Başında if olan 33 kelime var. İf ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde if olan kelimeler listesine ya da sonu if ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında if bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
İFADELENDİRMEK
İFADELENDİRME
İFFETSİZLİK, İFRİTLEŞMEK, İFTARİYELİK, İFTİRACILIK
İFRİTLEŞME
İFİLDEMEK
İFFETSİZ, İFİLDEME, İFTARİYE, İFTARLIK, İFTİRACI
İFFETLİ, İFRAZAT, İFTİHAR
İFŞAAT, İFTİRA
İFADE, İFFET, İFHAM, İFLAH, İFLAS, İFRAĞ, İFRAT, İFRAZ, İFRİT, İFSAT, İFTAR
İFNA, İFŞA, İFTA
İFA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İFADELENDİRMEK
-
-
[-i]
Anlamlandırmak, bir şey anlatır duruma getirmek
-
[-i]
Anlamlandırmak, bir şey anlatır duruma getirmek
- İFADELENDİRME
-
-
[isim]
İfadelendirmek işi
-
[isim]
İfadelendirmek işi
- İFRİTLEŞMEK
-
-
[nsz]
İfrit olmak
- "O halim selim, namazında niyazında hatun kişi on dakikanın içinde bir ifritleşsin, bir şirretleşsin." (Haldun Taner)
-
[nsz]
İfrit olmak
- İFFETSİZLİK
-
-
[isim]
İffetsiz olma durumu, silisizlik
-
[isim]
İffetsiz olma durumu, silisizlik
- İFTARİYELİK
-
-
[isim]
Ramazanda iftar açmak için ilk ağızda yenilecek ve içileceklerin tümü
-
[isim]
Ramazanda iftar açmak için ilk ağızda yenilecek ve içileceklerin tümü
- İFTİRACILIK
-
-
[isim]
İftiracı olma durumu
-
[isim]
İftiracı olma durumu
- İFRİTLEŞME
-
-
[isim]
İfritleşmek işi veya durumu
-
[isim]
İfritleşmek işi veya durumu
- İFİLDEMEK
-
-
[nsz]
Hafifçe titremek
-
Ürpermek
-
[nsz]
Hafifçe titremek
- İFTARLIK
-
-
[isim]
Oruç açmak için hazırlanan yiyecek
-
Oruç tutan kişi için alınan hediye, yiyecek veya çerez
-
[sıfat]
İftarda yenmeye elverişli
- "İftarlık reçel."
-
[isim]
Oruç açmak için hazırlanan yiyecek
- İFTARİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İftar için hazırlanmış çerez ve yiyecek
-
[isim]
İftar için hazırlanmış çerez ve yiyecek
- İFİLDEME
-
-
[isim]
İfildemek işi veya durumu
-
[isim]
İfildemek işi veya durumu
- İFTİRACI
-
-
[sıfat]
Kara çalan, iftira eden (kimse), müfteri
- "Kopya yapmakta olanları öğretmene hissettiren, iftiracı, ustaca çamur atan ... bir oğlandı." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Kara çalan, iftira eden (kimse), müfteri
- İFFETSİZ
-
-
[sıfat]
İffetini korumayan, silisiz
-
[sıfat]
İffetini korumayan, silisiz
- İFFETLİ
-
-
[sıfat]
İffetini koruyan, sili, afif, afife
- "Tatlı, güzel, iffetli ve kültürlü idi." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
İffetini koruyan, sili, afif, afife
- İFTİHAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Övünme, kıvanma, kıvanç, övünç
- "O an kendi babası da bir Türk olduğu için derin bir iftihar duydu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Övünme, kıvanma, kıvanç, övünç
- İFRAZAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vücuttan çıkan kan, irin, ter vb. şeyler, salgılar
-
[isim]
Vücuttan çıkan kan, irin, ter vb. şeyler, salgılar
- İFŞAAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gizli bir şeyi ortaya çıkarmak için yapılan açıklamalar
- "İkimiz de hayatlarımız hakkında ifşaatta bulunmadık." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Gizli bir şeyi ortaya çıkarmak için yapılan açıklamalar
- İFTİRA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimseye kasıtlı ve asılsız suç yükleme, kara çalma, bühtan
- "Kim bilir sizi de buraya hangi iftira ile tıktılar?" (Haldun Taner)
- "On para yememiştir fakat etrafı adama iftira etmiştir." (Burhan Felek)
- "Elin nur topu gibi kızına iftira atmak doğru mu?" (Aka Gündüz)
- "On parmağınızda on kara, iftira üstüne iftira çalıyorsunuz." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Bir kimseye kasıtlı ve asılsız suç yükleme, kara çalma, bühtan
- İFRAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir arazinin bölünmesi, parsellere ayrılması
-
Salgı
-
[isim]
Bir arazinin bölünmesi, parsellere ayrılması
- İFLAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Borçlarını ödeyemediği mahkeme kararı ile tespit ve ilan olunan işadamının durumu, batkı, batkınlık
- "Her gün küçük tüccarlardan birisi iflasa sürükleniyordu." (Necati Cumalı)
- "Ayna ithal edermiş, sonra iflas etmiş, az buçuk oynatmış." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yenilgiye uğrama, değerini yitirme
-
İşlevini veya görevini yapamama
-
[isim]
Borçlarını ödeyemediği mahkeme kararı ile tespit ve ilan olunan işadamının durumu, batkı, batkınlık