İçinde çe olan 7 harfli 137 kelime var. İçerisinde ÇE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında çe olan kelimeler listesine ya da Sonu çe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇEŞNİCİ
-
-
[isim]
Saraylarda ve büyük konaklarda yemek ve sofra işlerini yöneten kimse
-
Sikkelerin ayarını düzenleyen kimse
-
Tütün veya içkilerin tat ve niteliğini belirleyen kimse
-
[isim]
Saraylarda ve büyük konaklarda yemek ve sofra işlerini yöneten kimse
- ÇEVİRGE
-
-
[isim]
Bilgisayar verilerini telefon hattı vb. iletişim hatları üzerinden gönderen elektronik araç, modem
-
[isim]
Bilgisayar verilerini telefon hattı vb. iletişim hatları üzerinden gönderen elektronik araç, modem
- TİBETÇE
- ...
- KELEPÇE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tutukluların kaçmasını önlemek için bileklerine takılan, bir zincirle tutturulmuş demir halka
- "Kafile, kelepçe, zincir ve pranga sesleri ile meydanı geçti." (Falih Rıfkı Atay)
-
Kablo, boru vb. şeyleri bir yere bağlı tutmak için kullanılan halka veya kelebek
-
[isim]
Tutukluların kaçmasını önlemek için bileklerine takılan, bir zincirle tutturulmuş demir halka
- KRALİÇE
-
-
[isim]
Kral karısı veya krallığı yöneten kadın, ece
- "İngiltere kraliçesi."
-
Kendi cinsleri arasında herhangi bir bakımdan üstünlüğü olan kadın
- "Güzellik kraliçesi. Dans kraliçesi."
-
İngiliz sterlini
-
[isim]
Kral karısı veya krallığı yöneten kadın, ece
- ÇENTMEK
-
-
[-i]
Bir şeyin kenarında kertik açmak
-
[-le]
Soğan, salatalık vb.ni küçük ve ince parçalar biçiminde doğramak
- "... yabansı çiçeklerden toz toplayıp tunç havanda dövdüler, içine sabun çenttiler." (Tarık Dursun K)
-
[-i]
Bir şeyin kenarında kertik açmak
- ÖLÇERME
-
-
[isim]
Ölçermek işi veya durumu
-
[isim]
Ölçermek işi veya durumu
- ÇEKEMEZ
-
-
[sıfat]
Kıskanç (kimse)
- "Bu iki birbirini çekemezin kişiliklerini kendi imbiğinde eritmiş bir şair olduğu söylenir." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Kıskanç (kimse)
- ÇELMECE
-
-
[zarf]
Aklını karıştıracak biçimde
- "Her ne söylerse çelmece söyler / Dertli derunumu delmece söyler." (Halk türküsü)
-
[zarf]
Aklını karıştıracak biçimde
- KEMANÇE
- ...
- ÇEKİNİK
-
-
[sıfat]
Birkaç kuşak sonra ortaya çıkan ve o zamana kadar aradaki döllerde gizli kalan (soya çekim nitelikleri), resesif
- "Çekinik karakterler."
-
[sıfat]
Birkaç kuşak sonra ortaya çıkan ve o zamana kadar aradaki döllerde gizli kalan (soya çekim nitelikleri), resesif
- İŞÇELİK
- ...
- ÇELLİST
- ...
- GEÇERLİ
-
-
[sıfat]
Yürürlükte olan, uygulanan, meri, muteber
-
Beğenilen, tutulan, sürümü olan
-
[sıfat]
Yürürlükte olan, uygulanan, meri, muteber
- ÇEKİLİŞ
-
-
[isim]
Çekilme işi
- "Piyangonun yılbaşı çekilişi."
-
Piyango çekilme işi
-
[isim]
Çekilme işi
- ÇİÇEKSİ
-
-
[sıfat]
Çiçeği andıran, çiçeğe benzeyen, çiçek gibi, çiçeğimsi
-
[sıfat]
Çiçeği andıran, çiçeğe benzeyen, çiçek gibi, çiçeğimsi
- KEMENÇE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yayla diz üzerinde çalınan, kemana benzer, üç teli olan küçük bir çalgı
- "Davul değişmiş, tef değişmiş, kemençe bambaşka bir çalgı olmuştu." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Yayla diz üzerinde çalınan, kemana benzer, üç teli olan küçük bir çalgı
- ÇELİŞİK
-
-
[sıfat]
Çelişmeli
- "Çelişik bir söz."
-
[sıfat]
Çelişmeli
- ÖZBEKÇE
- ...
- ÇEKTİRİ
-
-
[isim]
Yelkenleri olmakla birlikte kürekle de yol alan eski zaman gemisi, çektirme
- "Bu donanma bizimdi... Kadırgalarıyla, kalyonlarıyla, çektirileriyle bizim." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[isim]
Yelkenleri olmakla birlikte kürekle de yol alan eski zaman gemisi, çektirme