İçinde yet olan 7 harfli 61 kelime var. İçerisinde YET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yet olan kelimeler listesine ya da Sonu yet ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E T Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ET, EY, TE, YE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İRSİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalıtım
-
[isim]
Kalıtım
- YETİRME
-
-
[isim]
Yetirmek işi veya durumu
-
[isim]
Yetirmek işi veya durumu
- MALİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üretimde bir mal elde edilinceye değin harcanan değerlerin toplamı
-
[isim]
Üretimde bir mal elde edilinceye değin harcanan değerlerin toplamı
- KİFAYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yeterli miktarda olma, yetme, kâfi gelme
- "Kazandığım para benim sade hayatıma kifayet ediyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir işi yapabilecek yetenekte olma, yeterlik, liyakat, iktidar
-
[isim]
Yeterli miktarda olma, yetme, kâfi gelme
- NİYETLİ
-
-
[sıfat]
Niyeti olan, niyet eden
- "En kuşkulu insanlar çoğu zaman en kötü niyetliler arasından çıkıyor." (Haldun Taner)
-
Oruç tutmakta olan (kimse)
-
[sıfat]
Niyeti olan, niyet eden
- VARYETE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Şarkı, dans, hokkabazlık, temsil gibi aralarında ilişki bulunmayan farklı oyunlardan oluşan gösteri
-
Varyasyon
-
[isim]
Şarkı, dans, hokkabazlık, temsil gibi aralarında ilişki bulunmayan farklı oyunlardan oluşan gösteri
- ZAFİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arıklık, zayıflık
-
Dermansızlık, güçsüzlük
-
[isim]
Arıklık, zayıflık
- YETİŞİN
- ...
- YETİŞİM
-
-
[isim]
Belirli bir düzeyde eğitim görme, formasyon
- "Yetişimi güçlü bir genç."
-
[isim]
Belirli bir düzeyde eğitim görme, formasyon
- TAZİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Taziye
-
[isim]
Taziye
- KAYETME
- ...
- UZVİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Organizma
- "Dil yaşayan bir uzviyettir." (Burhan Felek)
-
[isim]
Organizma
- AİDİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İlişkinlik
-
[isim]
İlişkinlik
- ŞENİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gerçeklik
-
[isim]
Gerçeklik
- VELAYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Velilik
-
Otorite
-
Yetke
-
[isim]
Velilik
- MERİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yürürlük
-
[isim]
Yürürlük
- ŞÖBİYET
-
-
[isim]
İnce yufkaların içine kaymak konulup üstüne dövülmüş fıstık serpilerek yapılan bir tür baklava
-
[isim]
İnce yufkaların içine kaymak konulup üstüne dövülmüş fıstık serpilerek yapılan bir tür baklava
- SOSYETE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir topluluktaki gelir düzeyi yüksek ve kendilerine özgü yaşama biçimleri olan topluluk
- "Sosyetede bir kişinin etrafına toplanmak, öteki misafirleri açıkta bırakmak ayıptır." (Peyami Safa)
-
Topluluk, toplum, cemiyet
- "Sosyetemizde yerli zenginlerden bazıları ve birkaç İstanbullu büyük memur ailesi vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Bir topluluktaki gelir düzeyi yüksek ve kendilerine özgü yaşama biçimleri olan topluluk
- KEMİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nicelik
-
[isim]
Nicelik
- NİHAYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Son
- "Ben nihayete doğru yanımdaki çocuğu dürterek kalktım." (Ömer Seyfettin)
- "Tekaüt olduktan sonra doktorlara inat, oburluğa, nargileye bir nihayet vermemişti." (Ömer Seyfettin)
-
[zarf]
(ni'ha:yet) Sonunda
- "Uzun bir münakaşadan sonra nihayet işi şakaya dökmek zorunda kaldı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Bu komediye nihayet vermek, buraya bir daha gelmemek üzere çıkıp gitmek isterdim." (Halide Edip Adıvar)
-
[zarf]
-den başka bir şey değil
- "Ama bu, nihayet bir nüktedir." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Son