Sonunda inmek olan 8 harfli 22 kelime var. İNMEK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde inmek olan kelimeler listesine ya da başında inmek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E K M N İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

5 Harfli Kelimeler

İNMEK

4 Harfli Kelimeler

EKİM, EKİN, EMİK, EMİN, ENİK, İNEK, İNME, MENİ, MİNE, MİNK

3 Harfli Kelimeler

KEM, KİM, KİN, MEN, NEM, NİM

2 Harfli Kelimeler

EK, EM, EN, İM, İN, KE, Kİ, ME, Mİ, NE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DEVİNMEK

  1. [nsz] Vücudu oynatmak veya kıpırdatmak, kımıldanmak, hareket etmek
  2. Bir cismin, bir noktaya göre, yeri veya durumu değişmek, hareket etmek

SİLİNMEK

  1. [nsz] Silme işine konu olmak
    • "Bu sonuncular, ardından gelen büyük dalgaların gürültüsünde silinip gitti." (Murathan Mungan)
  2. Kendi kendini silmek
  3. Birden yok olmak, gözden kaybolmak
    • "Nina'nın dudaklarındaki ferah, tatlı tebessüm silinmiştir." (Refik Halit Karay)

YEKİNMEK

  1. [nsz] Davranmak, olduğu yerden fırlamak, ayağa kalkmak, kalkmak için hareket etmek, kımıldamak
    • "Nihayet içlerinden biri yekindi, okumakta devam etti, ötekiler sustular." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Gereğinden fazla gayret sarf etmek

GİYİNMEK

  1. [nsz] Kendi üzerine giymek
    • "Koltukta çok mükellef giyinmiş ve çok güzel bir kadın oturuyor." (Peyami Safa)
    • "Kocam bana karşı iyi davranıyor, benim de şık kadınlar gibi giyinip kuşanmamı, boyanmamı istiyordu." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Giysiyi belli bir yerden almak veya belli bir yerde diktirmek
    • "Hepsi terzi Mir'de giyinirlerdi." (Ömer Seyfettin)
  3. [-e] Ağır bir söze veya davranışa, sesini çıkarmadan içerlemek

ÇEKİNMEK

  1. [-den] Saygı, korku, utanma vb. duygularla bir şeyi yapmak istememek, kaçınmak
    • "Karşı karşıya oturup yalnız kaldığımız zaman göz göze gelmekten çekindiğini de hissettim." (Peyami Safa)
  2. [nsz] Bir şey sürünmek
    • "Sürmeler çekinmiş bir kadın."

KESİNMEK

  1. [nsz] Kesme işi yapılmak

DİDİNMEK

  1. [nsz] Çok güçlük çekerek sürekli çalışmak
    • "Size de tiyatronuza da biraz yararlı olabilmek için didiniyorum, parçalanıyorum." (Tarık Buğra)

GERİNMEK

  1. [nsz] Kolları açarak gövdeyi gergin bir duruma sokmak
    • "Geç uyanmıştı, geç ve güç. Yatakta uzun uzun gerindi, esnedi." (Atilla İlhan)
  2. Rahatlık, mutluluk, övünç duymak
    • "Çapkın delikanlının hareketlerini ciddiye alan genç kız tatlı tatlı gerinirken kuru dudaklarından mesut tebessümler uçuşuyordu." (Haldun Taner)

TEPİNMEK

  1. [nsz] Ayaklarını hızla yere vurmak
    • "Tekmelediler, üzerime çıkıp tepindiler." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Öfke ve sevincini açığa vuracak davranışlarda bulunmak
    • "Bir zaman erkek arkadaşlar buluşur, tepinir, rakı içer, dövüş eder..." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Ayaklarını vurarak gürültü etmek
  4. Bir şeyi istememek, diretmek, kabul etmemek
    • "Tepiniyor, tokatlayacağını, tekme ile dışarı atacağını söylüyordu." (Ömer Seyfettin)

SEVİNMEK

  1. [nsz] Sevinç duymak
    • "Dönecektim, kurtuldum diyecektim ve sevinecektim." (Memduh Şevket Esendal)

BEKİNMEK

  1. [nsz] İnat etmek, direnmek
  2. Kapanmak, tıkanmak
    • "Gaz ocağının deliği bekinmiş, açılmıyor."

DEĞİNMEK

  1. [-e] Bir konuyu ele alarak ondan kısaca söz etmek, dokunmak, temas etmek
    • "Gündüz yüzme havuzunda açmadığı bir konuya değinmek gereksinmesi duyuyordu." (Necati Cumalı)

YETİNMEK

  1. [-le] Bir şeyi kendisi için yeter bularak daha çoğuna gerek görmemek, daha çoğunu istememek, kanaat etmek, iktifa etmek
    • "Çaydan hazzetmez, sabah kahvaltılarında dahi kahveyle yetinir." (Atilla İlhan)

DİLİNMEK

  1. [nsz] Dilme işi yapılmak

GEÇİNMEK

  1. [nsz] Yaşamak için gerekeni sağlamak
    • "Muharrem artık yalnız balıkçılıkla geçiniyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Sözün tam anlamıyla bu sayede geçinip gidiyordu." (Murathan Mungan)
  2. [-le] Uzlaşmak, anlaşmak
    • "Aman çocuklar, birbirinizle iyi geçinin."
  3. Taslamak
    • "Şiir güç ya, şair olmak, şair geçinmek o kadar değil." (Nurullah ataç)
  4. [-den] Kendi gereksinimlerini başkalarından sağlamak
    • "... sen altmış para verip bir paket tütün almaz, herkesin tabakasından geçinirsin." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Ölmek

BİLİNMEK

  1. [nsz] Bilme işine konu olmak, anlaşılmak, öğrenilmek
    • "Bir haftadır civarda dolaştığı biliniyor, yakalanamıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)

GEZİNMEK

  1. [nsz] Eğlenmek, vakit geçirmek için gezmek, dolaşmak, seyran etmek
    • "Başı bir düşünceyle ağırlaşmış gibi öne düşük, elleri cebinde, geziniyordu." (Peyami Safa)
  2. Belirli bir çevre içinde gezip durmak
    • "Bir akşam rıhtım boyunda geziniyordum." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Özellikle doğaçtan yapılan müzikte, ezgiyi belli bir makam anlayışı içinde değişik perdeler üzerinde çalmak, dolaşmak

DELİNMEK

  1. [nsz] Delme işi yapılmak
    • "Kızın kulağı delindi."
  2. Bir şeyde delik oluşmak
    • "Midesi delindi."
  3. Çiğnenmek, uyulmamak, aykırı davranılmak
    • "Yöneticinin koyduğu yasaklar delindi."

GELİNMEK

  1. [-e] Gelme işi yapılmak

ŞİŞİNMEK

  1. [nsz] Surat asmak, dargın durmak
  2. Bazı böcekler, saldırıya uğradıklarında bütün uzantı ve eklentilerini, düşmanını korkutup ürkütecek biçimde yayarak genişletmek
  3. Başkalarına yüksekten bakar gibi bir tavır takınmak, böbürlendiğini davranışlarıyla belli etmek, kabarmak, gururlanmak
    • "O da bu övgülerle beğenilerin önünde şişindikçe şişiniyordu." (Çetin Altan)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü