İçinde uyma olan 19 kelime var. İçerisinde UYMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında uyma olan kelimeler listesine ya da Sonu uyma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
VURDUMDUYMAZLIK
DUYMAZLANMAK, VURDUMDUYMAZ
DUYMAMAZLIK, DUYMAZLANMA
UYMAMAZLIK
DUYMAZLIK, UYMACILIK
UYMAZLIK
BUYMAK, DUYMAK, KUYMAK, UYMACA, UYMACI
BUYMA, DUYMA, UYMAK, UYMAZ
UYMA
A M U Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
UYMA, YUMA
2 Harfli Kelimeler
AM, AY, MA, UY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- VURDUMDUYMAZLIK
-
-
[isim]
Aldırmazlık, aldırışsızlık, umursamazlık
- "Vefakârlığı da öyleydi. Genel unutkanlığa, vurdumduymazlığa karşı içinden gelen bir tepki idi." (Haldun Taner)
- "Şimdi böyle bir iftira karşısında bizim için vurdumduymazlıktan gelmeye imkân kalır mıydı?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Aldırmazlık, aldırışsızlık, umursamazlık
- VURDUMDUYMAZ
-
-
[sıfat]
Anladığı hâlde anlamamış gibi davranan, umursamaz, aldırmaz, aldırışsız, duygusuz
- "... ne saygısız, ne vurdumduymaz misafirdi bunlar..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Anladığı hâlde anlamamış gibi davranan, umursamaz, aldırmaz, aldırışsız, duygusuz
- DUYMAZLANMAK
- ...
- DUYMAMAZLIK
-
-
[isim]
Bakınız duymazlık
-
[isim]
Bakınız duymazlık
- DUYMAZLANMA
- ...
- UYMAMAZLIK
- ...
- UYMACILIK
-
-
[isim]
Yürürlükteki kurum, ölçüt veya şartlara, kesin olmayan katı kalıplara, eleştirici bir değerlendirme yapmaksızın uyma, konformizm
-
[isim]
Yürürlükteki kurum, ölçüt veya şartlara, kesin olmayan katı kalıplara, eleştirici bir değerlendirme yapmaksızın uyma, konformizm
- DUYMAZLIK
-
-
[isim]
Duymamış gibi davranma durumu
- "Evine gönderilen haberleri hep duymazlıktan gelmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Duymamış gibi davranma durumu
- UYMAZLIK
-
-
[isim]
Aykırılık, başkalık, mugayeret
-
[isim]
Aykırılık, başkalık, mugayeret
- BUYMAK
-
-
[nsz]
Çok üşümek
-
Soğuktan donarak ölmek
-
[nsz]
Çok üşümek
- UYMACI
-
-
[isim]
Uymacılık yanlısı olan kimse, konformist
-
[isim]
Uymacılık yanlısı olan kimse, konformist
- KUYMAK
-
-
[isim]
Mısır ununun erimiş tereyağıyla kavrulması, su eklenmesi, bir miktar peynir katılması ve bir süre kaynatılmasıyla elde edilen yemek
-
Karadeniz bölgesinde ve özellikle Trabzon'da yapılan bir tür yemek
- "Mısır kuymağı."
-
[isim]
Mısır ununun erimiş tereyağıyla kavrulması, su eklenmesi, bir miktar peynir katılması ve bir süre kaynatılmasıyla elde edilen yemek
- UYMACA
-
-
[sıfat]
Uyuşma, uzlaşma
-
[sıfat]
Uyuşma, uzlaşma
- DUYMAK
-
-
[-i]
Bilgi almak, öğrenmek, haber almak
- "Yaptıklarını duydum."
-
İşitmek, ses almak
- "Çamaşırcı Fatma kadın annemin duymayan kulaklarına yalvarıyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Dokunma, koklama vb. duyularla algılamak, hissetmek
- "Yüzme denilen mucizeyi ancak beş altı sene sonra avuçlarımızın içinde duyabilecektik." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Nesnelere dokunmakla onların sıcaklık, soğukluk, sertlik, ağırlık, hareket vb. fizik durumlarından bilgi edinmek, hissetmek
- "Elimin üzerinde bir böceğin gezdiğini duydum."
-
[nsz]
Bir ruh durumu içine girmek
- "Hakiki bedbahtlar, sefaletlerini birdenbire açığa vurmaktan utanç duyarlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[nsz]
Sezmek, fark etmek, hissetmek
- "Güzel olmasın fakat ruhu olsun, bir şey duysun." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[-i]
Bilgi almak, öğrenmek, haber almak
- UYMAZ
-
-
[sıfat]
Aykırı, başka türlü, mugayir
-
[sıfat]
Aykırı, başka türlü, mugayir
- DUYMA
-
-
[isim]
Duymak durumu
-
[isim]
Duymak durumu
- UYMAK
-
-
[-e]
Ölçüleri birbirini tutmak
- "Ayakkabı ayağına iyi uydu."
-
Renk, biçim vb. yönünden birbirini tutmak, uygun düşmek
- "Kravat ceketine uymuş."
-
Zevke, anlayışa uygun düşmek
- "Sizin tutumunuz bizim görev anlayışımıza uyuyor."
-
Bir inanca, bir anlayışa, bir duruma veya egemen bir güce uygun davranışta bulunmak
- "Şu acayip sevdaları bırak, muhite uy, zamana uy, hayatını mükemmel kazanırsın." (Peyami Safa)
-
Bağlı kalmak, tabi olmak
- "Birtakım kayıt ve şartlara uymak zorundaydı."
-
Uygun düşmek, münasip olmak
- "Her cihette birbirine uyacak kadın erkek bulmak dünyada kabil değildir." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[-e]
Ölçüleri birbirini tutmak
- BUYMA
-
-
[isim]
Buymak işi
-
[isim]
Buymak işi
- UYMA
-
-
[isim]
Uymak işi, intibak, riayet, tebaiyet, tevafuk
- "Bu karşılaştıklarına uyma yeteneği, en çok kocasıyla ilişkilerinde görünüyordu." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Uymak işi, intibak, riayet, tebaiyet, tevafuk