İçinde yet olan 6 harfli 14 kelime var. İçerisinde YET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yet olan kelimeler listesine ya da Sonu yet ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E T Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ET, EY, TE, YE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YETİME
- ...
- YETKİN
-
-
[sıfat]
Gerekli olgunluğa erişmiş, olgun, kâmil, mükemmel
- "Bizim ülkemizde böyledir: Yetkin çalışmalar görmezden gelinir." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Gerekli olgunluğa erişmiş, olgun, kâmil, mükemmel
- HAŞYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Korku, korkma
- "Bir kâbustan silkinen adamların haşyetiyle göz kapaklarını ovalayarak açıyordu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Korku, korkma
- İNAYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İyilik, kayra, atıfet, ihsan, lütuf
-
[isim]
İyilik, kayra, atıfet, ihsan, lütuf
- YETMİŞ
-
-
[isim]
Altmış dokuzdan sonra gelen sayının adı
-
Bu sayıyı gösteren 70, LXX rakamlarının adı
-
[sıfat]
Yedi kere on, altmış dokuzdan bir artık
-
[isim]
Altmış dokuzdan sonra gelen sayının adı
- ZİLYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sahibi kendisi olsun olmasın bir malı kullanmakta olan, elinde tutan kimse, eldeci
-
[isim]
Sahibi kendisi olsun olmasın bir malı kullanmakta olan, elinde tutan kimse, eldeci
- RİAYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sayma, saygı, ağırlama, itibar etme
- "Hakka riayet etmezsek sonra işimiz ters gider." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Uyma, boyun eğme
- "Edep ve erkâna riayet lazım." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Sayma, saygı, ağırlama, itibar etme
- VİNYET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir kitabın sayfalarını süsleyen başlık, süslü harf gibi motif
-
[isim]
Bir kitabın sayfalarını süsleyen başlık, süslü harf gibi motif
- ARİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eğreti, ödünç, ödünçleme
- "Öteden beriden ariyet de bir şeyler buluruz." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Belli bir taşınır malın kullanılmasının geri verilmek şartıyla bedelsiz olarak bir kimseye bırakılması
-
[isim]
Eğreti, ödünç, ödünçleme
- SOVYET
- ...
- YETMEK
-
-
[nsz]
Bir gereksinimi karşılayacak, giderecek nicelikte olmak
- "Hasan'ın gücü yetse belki de dayak atacak." (Halide Edip Adıvar)
- "Onun okudukları ona yeter de artar bile." (Memduh Şevket Esendal)
- "Yeter ki biri ona iyice bakmış, oturup onunla konuşmuş olsun!" (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
Yeterli sebep olmak
- "Bir sigara bir ormanı yakmaya yeter."
-
Kötü bir davranış, durum, tutum yeterli olmak, kâfi gelmek
- "Bu zulüm artık yeter!"
-
[-e]
Başkasına gereksinim duymamak, kendine yetmek
- "Kendiyle dolu, kendine yeten, olgun ve aydın bir insanın değil bir günü, bazen bir saati bile yüz binlerce lira değerinde olabilir." (Haldun Taner)
-
[-e]
Bir yaşa erişmek, ulaşmak
- "At dört, kız on beşe yettiği zaman / Severim kır atı bir de güzeli." (Dadaloğlu)
-
Olgunlaşmak
-
[nsz]
Bir gereksinimi karşılayacak, giderecek nicelikte olmak
- EZİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aşırı güçlük ve sıkıntı, üzgü, cefa, zahmet, zulüm
- "İçlerinden birine kancayı atmış, maksadı, onu üzmek, ona eziyet etmektir." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Aşırı güçlük ve sıkıntı, üzgü, cefa, zahmet, zulüm
- AFİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hasta olmama durumu, sağlık, esenlik
- "Allah daha ziyade afiyet versin." (Necati Cumalı)
- "Cezveyi sürüyor, fincana boşaltıyor, kahveyi afiyetle içiyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Hasta olmama durumu, sağlık, esenlik
- MAİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üst görevlinin yanında bulunan kimseler, alt kademedekiler
-
[isim]
Üst görevlinin yanında bulunan kimseler, alt kademedekiler