İçinde tem olan 6 harfli 19 kelime var. İçerisinde TEM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tem olan kelimeler listesine ya da Sonu tem ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E M T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
MET, TEM
2 Harfli Kelimeler
EM, ET, ME, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TEMMUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yılın otuz bir gün süren, yedinci ayı
-
[isim]
Yılın otuz bir gün süren, yedinci ayı
- TEMHİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mühürleme
-
[isim]
Mühürleme
- TEMKİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işin sonunu düşünerek ölçülü, tedbirli davranma
- "Bütün temkin ve vakarını kaybedip konuşanlara sokuldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Bir işin sonunu düşünerek ölçülü, tedbirli davranma
- TEMDİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uzatma, sürdürme
-
[isim]
Uzatma, sürdürme
- MELTEM
-
-
[isim]
Yazın karadan denize doğru esen mevsim rüzgârı
- "Ne sert kış, ne gümrah ve gölgeli yaz / Ne ılık meltemler ve keskin ayaz." (Ahmet Kutsi Tecer)
-
[isim]
Yazın karadan denize doğru esen mevsim rüzgârı
- TEMBUL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Hindistan'da yetişen, tırmanıcı bir tür biber ağacı (Piper betle)
-
[isim]
Hindistan'da yetişen, tırmanıcı bir tür biber ağacı (Piper betle)
- YÖNTEM
-
-
[isim]
Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, usul, sistem
-
Bilimde belli bir sonuca erişmek için bir plana göre izlenen yol, metot
-
[isim]
Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, usul, sistem
- TEMBİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin belli biçimde ve yolda yapılmasını söyleme, bunu üsteleyerek hatırlatma, uyarı
- "Ertesi gün ayrılırken tekrar oradan geçmemi sıkı sıkı tembih ediyorlar." (Halide Edip Adıvar)
-
Uyarma
- "Bu zılgıtın içinde bir daha böyle yergiler yazmaması tembihi de vardır." (Salâh Birsel)
-
Uyarım
-
[isim]
Bir şeyin belli biçimde ve yolda yapılmasını söyleme, bunu üsteleyerek hatırlatma, uyarı
- SİSTEM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Düzen
-
Bir sonuç elde etmeye yarayan yöntemler düzeni
- "Servet, nasıl kazanılmış olursa olsun, onun kontrolüne girecek rejim ve sistem memleketi mahvedecektir." (Halide Edip Adıvar)
-
Yol, yöntem
- "Eski bir sistem."
-
Bir aracı oluşturan düzen, düzenek, tertibat
- "Fren sistemi."
-
Model, tip
- "... son sistem, pırıl pırıl bir rotatif almışlar." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Dizge
-
[isim]
Düzen
- TEMRİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tekrarlatarak alıştırma
- "Bir zamanlar ben de nefsimi köreltmek için benliğimin burnunu kıracak böyle temrinler yapardım." (Haldun Taner)
-
[isim]
Tekrarlatarak alıştırma
- TEMBEL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
İş görmeyi, çalışmayı sevmeyen, çaba göstermekten, sıkıntıdan kaçan (kimse), üşengeç
- "Tembeller ve işsizler daha çok yorulurlar." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Fonksiyonunu yerine getirmede yavaşlık gösteren (organ)
- "Galiba karaciğeri de tembel." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
İş görmeyi, çalışmayı sevmeyen, çaba göstermekten, sıkıntıdan kaçan (kimse), üşengeç
- TEMLİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mülk olarak verme
-
Bir hakkın diğer bir kimseye geçirilmesi
-
[isim]
Mülk olarak verme
- TEMREN
-
-
[isim]
Cirit ucu
-
[isim]
Cirit ucu
- TEMAŞA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Hoşlanarak bakma, seyretme
- "Benden evvel çoluk çocuk bütün ev halkı hayvanı temaşaya çıkmışlar." (Memduh Şevket Esendal)
- "Koca bir tarihin tutuştuğunu çöllerde susuz yanan insanların çatlak dudaklarında temaşa ediyoruz." (Aka Gündüz)
-
Oyun, temsil, piyes, tiyatro
- "Bazı meddahlar da Karagöz oynatmış, şahbaz, hayalbaz veya hayalî isimleriyle yaşadıktan sonra temaşa hayatımızdan el etek çekmişlerdir." (Samiha Ayverdi)
-
[isim]
Hoşlanarak bakma, seyretme
- İSTEME
-
-
[isim]
İstemek işi
- "İsteme adresi."
-
[isim]
İstemek işi
- TEMSİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birinin veya bir topluluğun adına davranma
-
Belirgin özellikleri ile yansıtma, sembolü olma, simgeleme
- "Ayağa kalktı, ezberlediği bir sahneyi temsil etti." (Peyami Safa)
-
Sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, oyun
- "Çarşamba akşamı Tepebaşı'nda bir temsil verdim." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Sizin temsil ettiğiniz zümre bu sahada belli başlı bir rol oynayacak kudrette değildir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[edat]
Söz gelişi
-
Özümleme
-
[isim]
Birinin veya bir topluluğun adına davranma
- TEMCİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Recep, şaban ve ramazan ayları süresince, sabah ezanından sonra minarelerden okunan ve Allah'ın ululuğunu belirten dua
-
[isim]
Recep, şaban ve ramazan ayları süresince, sabah ezanından sonra minarelerden okunan ve Allah'ın ululuğunu belirten dua
- TEMYİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayırt etme
-
Mahkemelerce verilen kararın kanun ve usul yönünden incelenmesini sağlayan yasal yol
- "Dama tıkıldım ama temyizde beraat ettim." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Ayırt etme
- TEMADİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sürme, sürüp gitme, uzama
- "Bir zevk, bir lezzet temadi ederse artık fark olunmamaya başlar." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Sürme, sürüp gitme, uzama