Sonunda k olan 6 harfli 907 kelime var. K harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde k harfi olan kelimeler listesine ya da başında k harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

GRAFİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir olayın, niceliğin çeşitli durumlarını göstermeye veya birkaç şey arasında karşılaştırma yapmaya yarayan çizgilerden oluşmuş şekil, çizge
  2. Biçim, desen veya çizgilerle gösterme
    • "Grafik sanatlar."

KALPAK

  1. [isim] Kesik koni biçiminde deri, kürk veya kumaştan yapılmış başlık
    • "Hanımı, onun kalpağını otomobile dar yetiştirebilmişti." (Falih Rıfkı Atay)

KAVLAK

  1. [sıfat] Kabuğu dökülmüş
    • "Kavlak bir ağaç."
  2. Güneşten derisi soyulan (kimse)
  3. [isim] Yer altı boşluklarının tavan ve yan duvarlarında bulunan gevşemiş veya düşebilir kaya parçası

ÖZELİK

  1. [isim] Herhangi bir durumu gösterebilme yeteneği

AÇACAK

  1. [isim] Şişelenmiş bazı içeceklerin kapaklarını açmaya yarayan araç
    • "Kutu açacağı."
  2. Teneke kutu içinde korunmuş yiyeceklerin kapağını açmaya yarayan araç
  3. Anahtar

BAYMAK

  1. [nsz] Yiyecek baygınlık vermek, mideyi bulandırmak, midede ezinti yapmak
  2. Aldatmak, kandırmak, etki altında bırakmak

FİYONK

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Kurdele, şerit, kumaş vb.nin kelebek şeklinde bağlanmış biçimi
    • "Gülistan ne kadar şık, belinde fiyonk olan eflatun bir elbise giymiş." (Atilla İlhan)

İRONİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] İroniye dayalı

PIRLAK

  1. [isim] Doğan, atmaca vb. yırtıcı kuşları yakalamada çağırtkan olarak kullanılan, avcılarca bir kafes içinde av yerine bırakılan kuş

BURKUK

  1. [sıfat] Burkulmuş olan

İRKMEK

  1. [nsz] Birikmek
  2. Biriktirmek, toplamak
  3. Tiksinmek

KELLİK

  1. [isim] Kel olma durumu
    • "Tepelerindeki kellik, yavaş yavaş çıkan tüylerle kapanıyor." (Ömer Seyfettin)
  2. Vücudun kıllı yerlerinde üreyen bir tür mantarın, kılların dökülmesine yol açtığı bulaşıcı bir hastalık
  3. Çıplak, bitkisiz yer

KUSMAK

  1. [nsz] Midesinin içindekilerini ağız yolu ile dışarı atmak, kay etmek, istifra etmek
  2. Reddetmek
    • "İhanetin böylesini tarih kabul etmez, kusardı." (Tarık Buğra)
  3. [-i] Boyanan ve temizlenen şeyler yeniden ortaya çıkmak
    • "Kumaş lekeyi kustu. Helva yağını kusmuş."
  4. [-i] İçinde birikmiş kinini, öfkesini söyleyerek açığa vurmak

RİTMİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Dizemli
    • "Yan odadan ritmik bir ses gelmeye başlamıştı." (Çetin Altan)

SOYMUK

  1. [isim] Damarlı bitkilerin kök, gövde ve yapraklarında, ongun besi suyunu ileten borularla, yakın hücrelerden ve bunların arasını dolduran özek dokudan oluşan tabaka
  2. Çam ağacının çiğnenip emilen iç kabuğu ve bunu almak için ağacın gövdesine açılan yara, yalamuk

ÇİZMEK

  1. [-i] Çizgi çekmek
  2. Resmini yapmak, resmetmek
    • "Ben sizi yazar olarak değil, insan olarak çizmek istiyorum." (Halide Edip Adıvar)
  3. [nsz] Çizgiler hâlinde belirtmek, desenini yapmak
    • "Bir gün yine onlara görünmeden krokiler çiziyordum." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  4. Çizgi biçiminde yaralamak
    • "İğne elimi çizdi."
  5. [nsz] Geçersiz kılmak için üzerine çizgi çekmek
    • "Şu iki kelime gereksizdir, çiziniz."
  6. Kişiyle ilgiyi kesmek, bağı koparmak

DİKMEK

  1. [-i] Bir cismi dik olarak durdurmak
    • "Bir yere direk dikmek."
  2. Yetiştirmek için bir bitkiyi toprağa yerleştirmek
    • "Boş toprağa bir koru dikseniz otuz yılda gölge verir." (Falih Rıfkı Atay)
  3. [-i] Bardak, kadeh, testi vb. kapların içindekini bir çırpıda, bir solukta içmek
    • "Doldurmasıyla kadehini dikmesi, gözünü kırpmadan tek yudumda devirmesi bir oluyor." (Atilla İlhan)
  4. Beklemek için birini bir şeyin başına getirmek
  5. Top, taş vb.ni dikine havaya atmak
  6. Yapı kurmak, inşa etmek
  7. Top vb.ni oyun alanında belirli bir yere koymak
    • "Oyuncu topu penaltı noktasına dikti."

MANYAK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Maniye yakalanmış (hasta)
  2. Gülünç, garip, şaşırtıcı davranışları olan (kimse)
  3. [ünlem] "Aptal, çılgın, dengesiz, deli" anlamlarında bir seslenme sözü

YAYLAK

  1. [isim] Otlak

AĞARIK

  1. [sıfat] Aklaşmış, rengi solmuş
    • "Kırk yaşını aşmış, şakakları ağarık, uysal, eğik." (Tarık Dursun K)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü