İçinde tema olan 20 kelime var. İçerisinde TEMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tema olan kelimeler listesine ya da Sonu tema ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
MATEMATİKÇİLİK
MATEMATİKSEL, MATEMATİSYEN
GUATEMALALI, MATEMATİKÇİ, MÜTEMADİYEN
SİSTEMATİK
MATEMATİK, MÜTEMAYİL, MÜTEMAYİZ, GUATEMALA
MÜTEMADİ
TEMARUZ, TEMATİK, TEMAYÜL, TEMAYÜZ
TEMADİ, TEMAŞA
TEMAS
TEMA
A E M T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
META, TEMA
3 Harfli Kelimeler
ATE, MAT, MET, TAM, TEM
2 Harfli Kelimeler
AM, AT, EM, ET, ME, TA, TE, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MATEMATİKÇİLİK
-
-
[isim]
Matematikçi olma durumu
-
[isim]
Matematikçi olma durumu
- MATEMATİSYEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Matematikle uğraşan kimse
-
[isim]
Matematikle uğraşan kimse
- MATEMATİKSEL
-
-
[sıfat]
Matematik bilimi ile ilgili olan, riyazi
-
Kesin, sağlam, bütün kuşkulardan uzak olan
-
[sıfat]
Matematik bilimi ile ilgili olan, riyazi
- MATEMATİKÇİ
-
-
[isim]
Matematikle uğraşan kimse, riyaziyeci, matematisyen
-
Matematik öğretmeni
-
[isim]
Matematikle uğraşan kimse, riyaziyeci, matematisyen
- MÜTEMADİYEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Ara vermeden, sürekli olarak, biteviye
- "Mütemadiyen vahşilerden, korsanlardan bahsettik." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Ara vermeden, sürekli olarak, biteviye
- GUATEMALALI
- ...
- SİSTEMATİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Sistemli
- "Bu sorunun sistematik incelemesini yapmak bana düşmez." (Aydın Boysan)
-
[sıfat]
Sistemli
- GUATEMALA
- ...
- MÜTEMAYİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İstekli görünen, eğilimi olan
- "Yeniliğe mütemayil."
-
[sıfat]
İstekli görünen, eğilimi olan
- MÜTEMAYİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kendini gösteren, sivrilen
-
[sıfat]
Kendini gösteren, sivrilen
- MATEMATİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Aritmetik, cebir, geometri gibi sayı ve ölçü temeline dayanarak niceliklerin özelliklerini inceleyen bilimlerin ortak adı, riyaziye
-
[sıfat]
Sayıya dayalı, mantıklı, ince hesaba bağlı
- "Eski yorumcular daha ileri gitmiş, evrenin yaratılmasında ve doğanın kurallarında bile matematik bir öz bulmuşlardır." (Haldun Taner)
-
[isim]
Aritmetik, cebir, geometri gibi sayı ve ölçü temeline dayanarak niceliklerin özelliklerini inceleyen bilimlerin ortak adı, riyaziye
- MÜTEMADİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sürekli, aralıksız
- "Karadeniz limanlarından Ankara'ya doğru mütemadi bir akın var." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Sürekli, aralıksız
- TEMAYÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir tarafa eğilme, meyletme
- "Musiki ruhların en tabii temayülleri arasındadır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Yönseme
-
Bir kimseye veya bir şeye ilgi duyma
- "Yarının siyasetine yol açan fikirler, temayüller ilk önce bunlar arasında kaynaşır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Bir tarafa eğilme, meyletme
- TEMAYÜZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başkalarına göre üstün duruma gelme, sivrilme, seçkinleşme
-
[isim]
Başkalarına göre üstün duruma gelme, sivrilme, seçkinleşme
- TEMARUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendini hasta gibi gösterme
-
[isim]
Kendini hasta gibi gösterme
- TEMATİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Bir tema etrafında oluşan
-
[sıfat]
Bir tema etrafında oluşan
- TEMADİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sürme, sürüp gitme, uzama
- "Bir zevk, bir lezzet temadi ederse artık fark olunmamaya başlar." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Sürme, sürüp gitme, uzama
- TEMAŞA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Hoşlanarak bakma, seyretme
- "Benden evvel çoluk çocuk bütün ev halkı hayvanı temaşaya çıkmışlar." (Memduh Şevket Esendal)
- "Koca bir tarihin tutuştuğunu çöllerde susuz yanan insanların çatlak dudaklarında temaşa ediyoruz." (Aka Gündüz)
-
Oyun, temsil, piyes, tiyatro
- "Bazı meddahlar da Karagöz oynatmış, şahbaz, hayalbaz veya hayalî isimleriyle yaşadıktan sonra temaşa hayatımızdan el etek çekmişlerdir." (Samiha Ayverdi)
-
[isim]
Hoşlanarak bakma, seyretme
- TEMAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Değme, dokunma (I), dokunuş (I)
- "Etrafımda uçları birbirine temas etmiş hilallerden müteşekkil bir daire vardı." (Ömer Seyfettin)
-
Buluşup görüşme, ilişki kurma, münasebet
- "Her nevi halkla temas ve kaynaşma hâlinde bulunmalıdır." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Şiiri iyi okuyanlarla fena okuyanlar arasındaki esaslı farka temas ettik." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Değinme, sözünü etme, bahsetme
- "O konuya hiç temas edilmedi."
-
Gidip gelme, ulaşım, bağlantı
- "İki şehir arasında temas kesildi."
-
Dokunma
-
[isim]
Değme, dokunma (I), dokunuş (I)
- TEMA
-
Kelime Kökeni : Yunanca
-
[isim]
Asıl konu, temel motif
- "Tablonun teması. Anıtın teması, Kurtuluş Savaşı'ydı."
-
Öğretici veya edebî bir eserde işlenen konu, düşünce, görüş
-
Bir besteyi oluşturan temel motif
-
[isim]
Asıl konu, temel motif