İçinde ten olan 7 harfli 36 kelime var. İçerisinde TEN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ten olan kelimeler listesine ya da Sonu ten ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E N T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
NET, TEN
2 Harfli Kelimeler
EN, ET, NE, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TENASÜP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birbirine uyma, yakışma, aralarında uygunluk bulunma, oran, orantı
-
Birbirleriyle ilgili söz veya kavramların dizelerde toplanması sanatı
-
[isim]
Birbirine uyma, yakışma, aralarında uygunluk bulunma, oran, orantı
- TENAKUS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Azalma, eksilme
-
[isim]
Azalma, eksilme
- TENASÜH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ruh göçü
-
[isim]
Ruh göçü
- TENTENE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dantel
- "Vitrinlerde tenteneleri, işlemeleri, esvapları seyretti." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Dantel
- YÜRÜTEN
-
-
[isim]
Yürüteç
- "Ona dört ayaklı yürütenlerden aldık, sevindi." (Tarık Dursun K)
-
[isim]
Yürüteç
- TENTELİ
-
-
[sıfat]
Tentesi olan
- "Uzun, tenteli, tek atlı muhacir arabalarına binilir." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Tentesi olan
- ANTENLİ
-
-
[sıfat]
Anteni olan
-
[sıfat]
Anteni olan
- TENZİHİ
- ...
- PÜRİTEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Kutsal kitapları yeniden ve değişik bir anlayışla okumaya özen gösteren
- "Ben Avrupa'nın püriten papazlarıyla rekabet eden ruhiyat büyücülerinden değilim." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Kutsal kitapları yeniden ve değişik bir anlayışla okumaya özen gösteren
- DEFATEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Ansızın
-
Birden, aniden
- "Sönük bakan gözleri defaten parladı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[zarf]
Ansızın
- ÜSTENME
-
-
[isim]
Üstenmek işi, taahhüt, angajman
- "Kimseyle bu türlü alışverişim yoktu. Kimsenin üstenmesi, girdisi çıktısı, alacağı, borcu ile uğraşmak istemiyordum." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Üstenmek işi, taahhüt, angajman
- YETENEK
-
-
[isim]
Bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği, kabiliyet
- "Gençleri yeteneklerine göre işe yöneltmeli."
-
Bir duruma uyma konusunda organizmada bulunan ve doğuştan gelen güç, kapasite
-
Kişinin kalıtıma dayanan ve öğrenmesini çerçeveleyen sınır
-
Dışarıdan gelen etkiyi alabilme gücü
-
[isim]
Bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği, kabiliyet
- TENKİDİ
- ...
- ETENELİ
-
-
[sıfat]
Etenesi olan
-
[sıfat]
Etenesi olan
- İSTENME
-
-
[isim]
İstenmek işi
-
[isim]
İstenmek işi
- TENNURE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mevlevi dervişlerinin giydiği kolsuz, yakasız, yırtmaçlı, beli kırmalı, uzun ve geniş giysi
- "O tennurelerin elvan elvan renkleri ve bu renklerin göz alıcı, baş döndürücü kasırgası..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Mevlevi dervişlerinin giydiği kolsuz, yakasız, yırtmaçlı, beli kırmalı, uzun ve geniş giysi
- ÜSTENCİ
-
-
[isim]
Yüklenici
-
[isim]
Yüklenici
- TENİSÇİ
-
-
[isim]
Tenis oynayan kimse
-
[isim]
Tenis oynayan kimse
- TENCERE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İçinde yemek pişirilen, kapaklı, genellikle metal kap
- "Ocağın külleri üstünde duran tenceredeki fasulyeyi bitirdiler." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
İçinde yemek pişirilen, kapaklı, genellikle metal kap
- SURETEN
- ...