İçinde ışık olan 7 harfli 24 kelime var. İçerisinde IŞIK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ışık olan kelimeler listesine ya da Sonu ışık ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

I I K Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

4 Harfli Kelimeler

IŞIK, IŞKI

3 Harfli Kelimeler

KIŞ, ŞIK

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KIZIŞIK

  1. [sıfat] Kızışmış olan, şiddetli

SIKIŞIK

  1. [sıfat] Sıkışmış bir durumda olan
    • "Size bu kadar ücreti niye ödemekteyiz, böyle sıkışık anlarımızda?" (Atilla İlhan)

YILIŞIK

  1. [sıfat] Yapmacık davranışlarla hoş görünmeye çalışan
    • "O hanende denilen yılışık boşboğaza ne diyeyim?" (Sermet Muhtar Alus)

TIKIŞIK

  1. [sıfat] Tıkışmış olan

AYRIŞIK

  1. [sıfat] Ayrışmış olan
  2. Ayrı türden, çeşit çeşit, muhtelif, heterojen
  3. Farklı yapıda olan, heterojen, ayrı cinsten

ÇAKIŞIK

  1. [sıfat] Çakışmış olan
    • "Çakışık üçgenler."

KARIŞIK

  1. Ayrı nitelikteki şeylerden oluşmuş
    • "Karışık salata."
  2. Karışmış olan, düzensiz, dağınık, intizamsız
  3. Saf olmayan
    • "Karışık süt."
  4. Çalkantı, kargaşa, gerginlik içinde olan
    • "Bana ne, bu bir yığın ne olduğunu anlamadığım, karışık dolambaçlı işten!" (Necati Cumalı)
  5. Anlaşılması güç olan, açık seçik olmayan, çapraşık
    • "Tuhaf şey! Hakikaten karışık bir kadın." (Peyami Safa)
  6. Halk inancına göre cin ve perilerle ilişkisi olan

MAYIŞIK
...
IŞIKLIK
...
ARDIŞIK

  1. [sıfat] Birbiri ardından gelen, mütevali

YAPIŞIK

  1. [sıfat] Bir yere yapışmış olan
    • "Zarfa yapışık pullar."
  2. Fizyolojik yönden birbirlerine bağlı olarak doğan
  3. Sürekli bir arada bulunan
    • "Yapışık hemşireler gibi dünyaya beraber gelmişlerdi." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  4. Dokunan, değen
    • "Lavabonun duvara yapışık kıyısının üstüne konmuş bir diş fırçası gösteriyordu." (Çetin Altan)

KIPIŞIK

  1. [sıfat] Yarı kapalı (göz)
    • "Gülmesine gülmez ya, küçük, kıpışık, mavi gözlerinden çelik ışıltısı gibi bir şey geçer." (Nezihe Meriç)

TANIŞIK

  1. [isim] Birbirini tanıyanlardan her biri
    • "Tanışıklar birbirlerine iftira ederlerdi." (Falih Rıfkı Atay)

YAKIŞIK

  1. [isim] Uygunluk, yaraşma
    • "Onu gece yarısı sokağın ortasına atıvermek yakışık almazdı." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Yakışıklı delikanlı

ÇATIŞIK

  1. [sıfat] Çelişkili
    • "Bu soru üzerine bir sürü çatışık düşünceler ileri sürüldü."

KATIŞIK

  1. İçine başka şeyler karışmış olan, karışık, karma, mahlut

KIRIŞIK

  1. [sıfat] Kırışmış olan
    • "Söz tiyatroya gelince bu yaşlı sanatkârın kırışık yüzü birdenbire canlandı." (Peyami Safa)
  2. [isim] Deride esnekliğin kaybolmasından oluşan kıvrım
  3. [isim] Kırışmış yer, kırışıklık

YIĞIŞIK

  1. [sıfat] Üst üste birikmiş

YIVIŞIK

  1. [sıfat] Islak, kaygan, yapışkan
  2. Yılışık

SIVIŞIK

  1. [sıfat] Yapışıp bulaşan
    • "Üç çocuk, üzerlerine sıvışık bir madde sürülmüş birer dilim ekmeği geveleyip duruyorlar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Bir kimsenin yanından ayrılmayarak insanı tedirgin eden (kimse)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü