İçinde yet olan 8 harfli 64 kelime var. İçerisinde YET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yet olan kelimeler listesine ya da Sonu yet ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E T Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ET, EY, TE, YE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ZÜRRİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Döl, soy sop, sulp
  2. Çocuk

YETİNMEK

  1. [-le] Bir şeyi kendisi için yeter bularak daha çoğuna gerek görmemek, daha çoğunu istememek, kanaat etmek, iktifa etmek
    • "Çaydan hazzetmez, sabah kahvaltılarında dahi kahveyle yetinir." (Atilla İlhan)

ALENİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Açıklık

ULUHİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tanrılık sıfatı, Allahlık vasfı
    • "Gerçek Tanrı'nın yolunu bulamayanlar tabiatıyla birtakım düzme uluhiyetlere doğru saparlar." (Halide Edip Adıvar)

YETİŞMEK

  1. [-e] Ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmak
    • "Gâvur Ali kahvedeki cemaate hiçbir şey söylemeden küçük çobanla uzaklaştı, bir nefeste ağıla yetişti." (Ömer Seyfettin)
  2. Vaktinde tamam olmak, bitmek, hazırlanmak, hazır olmak
    • "Bu giysi yarına yetişmeli."
  3. Vaktinde varmak, vaktinde bulunmak
    • "Öteki tünelle gelseler de vapura yetişeceklerini bilirlerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  4. Bir işe başlamış olanlara veya gidenlere sonradan katılmak
    • "Kadınlar, derme çatma ayakkabılarıyla onlara zor yetişebiliyorlardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  5. Değmek, uzanıp dokunabilmek
    • "Ben o dala yetişemem. Bu ip kuyunun dibine yetişmez."
  6. Vakit bulmak, yapabilmek
    • "Ben bu kadar işe yetişemem."
  7. [nsz] Yetmek, yeter olmak, kâfi gelmek
    • "Bu para yetişir. Bu yemek hepimize yetişir."
  8. Bir zamanda yaşamış olmak, bir zamanı veya kimseyi görmüş olmak
    • "Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm." (Peyami Safa)
  9. [nsz] Üremek, büyümek, olmak
    • "Şu Marmara kıyılarında o sene bol meyve yetişmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
  10. [-de] Eğitim görmüş olmak, öğrenmek, gelişmek
    • "İşte bu kadronun içinde yetişecektim ben." (Yusuf Ziya Ortaç)
  11. İş görebilecek yaşa gelmek, büyümek
  12. Yardım etmek, yardımına koşmak
    • "Tam o sırada talih imdadıma yetişti." (Refik Halit Karay)

MUKAYYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bağlı olan, bağlanmış
    • "İstanbul pek havalandı, balolar, danslar... Kıza mukayyet olamayacağız." (Refik Halit Karay)
  2. Bir şart veya kayıtla bağlı olan
  3. Yazılmış, yazılı, kayıtlı

UBUDİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kulluk

YETİŞMİŞ

  1. [sıfat] Gereken niteliğe veya olgunluğa erişmiş
    • "Anadolu'da arif derler, bir halk yetişmişi vardır." (Falih Rıfkı Atay)

YETERLİK

  1. [isim] Yeterlilik

YETİNGEN

  1. [sıfat] Kanaatkâr

KAVMİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kavmin kendine özgü özellikleri
  2. Bir kimsenin bağlı olduğu kavme göre durumu
  3. Kavme bağlılık
    • "Ne anane ne mazi ne vatan ne kavmiyet tanırdı." (Refik Halit Karay)

ŞİİRİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Şiir olma özelliği
    • "Mana, vezin değişti mi? Başka kelimeler mi kullandık? Hayır fakat şiiriyet uçuverdi." (Nurullah ataç)

YETKİSİZ

  1. [sıfat] Herhangi bir işte yetkisi olmayan

SIHRİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Evlenme sonucu oluşan yakınlık, akrabalık, dünürlük, hısımlık
    • "Süleyman Şah, kurtuluşu Osman Oğulları ile sıhriyet peyda etmekte görüyordu." (Feridun Fazıl Tülbentçi)

SOSYETİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Sosyete ile ilgili
  2. Yüksek sınıfın yaşama biçimine özenen, asortik

ACİLİYET
...
ENANİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bencillik

HAYSİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Değer, saygınlık, itibar
    • "Kendinden dinlediğine göre, çekilmenin sebebi bir haysiyet meselesi idi." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Bu söz haysiyetine dokundu."
  2. Öz saygı

ZIDDİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Karşıtlık
    • "Sasanlılarla İran'ın Üsküdar'a kadar gelişi ve Filistin'e kadar yürüyüşü bu zıddiyetin son haddini gösterir." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Sevişmezlik, geçimsizlik, çekemezlik

EZELİYET
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü