İçinde üs olan 3 harfli 3 kelime var. İçerisinde ÜS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üs olan kelimeler listesine ya da Sonu üs ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

S Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

SÜ, ÜS

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KÜS

  1. [sıfat] Küsmüş, dargın
    • "Bu sınıfta küs çocuklar var."

SÜS

  1. [isim] Süslemeye, süslenmeye yarayan şey, bezek
    • "Bu zannını bir çeşit materyalist felsefeye uydurarak ona yüksek bir entelektüalizm süsü verirdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Süsleme veya süslenme işi
    • "Süse düşkün."
  3. Anlamı zenginleştiren edebiyat sanatı
    • "Divan şiiri süse önem vermiştir."
  4. Güzellik veren, güzelleştiren şey
    • "Kitabı bir süs kabul etmek, kültür görgüsüzlüğünün en somut örneğini oluşturur." (Tarık Dursun K)

ÜST

  1. [isim] Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı
    • "Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor." (Halide Edip Adıvar)
    • "... önlerine katıp köyün üst başındaki pınar yerine çıktılar." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Böyle üstü başı dökülen bir adama bu kadar yakınlık göstermesi karşısında şaşırıp kaldı." (Tahsin Yücel)
    • "Bir çeşit ezbere okuyoruz, durmuyoruz metin üstünde, fikir üstünde." (Azra Erhat)
  2. Bir şeyin görülen yanı, yüzü
    • "Bu sefer taşın üstünden inip yere oturdu." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Behiç'le Siyret benden gizlediler, kabahat bizim üstümüzde kalır." (Peyami Safa)
    • "Her biri, ayrı bir defter sayfasının gözden geçirilmesini üstüne aldı." (Peyami Safa)
    • "Üstüne basa basa olmaz, dedi."
  3. Bir şeyin dış yüzü, yüzey
    • "Ağzında lokmayı birdenbire yutmaya kıyamıyor, dilinin üstünde gezdiriyordu." (Ömer Seyfettin)
    • "Kız belli ki seni gözüne kestirmiş. Üstüne yıkılmak istiyor." (Erhan Bener)
  4. Giyecek, giysi
    • "Üstünü değiştirmek."
  5. Birine göre yüksek aşamada olan kimse, mafevk
  6. Vücut, beden
  7. Artan, geriye kalan bölüm
    • "Bir liranın üstü olarak uşağın getirdiği yetmiş beş kuruşu masanın üstünden kaldırmaz." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  8. [sıfat] Birkaç şeyden birbirine göre yukarıda olan
    • "Kadınların beni böyle göz hapsine almaları yüzünden üst düğmelerimi gevşetemiyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
  9. [sıfat] Öte, arka
    • "Ben onu Şehzade Camisi'nin üst yanında, sokak içi, eski ahşap bir evde tanıdım." (Yusuf Ziya Ortaç)
  10. [sıfat] Sınıflamalarda temel olarak alınan bir tipe göre ileri derecede olan
    • "Üst makam. Üst rütbedekiler."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü