş, meydana gelmiş
- ATAERKİL
-
-
[sıfat]
Soyda, temel olarak babayı alan ve ailede çocukları baba soyuna mal eden (topluluk), pederşahi, patriarkal
-
[sıfat]
Soyda, temel olarak babayı alan ve ailede çocukları baba soyuna mal eden (topluluk), pederşahi, patriarkal
- ANAERKİL
-
-
[sıfat]
Ana erki temeline dayanan, maderşahi, matriarkal
-
[sıfat]
Ana erki temeline dayanan, maderşahi, matriarkal
- MÜVEKKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birini kendine vekil olarak seçen erkek
-
[isim]
Birini kendine vekil olarak seçen erkek
- BAŞVEKİL
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Başbakan
- "Başvekil olan Ahmet Vefik Paşa hemen arabasına atlayıp gitmiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Başbakan
- MÜSTAKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kullanış yönünden başka bir yapı ile bağlantısı olmayan, bağımsız
- "Müstakil ev."
-
Kullanış yönünden belli kişi veya kişiler için ayrılmış olan
- "Daireye on yıl, yirmi yıl sonra girenlerin her biri başköşelere kurulsun, müstakil oda sahipleri olsun ve hatta sana emirler versin..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Kullanış yönünden başka bir yapı ile bağlantısı olmayan, bağımsız
- TEŞKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Oluşturma, ortaya çıkarma, meydana getirme
- "Daha düne kadar teşkiline o kadar şiddetle karşı koyduğu bir teşebbüse şimdi neden kendisini önayak etmek istiyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Tel, yirminci asır makine hâkimiyetinin esasını teşkil eder." (Refik Halit Karay)
-
Oluşum
-
Örgütleme
-
[isim]
Oluşturma, ortaya çıkarma, meydana getirme
- TEVKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vekil etme
-
[isim]
Vekil etme
- BASKİL
- ...
- TENKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uzaklaştırma
-
Herkese örnek olacak bir ceza verme
-
Düşman veya zararlı kimseleri topluca ortadan kaldırma
-
[isim]
Uzaklaştırma
- ŞEKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Biçim
- "Dünyayı alıp avucuna bir gün Tanrı'm / Avucunda bu dünyaya bir şekil ver." (Arif Nihat Asya)
- "O, biraz da bana yardım olsun diye, mektepteki Amerika'dan gelen gazeteleri toplar, getirir, bu işe şekil verirdi." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir konuyu açıklamaya yarayan resim veya çizim
- "Bu kitapta birçok şekil var."
-
Davranış biçimi, tutum, yol, tarz
- "Bu şekilde hareket etmek doğru değildir."
-
Bir kavramın, düşüncenin, olayın veya işin değişik oluş biçimi
- "Yalnızlığın şekilleri vardır, kimsesiz bir yerde yalnızlık, sosyete ve kalabalık içinde yalnızlık." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Toplumsal bir bütünün kuruluş biçimi
- "Yönetim şekli."
-
Anlatım biçimi
- "Ne yapıp yapmış, bu havai konuşmayı röportaj şekline sokmuştu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Biçim
-
Bazı matematiksel varlıkların gösterilmesine yarayan resim
- "Geometrik şekil."
-
[isim]
Biçim
- ESKİL
- ...
- SEKİL
-
-
[isim]
At, eşek ve sığırların ayaklarında bileğe veya dize kadar çıkan beyazlık, seki (II)
-
[isim]
At, eşek ve sığırların ayaklarında bileğe veya dize kadar çıkan beyazlık, seki (II)
- NAKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım
-
Göç, taşınma
- "İşte, nakil masrafı da avucumda, diyerek otuz lirayı saydı." (Sermet Muhtar Alus)
-
Anlatma, söyleme, hikâye etme
-
Bir görevden başka bir göreve atanma, tayin
-
Yazı veya resmin aynısını başka bir şeyin üzerine yapma, kopya etme
-
Başka dilden bir eseri kendi diline çevirme, tercüme etme
-
[isim]
Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım
- TEKİL
-
-
[isim]
Teklik: Çocuk, ev, geldim, geldin gibi
-
[isim]
Teklik: Çocuk, ev, geldim, geldin gibi
- SAKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ağır
-
Sıkıntı veren, sıkıntılı
-
Çirkin, kaba, uyumsuz
-
[isim]
Türk müziğinde bir usul
-
[sıfat]
Ağır
- VEKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birinin, işini görmesi için kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse
-
Milletvekili
-
Bakan
- "Hanın avlusundan sokağa vekil ve sefir otomobillerine taş çıkartacak bir lüks otomobil yürüdü." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Birinin, işini görmesi için kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse
- ALKİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Alkol kökü
-
[isim]
Alkol kökü