İçinde üs olan 5 harfli 39 kelime var. İçerisinde ÜS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üs olan kelimeler listesine ya da Sonu üs ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
S Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
SÜ, ÜS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YÜSRÜ
-
-
[isim]
Bazı ince işlerin yapımında kullanılan siyah bir ağaç ve bu ağacın kökü
-
[sıfat]
Bu kökten yapılmış olan
- "Yüsrü tespih."
-
[isim]
Bazı ince işlerin yapımında kullanılan siyah bir ağaç ve bu ağacın kökü
- KİLÜS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bağırsaktan gelen, içinde yağ damlacıkları bulunan ak kan
-
[isim]
Bağırsaktan gelen, içinde yağ damlacıkları bulunan ak kan
- ÜSTEL
-
-
[sıfat]
Üstü olan
-
[sıfat]
Üstü olan
- GÖĞÜS
-
-
[isim]
Vücudun boyunla karın arasında bulunan ve kalp, akciğer vb. organları içine alan bölümü, sine
- "Göğüs bağır açık, ellerinde pankartlarla yürütüyorlar bu savaşı." (Necati Cumalı)
- "Birdenbire sustu ve göğüs geçirdi, hüzün, dertlenme derecesini bulmuştu." (Tarık Buğra)
- "Hayatın lezzetleri içinde yüzen bizler, elbette geçici birçok zahmetlere katlanmaya ve birçok zorluklara göğüs germeye mecburduk." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Ben, onun hatırı ve hatırası için daha ağırlarına da göğüs verirdim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bu vücut bölümünün ön tarafı, sırt karşıtı
- "Genç ve meçhul kadın çocuğunu göğsüne basarak girdi." (Aka Gündüz)
- "Öteden beri yola yüzü yoktu. Hele yokuşları karşıdan gördüğü vakit göğsü tıkanırdı." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Kim bilir, bu erkek, kadınların zaafı ile göğsünü gere gere kaç kere istihza etmiştir." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Bu bölümün içindeki organlar
-
Meme
- "Vücudumun etliliğinden, göğsümün dolgunluğundan, elbiselerim dar gelirdi." (Sermet Muhtar Alus)
-
[isim]
Vücudun boyunla karın arasında bulunan ve kalp, akciğer vb. organları içine alan bölümü, sine
- KİMÜS
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Yemeklerin mide öz suyuyla karıştıktan sonra aldığı durum
-
[isim]
Yemeklerin mide öz suyuyla karıştıktan sonra aldığı durum
- KÜSUF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güneş tutulması
-
[isim]
Güneş tutulması
- ÜSKÜF
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Yüksek aşamadaki yeniçeri subaylarının giydikleri, yarısı arkaya sarkan uzun bir sarık
-
[isim]
Yüksek aşamadaki yeniçeri subaylarının giydikleri, yarısı arkaya sarkan uzun bir sarık
- FÜLÜS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bakır para
-
[isim]
Bakır para
- RÜSUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vergiler
-
[isim]
Vergiler
- NÜSHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birbirinin tıpkısı olan yazılı şeylerin her biri
- "Bu yazma eserin üç nüshası daha var."
-
Gazete, dergi vb.nde sayı
- "Geçende Sarıkamış'ta çıkan Varlık gazetesinin bir nüshası geldi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Benzer, aynı, kopya
-
[isim]
Birbirinin tıpkısı olan yazılı şeylerin her biri
- ÜSERA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Esirler, köleler
- "Bulgarlara esir düşüp fedakâr emirberi Hasan Çavuşun marifetiyle üsera karargâhından firar edişi." (Haldun Taner)
-
[isim]
Esirler, köleler
- RÜSVA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Ayıplanacak durumda olan, rezil
-
[sıfat]
Ayıplanacak durumda olan, rezil
- ÜSTLÜ
-
-
[sıfat]
Üstü olan
-
[sıfat]
Üstü olan
- KÜSME
-
-
[isim]
Küsmek işi
-
[isim]
Küsmek işi
- FETÜS
-
-
[isim]
Embriyonun gelişimini büyük ölçüde tamamladığı, bütün organ taslaklarının oluştuğu üçüncü aydan doğuma kadarki durumu
-
[isim]
Embriyonun gelişimini büyük ölçüde tamamladığı, bütün organ taslaklarının oluştuğu üçüncü aydan doğuma kadarki durumu
- VÜSAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genişlik
-
Uzam
-
[isim]
Genişlik
- CÜSSE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsan gövdesi
-
[isim]
İnsan gövdesi
- RÜSUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çökelti
-
[isim]
Çökelti
- ÜSKÜP
- ...
- ÜSTAT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bilim veya sanat alanında üstün bilgisi ve yeteneği olan kimse
- "Koca üstat hemen rasttan bestelediği bir şarkıyı mırıldanmaya başladı." (Aka Gündüz)
-
[ünlem]
Genellikle erkekler arasında senli benli konuşmada kullanılan bir seslenme sözü
- "Üstat! Nasılsınız?"
-
[isim]
Bilim veya sanat alanında üstün bilgisi ve yeteneği olan kimse