İçinde üs olan 6 harfli 38 kelime var. İçerisinde ÜS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üs olan kelimeler listesine ya da Sonu üs ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
S Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
SÜ, ÜS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAMPÜS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yerleşke
- "Bir öğrenci için üniversite, kentin ve yaşamının bütünü demek değildir ama kampüs, onun yaşamının odak noktasıydı." (Ahmet Cemal)
-
[isim]
Yerleşke
- ÜSTTEN
-
-
[zarf]
Derinleştirmeden, yüzeysel olarak
-
[zarf]
Derinleştirmeden, yüzeysel olarak
- MÜSKAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Özellikle et yemekleri ile çorbalarda kullanılan küçük Hindistan cevizi
-
[isim]
Özellikle et yemekleri ile çorbalarda kullanılan küçük Hindistan cevizi
- KÜSTAH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
Saygısız, kaba, terbiyesiz (kimse)
- "Babasının koltuğuna küstah bir tarzda oturmuş, bacaklarını, yatar gibi uzatmış ve laubali şeyler söylüyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Saygısız, kaba, terbiyesiz (kimse)
- KÜSÜLÜ
-
-
[sıfat]
Aralarında dargınlık, küskünlük bulunan
- "Bayram gelir küsülüler barışır." (Halk türküsü)
-
[sıfat]
Aralarında dargınlık, küskünlük bulunan
- ÜSTLÜK
-
-
[isim]
Üst olma durumu
-
En üste giyilen uzunca giysi
-
[isim]
Üst olma durumu
- MÜSPET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Olumlu
-
[sıfat]
Olumlu
- ABAKÜS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sayı boncuğu
-
Sütun başlığının üstüne yatay olarak konan ve kenarlarından biraz dışarı taşan taş blok
-
[isim]
Sayı boncuğu
- MÜSAVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Eşit, denk
-
[sıfat]
Eşit, denk
- PÜSTÜL
-
-
[isim]
İrinle dolu kabarcık veya sivilce
-
[isim]
İrinle dolu kabarcık veya sivilce
- ÜSKÜRE
-
-
[isim]
Topraktan veya madenden yapılmış çorba tası, çukur çanak
-
[isim]
Topraktan veya madenden yapılmış çorba tası, çukur çanak
- ÜSTÜNE
-
-
[zarf]
İlişkin, üzerine, dair
- "Arkadaşım aşk ve evlilik üstüne konuşulacak şeyler bulmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Üstüne kuma gelmesi şart değil insanın bu acıyı tatması için." (Ayşe Kulin)
-
Hesabına
- "Kahveci içilen kahveleri Esat Ağanın üstüne yazıyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
...-e göre, uygun olarak
- "Paris'e yazıldı. Oradan ölçü üstüne gönderdiler, insan Paris'e kendi gidip diktirmeli." (Memduh Şevket Esendal)
-
...-den sonra
- "Ben rakının üstüne şarap içmem diyecek oldu." (Haldun Taner)
-
Kendinden önce gelen sözün ikileme biçiminde anlamını pekiştirmek ve sıklığını ifade etmek için kullanılan bir söz
- "Memleketten mektup mektup üstüne para istemiyorlardı o sıralarda..." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
İlişkin, üzerine, dair
- DÜRÜST
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Sözünde ve davranışlarında doğruluktan ayrılmayan, doğru (kimse)
- "... zaman zaman dürüst, mert, açık yürekli dostlar bulunur." (Necati Cumalı)
-
Kurallara uygun, yanlışsız
- "İyi giyinmek her zaman dürüst bir zevk ifade etmez." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Sözünde ve davranışlarında doğruluktan ayrılmayan, doğru (kimse)
- MÜSRİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Tutumsuz
- "Müsrif zannettiği karısı, evin hayatını, kendisi yokken, en akıllı adamlar gibi zamaneye uydurmuştu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Tutumsuz
- KÜSLÜK
-
-
[isim]
Küs olma durumu, dargınlık
-
[isim]
Küs olma durumu, dargınlık
- MÜSHİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bağırsakları çalıştırıp temizleyen, dışkının kolaylıkla dışarı atılmasını sağlayan ilaç
-
[isim]
Bağırsakları çalıştırıp temizleyen, dışkının kolaylıkla dışarı atılmasını sağlayan ilaç
- OTOBÜS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yolcu taşıyan, motorlu, büyük taşıt
-
[isim]
Yolcu taşıyan, motorlu, büyük taşıt
- DÜSTUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genel kural
-
Yasaları içine alan kitap
-
[isim]
Genel kural
- SÜNDÜS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İpin yanı sıra altın ve gümüş tellerle dokunan, kaftan ve giysi dikiminde kullanılan bir tür ipekli kumaş
-
[isim]
İpin yanı sıra altın ve gümüş tellerle dokunan, kaftan ve giysi dikiminde kullanılan bir tür ipekli kumaş
- MÜSAİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Uygun, elverişli
- "Müsait bir gün geleceğim."
-
Flört etmeye hazır olan, kolayca flört edebilen (kadın)
-
[sıfat]
Uygun, elverişli