İçinde çe olan 5 harfli 79 kelime var. İçerisinde ÇE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında çe olan kelimeler listesine ya da Sonu çe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇELİK

  1. [isim] Su verilerek çok sert ve esnek bir duruma getirilebilen, birleşiminde az miktarda karbon bulunan demir ve karbon alaşımı, polat
    • "Süngülerini çelikten birer parmak gibi göğe kaldırmışlar." (Ruşen Eşref Ünaydın)
    • "Çelik ve demir vücuduyla hassas bir sporcuya benziyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [sıfat] Bu alaşımdan yapılmış
    • "Tavandaki abajursuz, çelik elektrik lambasını yakmış okuyordu." (Sait Faik Abasıyanık)

ÇEŞME

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Genellikle yol kenarlarında herkesin yararlanması için yapılan, borularla gelen suyun bir oluktan veya musluktan aktığı, yalaklı su hazinesi veya yapısı, pınar

ÇEKİÇ

  1. [isim] Çivi çakma, madenleri dövme vb. işlerde kullanılan saplı bir el aleti
  2. Yaklaşık 1,20 m uzunluğundaki madenî tele bağlı ve ağırlığı 7,257 kg olan gülle

GEÇEN

  1. [sıfat] Bir önceki (hafta, ay, yaz, kış vb.)
    • "Yine bir gün o kızı geçen yıl gördüğü incirlikte bir daha gördü." (Osman Cemal Kaygılı)

ÇERÇİ

  1. [isim] Köy, pazar vb. yerlerde dolaşarak ufak tefek tuhafiye eşyası satan kimse
  2. Bazı bölgelerde tuhafiyeci

ÇENGİ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Çalgı eşliğinde oynamayı meslek edinmiş kadın
    • "Eski Galata'dan artakalmış çengiler zilzurna dağılıyorlar." (Atilla İlhan)

ÇEYİZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gelin için hazırlanan her türlü eşya, cihaz
    • "Noksansız bir çeyiz ve düğünle iyi bir eve verilen Zeynep..." (Tarık Buğra)
    • "Kazandığını bir yana atar, kendine çeyiz düzer." (Mahmut Yesari)

ÇEÇEN
...
GEÇEK

  1. [isim] Çok geçilen yer, işlek yol
  2. Küçük tahta köprü

BÜTÇE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Devletin, bir kuruluşun, bir aile veya bir kimsenin gelecekteki belirli bir süre için tasarladığı gelir ve giderlerinin tümü
    • "Düğün sahibinin bütçesi ne kadar dar ve mütevazı olursa olsun, hokkabaz şarttı." (Samiha Ayverdi)
  2. Devlet ve öteki kuruluş veya toplulukların belirli bir dönem içindeki gelir ve giderlerinin oranlama niceliklerini önceden belirleyen, onaylayan ve bu işlemlerin yapılmasına izin veren kanun veya karar

ÇİÇEK

  1. [isim] Bir bitkinin, üreme organlarını taşıyan çoğu güzel kokulu, renkli bölümü
    • "Hiç kurumuş ağaç yeşerir, çiçek açar mı?" (Ömer Seyfettin)
    • "Küçükken çıkardığı çiçek, sabanla tarla sürer gibi çehresinin altını üstüne getirmiş." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Sen yirmi beşine bile gelmemiş çiçek gibi bir taze duldun." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Ovalar, dağlar tepeden tırnağa çiçeğe kesmiş, bütün dünya çiçek kokuyordu." (Yahya Kemal)
  2. Çiçek açan kır veya bahçe bitkisi
    • "Evin ufak çiçekler ve bitkilerle süslü bahçesine çıktım." (Refik Halit Karay)
    • "Her biri bir mazinin çiçek açmasıdır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  3. Davranışları hafif, toplum kurallarına uymayan kimse
    • "Onun ne çiçek olduğunu hep biliriz."
  4. Süblimleşme veya çiçeksime yoluyla elde edilen toz
  5. İrinli kabarcıklar dökerek yüzde izler bırakan ateşli, ağır ve bulaşıcı bir hastalık

GEÇÇE

  1. [zarf] Biraz geç olarak, geç saatlere yakın
    • "Sağ olsun, akşamları evine biraz geççe gelir." (Peyami Safa)

ÇEMÇE

  1. [isim] Çömçe

ÇEKME

  1. [isim] Çekmek işi
    • "Siyah kehribar tespihini çekmeye başladı." (Cahit Uçuk)
  2. Çekmece
    • "Sonra çekmesinden pembe bir dosya çıkarıp önüne sürdü." (Haldun Taner)
  3. Yüksekteki ince dalları çekip kesmeye yarar, ay biçiminde, uzun saplı, ağzı tırtıklı bıçak
  4. Parmak veya mızrapla çalınan çalgı
  5. Ağacın yapısındaki nem oranının azalması sonucu boyutlarının küçülmesi
  6. İş yaparken giyilen bir tür şalvar
  7. [sıfat] Çekilerek giyilen veya kullanılan
    • "Erkekleri yandan lastikli çekme fotinden başkasını bilmiyorlardı." (Refik Halit Karay)
  8. [sıfat] Düzgün biçimli
    • "Çekme burun."
  9. Vücut bölümlerinin bükücü kas gücü ile bir direnci kendisine yaklaştırması

ÇELLO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Viyolonsel

NEMÇE
...
ÇERGE

  1. [isim] Derme çatma çadır, göçebe çadırı
    • "Belki on aile keçelerden, kilimlerden çergelerini meyve ağaçlarının altlarına kurdular." (Ömer Seyfettin)
  2. Çingene çadırı
  3. Otağ

ÇEŞİT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev
    • "Her çeşit insanı kavrayacak bir sunuş tarzı vardı." (Haldun Taner)
  2. Canlıların bölümlenmesinde, bireylerden oluşan, türden daha küçük birlik
  3. [sıfat] Türlü
    • "Bu camilerin her biri başka planda başka çeşittir." (Yahya Kemal Beyatlı)

KÖÇEK

  1. [isim] Kadın kılığına girip oynayan erkek
    • "Şehrin bütün köçekleri, çengileri çağrılsın!" (Turan Oflazoğlu)
  2. Ağırbaşlı davranışları olmayan kimse

İÇERİ

  1. [isim] İç yan, iç bölüm, dışarı karşıtı
    • "İçeriden sesler geliyor."
    • "Bu işte bir milyar lira içeri girdim."
    • "Bundan da başka yarın bunu tutar, içeri tıkabilirdi." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Bir taş merdivenden çıkıp yarı açık duran bir tahta kapıdan içeriye dalıyorlardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. İç, iç yüzey
    • "Odanın içerisi bu kadar adam almaz."
  3. [sıfat] İç yüzeyde, iç bölümde olan
    • "İçeri odadan sesler geliyor."
  4. [zarf] İç yana, iç yana doğru
    • "İçeri girmekten korkarak bahçedeki demir kanepeye oturmak istedi." (Peyami Safa)
  5. Gönül, yürek
  6. Hapishane

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü