İçinde şın olan 7 harfli 17 kelime var. İçerisinde ŞIN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında şın olan kelimeler listesine ya da Sonu şın ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TAŞINIM
- ...
- BAŞINDA
-
-
[isim]
Bir şeyin sırada önde olanı, önde geleni
- "Öldürücü illetlerin başında kalp hastalıklarının geldiği malum." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bir şeyin sırada önde olanı, önde geleni
- TAŞINTI
-
-
[isim]
Sel suları ile taşınmış taş, toprak
-
[isim]
Sel suları ile taşınmış taş, toprak
- TAŞINMA
-
-
[isim]
Taşınmak işi
-
[isim]
Taşınmak işi
- AŞINMAK
-
-
[nsz]
Birbirine sürtünerek incelmek
-
Eskimek, yıpranmak
-
Çıkıntıları silinmek, düzleşmek
-
[nsz]
Birbirine sürtünerek incelmek
- KAŞINTI
-
-
[isim]
Vücutta kaşınma isteği uyandıran duygu
-
[isim]
Vücutta kaşınma isteği uyandıran duygu
- TAŞINIR
-
-
Taşınabilen (eşya)
-
[isim]
Para, çek, senet, tahvil vb. değerli kâğıt, taşınabilir, menkul
-
Taşınabilen (eşya)
- AŞINMAZ
-
-
[sıfat]
Kolaylıkla yıpranmayan, aşınmayan
-
[sıfat]
Kolaylıkla yıpranmayan, aşınmayan
- KARAŞIN
-
-
[sıfat]
Rengi karaya çalan, esmer (kimse)
- "Beş on adım ötede duran yuvarlak kafalı, karaşın çocuk söze karıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Rengi karaya çalan, esmer (kimse)
- TAŞINIŞ
-
-
[isim]
Taşınma işi veya biçimi
-
[isim]
Taşınma işi veya biçimi
- SARIŞIN
-
-
[sıfat]
Sarı saçlı ve ak tenli (kimse)
- "Yanındaki kapılardan biri açıldı, içeriye sarışın bir taze girdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Sarıya yakın renkli
- "Sarışın bir kış güneşi maviyi billurlaştırıyor, bulutları pamuk yığınlarına çeviriyordu." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Sarı saçlı ve ak tenli (kimse)
- DIŞINLI
-
-
[sıfat]
Bir şeyin, bir düşüncenin aslında ve gerçeğinde olmayıp onun dışında kalan, öze bağlı olmayıp arızi olan, öz dışı, özünlü karşıtı
-
[sıfat]
Bir şeyin, bir düşüncenin aslında ve gerçeğinde olmayıp onun dışında kalan, öze bağlı olmayıp arızi olan, öz dışı, özünlü karşıtı
- YAŞINDA
-
-
bir yaşında
- "Yaş otuz beş, yolun yarısı eder." (Cahit Sıtkı Tarancı)
- "Yaş ilerliyor. Artık geçti bizden / Kişi ev bark edinmeli vakitten." (Cahit Sıtkı Tarancı)
- "Çocuk daha yaşında değil."
- "Hâkimler ve savcılar altmış beş yaşını bitirinceye kadar hizmet görürler." (Anayasa)
-
bir yaşında
- DIŞINDA
-
-
...-den başka, sayılmazsa
- "Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz. Şehrin artık dışındayız. Bostanlar, bağlar, sürülmüş tarlalar." (Ahmet Haşim)
- "Size hiç bu mektupların dışında 'Muhterem Yusuf Ziya Beyefendi' diyen oluyor mu?" (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz." (Anayasa)
- "Hiçbir şeye karışmadan olayların dışında kalmak isteyenlerin çabaları boşunaydı." (Necati Cumalı)
-
...-den başka, sayılmazsa
- KAŞINMA
-
-
[isim]
Kaşınmak işi
-
[isim]
Kaşınmak işi
- STEYŞIN
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Arkasında kapısı ile bir veya iki koltuğu ve eşya konacak yeri aracın içine dâhil edilmiş binek otomobili
-
[isim]
Arkasında kapısı ile bir veya iki koltuğu ve eşya konacak yeri aracın içine dâhil edilmiş binek otomobili
- KAŞINIŞ
-
-
[isim]
Kaşınma işi veya biçimi
-
[isim]
Kaşınma işi veya biçimi