İçinde un olan 5 harfli 81 kelime var. İçerisinde UN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında un olan kelimeler listesine ya da Sonu un ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞUNCA
-
-
[sıfat]
Epey, çok
-
[zarf]
Şu kadar, şu denli
- "Şuncasını söyleyeyim, ben şiirin şarkılaştırılarak okunmasını sevmem." (Melih Cevdet Anday)
-
[sıfat]
Epey, çok
- RUNİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Run harfleriyle yazılmış
-
[sıfat]
Run harfleriyle yazılmış
- UNVAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimsenin işi, mesleği veya toplum içindeki durumu ile ilgili olarak kullanılan ad, san
- "Deme bana Oğuz, Kayı, Osmanlı / Türk'üm, bu ad her unvandan üstündür." (Ziya Gökalp)
-
[isim]
Bir kimsenin işi, mesleği veya toplum içindeki durumu ile ilgili olarak kullanılan ad, san
- YEKUN
- ...
- SAUNA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kuru buhar banyosu
-
Bu banyonun bulunduğu yer
-
[isim]
Kuru buhar banyosu
- ONGUN
-
-
[sıfat]
Çok verimli, bol, eksiksiz
-
Yarar duruma gelmiş, bayındır
-
Mutlu
-
Kutlu, uğurlu
-
[sıfat]
Çok verimli, bol, eksiksiz
- MELUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Tanrı tarafından lanetlenmiş olan, lanetli
- "Melun şeytan."
-
[isim]
Lanetlenmiş kimse
- "Kendisini Müslüman adıyla takdim eden bu kır saçlı melunu da tanıdım." (Aka Gündüz)
-
Nefretle karşılanan, kötü
-
[sıfat]
Tanrı tarafından lanetlenmiş olan, lanetli
- FÜSUN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Büyü
- "Bazen titrek sular üstüne garip bir füsunla dökülmüş ışıktan bir servinin serildiği görülürdü." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Büyü
- MADUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alt
-
Ast
-
[isim]
Alt
- TUNİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Pantolon veya etek üzerine giyilen, dizlere kadar inen üst giysisi
-
[isim]
Pantolon veya etek üzerine giyilen, dizlere kadar inen üst giysisi
- KUNDA
-
-
[isim]
Bir çeşit büyük ve zehirli örümcek
-
[isim]
Bir çeşit büyük ve zehirli örümcek
- CUNDA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yatay serenlerin her iki başı
-
[isim]
Yatay serenlerin her iki başı
- PUNTA
- ...
- KAVUN
-
-
[isim]
Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, iri meyveli bir bitki (Cucum)
-
Bu bitkinin genellikle güzel kokulu, sulu ve etli meyvesi
-
[isim]
Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, iri meyveli bir bitki (Cucum)
- SUNUŞ
-
-
[isim]
Sunma işi veya biçimi
-
Büyüklere söylenilen söz, maruzat
-
Ön söz
-
[isim]
Sunma işi veya biçimi
- BUNLU
-
-
[sıfat]
Sıkıntılı
-
[sıfat]
Sıkıntılı
- TORUN
-
-
[isim]
Bir kimseye göre çocuğunun çocuğu
- "Onun torunu koşarak yanına gelir, yüzünü, gözlerini öper!" (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Aynı soydan gelenler
- "... mademki hepimiz Âdem'le Havva'nın torunlarıyız..." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Bir kimseye göre çocuğunun çocuğu
- DURUN
- ...
- DÜYUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Borçlar
-
[isim]
Borçlar
- ZEBUN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Güçsüz, zayıf, âciz
- "İnsan gözünden ziyade, bu kafese konmuş vahşi, yırtıcı hayvanların, içleri hırs, haşinlik ve ürkeklikle dolu, heybetli fakat zebun gözlerine benziyordu." (Refik Halit Karay)
- "Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek." (Yavuz. Sultan Selim)
- "Bir zaman gelir ki sırf kendi icadımız olan bir his elinde zebun kalırız." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
Güçsüz, zayıf, âciz