Sonunda k olan 6 harfli 907 kelime var. K harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde k harfi olan kelimeler listesine ya da başında k harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TAMLIK

  1. [isim] Eksik olmama durumu
  2. Olgunluk
    • "... binbir çeşit meziyet, fazilet, tamlık ve kemal..." (Refik Halit Karay)

ASALAK

  1. Bir canlıda sürekli veya geçici yaşayarak ona zarar veren başka canlı, parazit
  2. [sıfat] Başkalarının sırtından geçinen (kimse), abacı, ekti, otlakçı, tufeyli

DEŞMEK

  1. [-i] Oymak, delmek, yara açmak, içini açmak, karıştırmak, kazmak
  2. Bir sorunun üzerinde yeniden durmak, hatırlatmak, kurcalamak
    • "Bu hatıraları daha deşmek istemiyorum." (Halide Edip Adıvar)

İRKMEK

  1. [nsz] Birikmek
  2. Biriktirmek, toplamak
  3. Tiksinmek

BÖBREK

  1. [isim] Kandaki zararlı maddeleri süzüp idrar olarak salan, omurganın sağ ve sol yanında bulunan çift organdan her biri

DİLLEK

  1. [sıfat] Dedikoducu

YANMAK

  1. [nsz] Birleşiminde karbon bulunan maddeler, ısı ve ışık yayarak kül durumuna geçip yok olmak
    • "Yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirilir..." (Anayasa)
    • "Bir babam olduğunu, nasıl yana yana istediğini size anlatamam." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Herife bir tokat yahut bir yumruk yerleştiremediğine bile yandı durdu." (Peyami Safa)
    • "Ali Safa Bey bir şeye çok yanıp yakılıyordu, işini daha gizli görebilirdi." (Yahya Kemal)
  2. Ateş durumuna geçmek, tutuşmak
    • "Kömür yandı. Ocaktaki odun yandı."
    • "Her şeyden önce bir bakanlık koltuğuna kurulmak ihtirasıyla yanıp tutuştuğunu ve oraya varmak için her vasıtayı mübah saydığını sezip anlamamış mıydı?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Isı, ışık veren bir konuma geçmek
    • "Gece oldu ışıklar yandı, yatsı vakti geldi." (Memduh Şevket Esendal)
  4. Bütünü veya bir bölümü ateş veya sıcaklığın etkisi ile bozulmak, kömür durumuna geçmek
    • "Yemek yandı. Ekmek yandı."
  5. Isı etkisiyle vücudun bir yanı yara olmak, kızarmak veya rengi koyulaşmak
    • "Ateşe dokundu, eli yandı. Güneşten kolları yandı."
  6. Vücut veya nesnelerin ısısı artmak
    • "Ateşler içinde, günlerce titreyerek yanar." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Odamız yaz günleri çinkodan damın altında yanar durur." (Orhan Veli Kanık)
  7. Parlamak, parıldamak
    • "Birkaç batarya top, kızgın güneş altında pırıl pırıl yanıyor." (Falih Rıfkı Atay)
  8. Birtakım etmenlerin etkisiyle işe yaramaz duruma gelmek
    • "Kumaş boyadan yanmış. Ekinler dondan yanmış."
  9. Yanık acısına benzer bir acı duymak
    • "Boğazım yanıyor. Biberden ağzım yandı."
  10. Kendini göstermek, çabalamak
    • "Çocuklar, kendilerini beğendirmek için yanıyorlar." (Reşat Nuri Güntekin)
  11. Çok üzülmek
    • "Bu yaz tatil yapamayacağıma yanıyorum."
  12. Çok sevmek, büyük bir aşk ile sevmek
  13. Hükümsüz kalmak, değerini yitirmek
    • "Vaktinde değiştirilmeyen kâğıt paralar yandı."
  14. Zarara, kötülüğe uğramak
    • "Maazallah, birimize kitaptan rastgele bir şey soracak olsa yandığımız gündü." (Haldun Taner)
  15. Çocuk oyunlarında oyun dışı olmak
  16. Bir bir sıralamak, dile getirmek, dert dökmek, anlatmak
    • "Yazı yazmak, hayatımı anlatmak, kalbimi dökmek ihtiyacıyla yanıyorum." (Sermet Muhtar Alus)

ÖLÜLÜK

  1. [isim] Cansız kalma durumu, cansızlık
    • "Kış müthiş olacak, kar yolları kapayacak, bembeyaz ovada ölülük uzayıp gidecek." (Sait Faik Abasıyanık)

SARSIK

  1. [sıfat] Sarsılmış

TEFRİK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ayırma, ayırt etme
    • "Yarım yamalak tahsilimle iyiyi kötüyü tefrik ediyorum, bu bana yeter." (Sait Faik Abasıyanık)

YOZLUK

  1. [isim] Yoz olma durumu, tereddi

BİTNİK

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Genel davranışları ve hırpani giysileri ile toplum hayatından kopma eğilimi gösteren ve toplum dışında bir yaşantısı olan genç

PIRLAK

  1. [isim] Doğan, atmaca vb. yırtıcı kuşları yakalamada çağırtkan olarak kullanılan, avcılarca bir kafes içinde av yerine bırakılan kuş

SÜTLÜK

  1. [isim] Süt koymaya yarayan kap

TÜPLÜK

  1. [isim] Laboratuvarlarda cam tüpleri koymaya yarayan tahta veya metal tabla

YALTAK

  1. [sıfat] Yaltakçı

ZEYBEK

  1. [isim] Batı Anadolu efesi
    • "Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden / Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin" (Faruk Nafiz Çamlıbel)
  2. Ege yöresine özgü bir müzik veya oyun türü, zeybek havası

ACIMIK

  1. [isim] Mavikantaron

BÖLMEK

  1. [-i] Bir bütünü iki veya daha çok parçaya ayırmak, taksim etmek
    • "Bir domates aldı, çakıyla dörde böldü." (Necati Cumalı)
  2. Birliğin bozulmasına yol açmak, parçalamak
  3. Bir niceliği iki veya daha çok eşit parçaya ayırmak

DAZLAK

  1. [sıfat] Başında saçı olmayan (kimse, baş)
    • "Işığı, donuk donuk yansıtan dazlak bir kafa." (Atilla İlhan)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü